Ya Sonra

“Ya Sonra?” 25 Şubat 2011′ de vizyona girecek.

Aşkın Dağlarda Gezer,Haziran Gecesi,Kader ve Neredesin Firuze gibi başarılı dizi ve sinema filmlerinin öykü ve proje tasarımını üstlenen Özcan Deniz, yeni bir sinema filmiyle ilk kez yönetmen koltuguna geçti. Yapımcılığını Renkli Filmler, DNZ Film ve Demtas Film’in, dağıtımını Warner Bros.’un üstlendiği Ya Sonra? Türkiye’de 350 kopya ile 750 salonda vizyona çıkmasının yanı sıra Avrupa ve Asya’da 19 ülkeyle birlikte 25 Şubat 2011′ de vizyona girecek.

Özcan Deniz, Deniz Çakır, Barış Falay’ın rol aldığı film, eğlenceli ama bir o kadar da hüzünlü bir aşk hikayesini anlatıyor.Bu sezonun en iddialı yapımları arasında yer alan Ya Sonra? filminde Naz Elmas, Ragıp Savaş, Erdem Akakçe, Janset ve Mehmet Arslan gibi başarılı oyuncular rol alıyor.

Özcan Deniz’in yaklaşık dört yıldır üzerinde çalıştığı projesinin çekim süreci Ağustos ayında başladı ve 8 haftalık çekimle tamamlanmış oldu. Yüksek bütçeli sinema filminin İstanbul’da başlayan çekimleri Antalya ve güney sahillerinde devam etti. Laboratuvar çalışmaları, montaj aşamaları ve ses işlemleri yurt içi ve yurt dışında alanında en iyi stüdyolarda yapılan Ya Sonra? filminde,seyircilerin anılarında yer etmiş şarkıların yanı sıra, kayıtları Berlin Flarmoni Orkestrası ile yapılan üç yeni şarkıyı ilk kez filmde duymak izleyiciler için sürpriz olacak. “Ya Sonra” yazısını okumaya devam et

Yeşil Yaban Arısı – The Green Hornet

YEŞİL YABAN ARISI
THE GREEN HORNET

Yapım Bilgileri

Michel Gondry’nin heyecan verici yeni 3D aksiyon komedisi The Green Hornet/Yeşil Yaban Arısı’nda, Britt Reid (Seth Rogen) Los Angeles’ın en seçkin ve saygın medya patronunun oğludur ve hayatına bir yön çizmeden, halinden memnun bir şekilde alemden aleme koşturmaktadır.– ta ki babası (Tom Wilkinson) gizemli bir şekilde ölene ve Britt’e muazzam bir medya imparatorluğu bırakana kadar.Babasının daha verimli ve yaratıcı çalışanlarından biri olan, Kato (Jay Chou) ile benzersiz bir dostluk kuran Britt, hayatında ilk kez anlamlı bir şey yapma fırsatını bulur: suçla savaşmak. Suçlulara yaklaşmak için, kusursuz bir paravan bulurlar: kendilerini suçlu olarak tanıtacaklardır. Kanunu çiğneyerek koruyan Britt, Yeşil Yaban Arısı adlı suç savaşçısı haline gelerek Kato ile birlikte sokakları dolaşmaya başlar.

Tüm dehasını ve becerisini kullanan Kato, silah teknolojisinde son noktayı temsil eden ve nostaljik bir hava taşıyan, ateş gücünde de beygir gücünde de rakipsiz, yok edilemez bir otomobil olan Siyah İnci’yi inşa eder.Tekerlekli kaleyle yol alan ve Kato’nun zekice tasarladığı cihazlarla kötülere aman vermeyen Yeşil Yaban Arısı ve Kato çabucak isim yapmaya başlar ve Britt’in yeni sekreteri Lenore Case’in (Cameron Diaz) yardımıyla Los Angeles’ın sert yeraltı dünyasını kontrol eden adamın peşine düşerler: Benjamin Chudnofsky (Christoph Waltz).  Ancak Chudnofsky’nin kendine has planları vardır: Yeşil Yaban Arısı’nı tek seferde ve sonsuza dek ezmek. “Yeşil Yaban Arısı – The Green Hornet” yazısını okumaya devam et

