Gökten Üç Elma Düştü

Küçük çapta bir hırsız olan genç Ali (İsmail Hacıoğlu) evden kaçmıştır.  Annesinden ve ender gördüğü babasından… Nasıl karşılanacağını bilmeden İstanbul’daki daha önce hiç görmediği dedesine doğru garip bir yolculuğa çıkar…
Ali’nin dedesi emekli asker Recep (Köksal Engür), tek başına askeri disiplin içinde yaşayan huysuz bir ihtiyardır. Karısını üç yıl önce kaybetmiş ve onay vermediği bir evlilik yapmış kızı Yıldız’la da yaklaşık yirmi yıldır görüşmüyordur. Recep’in tüm saatleri hemen her gün aynı geçiyordur artık. Ta ki küçük torunu Ali çıkıp gelene kadar…
Recep’in üst kat komşusu Nilgün (Bennu Yıldırımlar) ise; Yalnız yaşayan, orta yaşlarda, üniversite mezunu, asi,  modern bir fahişe’dir. Nilgün ile Recep sürekli tartışırlar. Çünkü Recep onun fahişe olduğunu biliyor ve onu apartmandan atmak istiyordur.
Recep’in kızı Yıldız’ın eve gelip onunla yüzleştiği; Ali’nin kokain borcu yüzünden rehin tutulduğu yerden kurtulup eve nasıl gireceğini düşündüğü; Ve Nilgün’ün bir müşterisinin yaşattığı bunalımla intihar aşamasına geldiği o gece, oturdukları apartmanın çatısında bir araya gelirler…
Onlar artık geri dönülemez bir birlikteliğin içindedirler. Üçü de yaşam hakkında düşünülenlerin gerçekle uyuşmadığını anlar. Her şey ‘aile’ içinde çözümlenmiştir o gece. Birini öldürmüşlerdir… “Gökten Üç Elma Düştü” yazısını okumaya devam et

Sıradan Bir Gündü / He Was A Quiet Man

HE WAS A QUIET MAN-Sıradan Bir Gündü
Bob Maconel (Christian Slater) kötü bir gün geçirmektedir. Her zamanki 8 saatlik mesaisini kasvetli, gri kabininde, iş arkadaşları tarafından dışlanarak ve yaşadığı dünyadan tamamen kopuk hissederek geçirmektedir. Bu berbat günde, kazara, potansiyel katillikten kahramanlığa geçer ve onu bugüne kadar hiç farketmemiş olan arzu nesnesi Venessa’nın hayatını kurtarır. Bu kahramanca davranışı onu monoton gerçekliğinden sürreal bir kasırgaya doğru çeker. Başrollerini Christian Slater, William Macy ve Elisha Cuthbert’in paylaştığı “SIRADAN BİR GÜNDÜ (He Was A Quite Man)”nün yönetmenliğini Frank A. Cappello (American Yakuza), Senaryosunu Frank A. Cappello (Constantine),Yapımcılığını ise Michael Leahy (Pulse)’ün yaptığı filmde Christian SLATER (The Good Shepherd),Elisha CUTHBERT (24, House of Wax),William H. MACY (Edmond) “Sıradan Bir Gündü / He Was A Quiet Man” yazısını okumaya devam et

