Kan Arzusu – Thirst

OLDBOY (İHTİYAR DELİKANLI)’NIN YÖNETMENİNDEN CANNES 2009 JÜRİ ÖDÜLLÜ TÜYLER ÜRPERTİCİ BİR FİLM!

‘KAN ARZUSU’ ‘THIRST’

Kan Arzusu
‘Senin zevkin için daha kaç kişi ölecek?’

Ölümcül bir hastalığın tedavisi için gizli bir laboratuvar kurulmuştur. Emmanuel virüsüne karşı geliştirilen aşı, gönüllü denekler üzerinde test edilmektedir. Sang-hyun hastaların hayatını kurtarmak amacıyla gönüllü olarak deneye katılır. Yapılan deney sonucu 500 denek arasında hayatta kalmayı başaran tek kişi vardır: Sang-hyun. Fakat kimsenin bilmediği bir gerçek vardır: Sang-hyun iylik yapmak için gittiği laboratuvardan, kan ile beslenen bir vampir olarak çıkmıştır!

Cinayet işlemeden hayatta kalmayı başarabilecek midir, yoksa kan arzusu hayata dair tüm inançlarından vazgeçmesine mi neden olacaktır?

Kan Arzusu’nda kan için duyulan susuzluk ve bitmek bilmez ölümcül arzular çarpıcı bir seyir zevki sunuyor. “Kan Arzusu – Thirst” yazısını okumaya devam et

Bulanık Sular – DeUsynlige – Troubled Water

TROUBLED WATER BULANIK SULAR

Snopsis

Jan Thomas’ın hapishanedeki son günü diğer mahkumlar tarafından dövülüp kaynar suya batırılmasıyla başlar. Buna rağmen, her ne kadar masum olduğunu iddia etse de çocuk katili olarak yaftalandığından daha kötü bir uğurlama ile karşılaşmadığı için kendisini şanslı saymaktadır. Artık özgürdür ve her şeye yeniden başlamak için ikinci bir şansa sahiptir. Yetenekli bir organist olarak Oslo kilisesinde bir iş bulur. Burada nazik tavrı ve yeteneği sayesinde kısa sürede üstlerinin saygısını kazanır. Çok geçmeden pastör(rahibe) Anna ve küçük oğlu Jen’in de kalbini kazanmayı başarır. Onlara hapishane günlerinden bahsetmemeye karar verir. Ancak geçmişi yakasını bırakmamaktadır:  Öğretmen olan Agnes kiliseye bir okul gezisi gerçekleştirmektedir. O sırada organistin, biricik oğlunu öldürmekten hüküm giymiş genç Jan Thomas olduğunu fark eder…

“Troubled Water” geçmişiyle ve kendi kesişen kaderleriyle hesaplaşmaya/ uzlaşmaya/barışmaya çalışan insanlarla ilgili iki çarpıcı hikayeyi ustalıkla bir araya getirmektedir. İyiyi ve kötüyü, suçu ve masumiyeti rahatsız edici bir biçimde harmanlayan; sempatiyle ya da anlayışla bakılan bütün karakterlerin hayatlarını kontrol eden/ denetleyen bir drama. “Troubled Water”, Norveçli yönetmen Erik Poppe’un “Schpaa” ile başlayan ve “Hawaai.Oslo” ile devam eden üçlemesinin son filmi. “Bulanık Sular – DeUsynlige – Troubled Water” yazısını okumaya devam et

Tanrının Kitabı – The Book Of Eli

Fida Film Sunar

TANRININ KİTABI
“THE BOOK OF ELI”

5 Şubat 2010’da sinemalarda.

Çok uzak olmayan bir gelecekte, son savaştan 30 yıl kadar sonra, bir adam bir zamanlar Amerika olan çorak topraklarda tek başına yürüyor. Boş şehirler, çökmüş otobanlar, kavrulmuş toprak—etrafında sadece yıkım felaketinin izleri var. Burada uygarlık yok, kanun yok. Yollar ayakkabıları için, bir matara su için… ya da hiçbir şey için adam öldüren çetelere ait.. Ama onlar bu yolcunun dengi değil.