Çalgı Çengi

Çalgı Çengi

Konu:
Salih ve Gürkan, düğün, kına gecesi gibi organizasyonlarda müzisyenlik yaparak hayatını kazanan Ankaralı iki teyzeoğludur. Gürkan (daha solist ve jön fakat aynı zamanda klarnet icra eden) ve Salih (sesi ve fiziğiyle değil, her parçayı çalabilen piyano – orguyla müzisyenlik peşinde) bir ikili olarak, sıra altı bir organizatörün kendilerine pasladığı virane işlerle ekmek doğrultmaya çalışmaktadırlar. Teyzeoğulları, alışık oldukları üzere yine Bağcılar – Güneşli hattında bir yerlerde ve muhtemelen yer altındaki bir düğün salonuna doğru yola çıkarlar. Gittikleri yerde kendilerini karşılayan düğün sahibinin, hazırlanmaları için kendilerini evin kömürlüğüne bırakması, o güne kadar itilip kakılmaya alışmış kardeşler için bile ciddi hayal kırıklığıdır, fakat bu sefer ‘kulis’te davetsiz misafirleri olacaktır. Aynı saatlerde, iki maföz tip, yakaladıkları banka güvenlik görevlisini gözden uzak bir yerde sorgulamak üzere bu izbe mahalle köşesinde bulabildikleri en kuytu mekân olan kömürlüğe tıkmışlardır. Güvenlik görevlisinin dengesiz mafya elemanına diklenmesi sonucu öldürülmesi, kardeşlerin müzisyenlik hayatını kaydırır. Artık cesedi sahiplenmekle, kendi cesetlerini teslim etmek arasında bir seçim yapmak durumundadırlar. Maföz tipler vurdukları adamın cesedini sabaha dek ortadan kaybetmelerini isteyince, teyzeoğulları en akıllıca fikir olarak ancak cesedi sırtlayıp eve götürmeyi bulurlar. Evlerinde bir cesetle ikâmete başlayan teyzeoğullarının bu misafirperverliği, cesedin kapalı kaldığı yerde fena halde sıkılması ile kısa sürecektir. “Çalgı Çengi” yazısını okumaya devam et

Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak

SINYORA ENRICA İLE İTALYAN OLMAK, 18 Şubat 2011 DE SİNEMALARDA

KONU: Yıllar önce, oğlunu da arkasında bırakarak kendisini terk eden kocasından sonra hiçbir erkeği kapısından bile içeri sokmayan Sinyora Enrica (Claudia Cardinale – Fahriye Evcen), bu özelliğiyle ün salmıştır. Enrica, evindeki boş odaları kız öğrencilere kiralamakta, ek iş olarak da terzilik yapmakta ve bir pazarda çalışmaktadır.
Yıllarca bozmadığı bu kuralı, yağmurlu bir gecede, bir yanlış anlama sonucunda evine gelen Türk öğrenci Ekin (İsmail Hacıoğlu) için bozacaktır. Önceleri evinin kapılarını bu yabancıya açmak istemeyen Sinyora Enrica, daha sonra sadece evini açmakla kalmayıp, yıllarca kilitli tuttuğu kalbini de bu Türk gencine açacaktır. Filmin oyuncularından Giovanni rolündeki Teoman Kumbaracıbaşı da Sinyora Enrica’nın tek oğlu ve babası henüz çok küçük yaşlarda terk ettiği için sorunları olan bir kişiliktir. Giovanni’nin annesine karşı haksız davranışları Ekin’de Sinyora Enrica’ya karşı bir koruma duygusuna dönüşecek ve böylece aralarında bir gönül bağı oluşacaktır. Bir dil okulu için İtalya’ya giden Ekin için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve hayatı tümden bir değişime uğrayacaktır. “Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak” yazısını okumaya devam et

Aşk Tesadüfleri Sever

AŞK TESADÜFLERİ SEVER

FİLMİN ÖYKÜSÜ

“Var olmak tesadüf değilse, Aşk tesadüf olabilir mi? “
Yıl 1977, Ankara’ da bir Eylül sabahı… Hamile karısı Neriman’ı hastaneye yetiştirmeye çalışan Yılmaz Bey’ in kullandığı araba, Ömer Bey’ in arabasına çarpar. Bu çarpışma Ömer Bey’in arka koltukta oturan hamile karısı İnci’nin erken doğum yapmasına neden olur. İki bebek aynı gün dünyaya gelirler. İlk kez birbirlerini görür gözleri…
Bu kaza Özgür ve Deniz’i bir araya getiren tesadüflerin başlangıcı olur. Bundan sonra yolları, çocukluk yılları ve ilk gençlik yılları boyunca Ankara’da bir kaç kez daha kesişir. Her kesişme onların hayatında büyük değişikliklere sebep olur. Birbirlerinin çocukluk aşkı olurlar, ya da ilk kalp kırıklığı… Ama onun da ötesinde, her temasları hayatlarının rotasını değiştirir. Sadece onların değil, ailelerinin de… Bazen felaketlere, bazen mucizelere neden olurlar birbirlerinin hayatlarında. Ancak hiçbir zaman bir arada olamazlar. Onları bir araya getiren şey her neyse, aralarına şeffaf bir duvar örmeyi de başarır her seferinde. Ta ki 25 sene sonra, İstanbul’da yolları kesişene kadar… “Aşk Tesadüfleri Sever” yazısını okumaya devam et