Yaşam Arsızı

“Her şeye  rağmen, yaşamak”
Elif, iki çocuk annesi,  sıra dışı bir pavyon kadınıdır. Tarihçi olan babasının aşıladığı dünya görüşünün de etkisiyle, yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen insan kalmayı başarabilmiştir. Çocuklarına “ne yapıp yapacaksınız; ama yaşamınızı kimseyi incitmeden yaşayıp bitireceksiniz” diye öğüt vermiştir hep.
Bataklıkta dans etmek kadar zor olan hayatını defalarca bitirmeye çalışmıştır Elif. “Bu hayatı yaşamayı beceremiyorum” der, kendi kendine  sık sık; ama eli kolu bağlıdır. Çünkü iki çocuk anasıdır Elif ve bu dünyaya çocuk getirmek onun hayattaki en büyük hatasıdır. Ne yapıp, ne edip çocukları büyüyene kadar sürdürecektir hayatını…
“İki bebek, iki şizofren kardeş, birde alkolik kocan varsa… ve  kış günü aç bir halde sokakta kalmışsan, pavyon çok iyi bir alternatiftir. Karnını doyururlar, iki kuruş para verirler, yatacak sıcak bir yerin olur ve bir anda umutsuzluğun umuda dönüşüverir. Ayrıca bu dünya, sizin yaşadığınız dünyadan çok daha net ve temizdir. Bu dünyada kimse kendini gizlemez, neyse odur.
Hayatta herkes bir şekilde senden yararlanmak ister; burada hiç olmazsa bunu açıkça dile getirirler” der Elif, dışarıdaki hayata yeğlediği “Pavyon Hayatından” söz ederken. “Yaşam Arsızı” yazısını okumaya devam et

Milyoner / Slumdog Millionaire

Hindistan’ın izlenme rekorları kıran “Kim Milyoner Olmak İster?” adlı televizyon şovunda kaçınılmaz karar anı … Yakıcı stüdyo ışıkları altında nefeslerini tutan izleyiciler, 18 yaşındaki yetim sokak çocuğu Jamal Malik’in 20 milyon rupi kazanmak için son soruyla vereceği cevabı heyecanla beklemektedir.
Programın sunucusu Prem Kumar, sıfırdan zengin olacak bu sokak çocuğunun tüm soruları bilebilme ihtimaline inanmaz ve onu hile yaptığı iddiasıyla polise ihbar eder. Şova ara verildiğinde, polisler Jamal’ı hile yapmak suçuyla tutuklarlar.
Gece boyunca sorguya çekilen yarışmacının karşısına soruları tekrar çıkarırlar. Jamal her sorunun doğru cevabını nasıl bulduğunu anlatmaya başlar. Bunun sonucunda, genç çocuğunun inanılmaz yaşam hikayesi gün yüzüne çıkar.
Jamal’ın hikayesi, modern Hindistan’ın hikayesi. Mumbai şehirinin gecekondu mahallesinde büyüyen Jamal’ın annesi çıkan bir din çatışmasında gözlerinin önünde katledilir. Bu olaydan sonra Jamal, abisi Salim ve tek aşkı yetim Latika’yla birlikte sokaklarda yaşar.
Şehrin en fakir bölgelerinde sokak çeteleri içinde geçen çocukluğu Jamal’ın iyi huylu yapısını hiç bozmaz. Ama kardeşi Salim güç ve paraya açtır. İki kardeş arasındaki gerilim ve çekişme yetişkin birer kişi oldukça artar. Ve bir gece yaşanan bir olay Jamal’ın kardeşinden tamamen kopmasına ve gerçek aşkı Latika’yı kaybetmesine neden olur. “Milyoner / Slumdog Millionaire” yazısını okumaya devam et

Gölgesizler

Almanya’da “Doğu’nun Kafka’sı” olarak nitelendirilen çağdaş Türk yazar Hasan Ali Toptaş’ın ödüllü romanı “Gölgesizler” in çekimleri Kırklareli’nin Karadere köyünde tamamlandı.
Çağdaş Türk Edebiyatı’nın en önemli yazarlarından Hasan Ali Toptaş’ın 1994 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandığı kitabı “Gölgesizler”in, Hakan Karahan’ın yapımcılığı, Ümit Ünal’ın senaryo ve yönetmenliğinde, ağırlıklı olarak tiyatro sanatçılarından oluşan oyuncu ekibiyle birlikte sinemaya aktarıldı.
Yazar Hakan Karahan’ın üç sene önce, kitaba hayran kalarak film haklarını satın aldığı “Gölgesizler”’in Bulgaristan sınırına yakın Karadere köyündeki çekimlerinin ardından, geçen yıl Haziran ayı içinde Berlin’de gerçekleşen çekimlerin ardından film tamamlandı. “Gölgesizler” yazısını okumaya devam et