Seçtiği için değil öyle gerektiği için savaşçı olmuş Eli (Denzel Washington) sadece huzur arıyor ama zorlanırsa, yaptıkları ölümcül hatayı anlama fırsatı vermeden rakiplerini alaşağı ediyor. Şiddetle koruduğu şeyse hayatı değil, geleceğe dair umudu; 30 yıldır taşıyıp koruduğu ve gerçekleştirmeye kararlı olduğu bir umut. Bu adanmışlıkla hareket eden ve kendinden büyük bir şeye olan inancını rehber edinen Eli, hayatta kalmak için gerekeni yapmalı—ve devam etmeli.

Bu yıkılmış dünyada Eli’ın elinde tuttuğu gücü anlayan ve onu ele geçirmeye kararlı olan bir tek kişi var: Carnegie (Gary Oldman), hırsızlar ve silahşörlerden oluşan derme çatma bir kasabada hükümdarlığını ilan etmiş bir despot. Bu sırada, Carnegie’nin evlatlık kızı Solara (Mila Kunis) başka bir nedenden ötürü Eli ile ilgileniyor: Üvey babasının gölgesinin ötesinde neler olabileceğine dair bir bakış. Ama ikisi de onu yolundan döndürmenin kolay olmadığını görecek. Hiçbir şey—ve hiç kimse—onun önünde duramaz. Eli hedefine ulaşmalı ve mahvolmuş insanlığa yardım getirmeli. “Tanrının Kitabı – The Book Of Eli” yazısını okumaya devam et

Paranormal Activity

“Paranormal Activity”

“Bir avuç toz içinde sana korkuyu göstereceğim.”
– T.S. Eliot, The Waste Land

Genç, orta gelirli bir çift iki katlı evlerine taşındıktan bir süre sonra, özellikle geceleri giderek artan bir şiddetle kendini gösteren, rahatsız edici bir takım ses ve olaylara tanık olmaya başlarlar.

Özellikle de uykuda oldukları sırada.

Paramount Pictures, Oren Peli’nin yazıp yönettiği “Paranormal Activity”i sunar.  Bir Blumhouse Productions yapımı olan filmin başrollerinde Katie Featherston, Micah Sloat, Mark Fredrichs, Amber Armstrong ve Ashley Palmer var.  Yönetmen Peli’nin aynı zamanda kurgusunu da yaptığı filmin, yapımcıları Jason Blum ve Oren Peli. İdari yapımcı koltuğunda Steven Schneider oturuyor. Ortak yapımcılar ise, Toni Taylor ve Amir Zbeda. “Paranormal Activity” yazısını okumaya devam et

Kırık Kucaklaşmalar – Broken Embraces

Bir Pedro ALMODOVAR filmi
KIRIK KUCAKLAŞMALAR(Los Abrozos Rotos)
8 OCAK 2009’DA SİNEMALARDA

SİNOPSİS
Karanlıkta yazan, yaşayan ve seven bir adam. Bundan 14 yıl önce Lanzarote adasında geçirdiği korkunç trafik kazasında sadece görme yeteneğini değil, Lena’yı, yani hayatının kadınını da kaybetmiştir. İki isim kullanır: Harry Caine, senaryo, hikaye ve edebi yazılarını yazarken kullandığı takma adı, Mateo Blanco da yönetmenlikte kullandığı gerçek adıdır. Kazadan sonra gerçek kimliğini reddeder ve takma adı Harry
Caine ismini kullanır. Hayatta tutunabilmesi için Mateo Blanco’nun Lanzarote’de sevgilisi Lena ile öldüğü fikrini kabullenir.
Senaryoları sayesinde yaşayan Harry Caine’e eski sadık yapımcısı Judit Garcia ve Judit’in oğlu ve yazılarını kağıda döken Diego yardım eder.Yaşamaya ve yazmaya karar verdiğinden beri, Harry acıyla alay eden ve bilinçli olarak geçmişini unutan hayattan zevk almak için diğer duygularını geliştiren çekici bir adamdır. Gerçek kimliği olan Mateo Blanco’nun tüm izlerini hayatından siler. Bir gece Diego bir kaza geçirir ve Harry o gece onun başından ayrılmaz ve ona bakar. Diego ona, Mateo Blanco’ya bir kaç şey sormak istediğini söyler, Harry şaşkınlığının ardından kabul eder ve 14 yıl önce olanları bir babanın uykuya dalan oğluna masal anlatması gibi anlatmaya başlar. “Kırık Kucaklaşmalar – Broken Embraces” yazısını okumaya devam et