Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor – Bridget Jones: Mad About the Boy

Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor – Bridget Jones: Mad About the Boy

Özet: Bridget Jones, ailesi, arkadaşları ve eski sevgilisi Daniel’ın yardımıyla dul ve bekâr bir anne olarak hayatını sürdürmektedir. İşe ve uygulamalara geri döndüğünde, genç bir adam ve belki de – sadece belki – oğlunun fen öğretmeni tarafından takip edilir.

BridgetJonesOnunİçinÇıldırıyor 14 Şubat Sevgililer Günü’nde sinemalarda!

İki kez Akademi Ödülü® kazanan Renée Zellweger, hayata ve aşka olan eşsiz yaklaşımıyla tüm bir film türünü yeniden tanımlayan yılların romantik komedi kahramanını yaratan rolüne geri dönüyor.

Bridget Jones ilk olarak Helen Fielding’in edebiyat fenomeni Bridget Jones’un Günlüğü ile kitap raflarında yerini aldı ve dünya çapında çok satan bir kitap ve gişe rekorları kıran bir film oldu. Londra’da yaşayan bekar bir iş kadını olarak Bridget Jones dünyayı sadece romantik maceralarıyla tanıştırmakla kalmadı, aynı zamanda küresel sözlüğe “Singletonlar”, “Kendini Beğenmiş Evliler” ve “f—wittage” kelimelerini de ekledi. Bridget’in zorluklara rağmen zafer kazanma yeteneği, onu sonunda en iyi avukat Mark Darcy ile evlenmeye ve erkek çocuklarının annesi olmaya götürdü. Nihayet mutluluk…

“Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor – Bridget Jones: Mad About the Boy” yazısını okumaya devam et

Aşk – Her

Aşk – Her

5 Dalda Oscar Adayı – En İyi Senaryo dalında Altın Küre’nin sahibi,
Being John Malkovich ve Adaptation filmlerinin yönetmeni Spike Jonze “AŞK” ile geri dönüyor. Başrollerinde Joaquin Phoenix, Amy Adams ve Scarlet Johanson yer alıyor. Kalbimizi bıraktığımız Her (2013) , hikayenin geçtiği yıl olan 2025’e özel Sevgililer Günü’nde yeniden sinemalarda!
Yakın gelecekte, yalnız bir yazar, tüm ihtiyaçları karşılamak için tasarlanmış bir yapay zeka ile beklenmedik bir ilişki geliştirme.

Aşk – Her 14 Şubat’ta Sinemalarda

Özet: Los Angeles’ta yakın gelecekte geçen “Her” başkaları için duygusal ve kişisel mektuplar yazarak hayatını kazanan komplike, romantik Theodore’un (Joaquin Phoenix) hikayesini anlatıyor. Uzun bir ilişki sonrası kalbi kırık Theodore’un ilgisini sezgisel ve kendi doğruları olan benzersiz bir mevcudiyete söz veren yeni gelişmiş bir işletim sistemi çeker. Kurulumunu yaparken anlayışlı, hassas ve şaşırtıcı şekilde komik şaşaalı kadın sesi “Samantha” (Scarlett Johansson) ile tanışmaktan çok memnun olur.

“Aşk – Her” yazısını okumaya devam et

Aşk Sadece Bir An

Aşk Sadece Bir An

Aşk Sadece Bir An 14 Şubat’ta Sinemalarda!

Başrollerini Emirhan Çakal, Nilsu Berfin Aktaş ve Gonca Vuslateri’nin paylaştığı, sürükleyici bir aşk hikayesini konu alan “Aşk Sadece Bir An” ın ilk fragmanı yayında! Merakla beklenen yapım 14 Şubat’ta vizyonda!

Özet: Rüzgar bir bar çalışanıdır. Arkadaşı Ferit bir gün kendi taksisine çıkması için Rüzgar’dan yardım ister. Rüzgar taksideyken Hayal’le tanışır ve aşık olurlar. Hayal’in ailesi bu durumu öğrenir ama bu ilişkiye izin vermez. Rüzgar’ın bir katil olduğunu öğrenmişlerdir ancak olayın aslı Rüzgar’ın babası annesini öldürmüştür ve olayı Rüzgar’ın üzerine yıkmışlardır. Hayal’in babası Rüzgar’a kızıyla olamayacağını söyler, onu aşağılar ve tehdit eder. Buna rağmen Rüzgar Hayal’den ayrılmaz. İlişkileri devam ederken bir motosiklet yarışına katılır. Hayal’in babasının kurduğu cümleler aklına geldiğinde kaza yapar ve yoğun bakıma kaldırılır. Ailesi bu sırada Hayal’i başka bir şehre götürür. Rüzgar bir süre sonra toparlanır ve Hayal’le tekrar karşılaşır. Ancak bu aşk uzun sürmeyecektir. Film, arkadaşının ricası üzerine onun yerine taksiye çıktığı gün hayatının aşkı Hayal ile tanışan Rüzgar’ın geçmişinin, ikilinin arasındaki aşkı çıkmaza sokmasıyla gelişen olayları anlatıyor.

“Aşk Sadece Bir An” yazısını okumaya devam et

Bir Ömrün Sonbaharı

Bir Ömrün Sonbaharı

Özet: Çocukluk travmaları ve kaybetme korkusuyla mücadele eden Zeynep’in hayatının, Can ile tanıştıktan sonra nasıl aşkı ve umudu keşfettiğini anlatan bir film. Can’ın amansız hastalığına rağmen, aşkları her türlü zorluğun üstesinden gelmeye çalışırken, izleyiciyi duygu dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Film, gerçek aşkın gücünü ve hayatın değerini sorgularken, aynı zamanda izleyiciye umut ve ilham veriyor.

Bir Ömrün Sonbaharı, çocukluk travmaları ve kaybetme korkusuyla mücadele eden genç bir kadının hayatına odaklanıyor. Genç bir kadın olan Zeynep, bir yandan çocukluk travmalarıyla boğuşurken bir yandan da kaybetme korkusuyla mücadele eder. Onun hayatı, amansız bir hastalığı olan Can ile tanışmasıyla bambaşka bir hal alır. Can ile Zeynep, aşkın gücüyle her türlü zorluğun üstesinden gelmeye çalışır.

Senaryosunu Burcu Yılmaz’ın yazdığı, Gizem Kızıl’ın yönetmenliğini üstlendiği yerli dram filmi Bir Ömrün Sonbaharı, çocukluk travmaları ve kaybetme korkusuyla mücadele eden genç bir kadının hayatına odaklanıyor. Genç bir kadın olan Zeynep, bir yandan çocukluk travmalarıyla boğuşurken bir yandan da kaybetme korkusuyla mücadele eder. Onun hayatı, amansız bir hastalığı olan Can ile tanışmasıyla bambaşka bir hal alır. Can ile Zeynep, aşkın gücüyle her türlü zorluğun üstesinden gelmeye çalışır.

“Bir Ömrün Sonbaharı” yazısını okumaya devam et

THE BRUTALIST

The Brutalist

Savaş sonrası Avrupa’dan kaçan vizyoner mimar László Toth, savaş sırasında değişen sınırlar ve rejimler nedeniyle bırakmak zorunda kaldığı hayatını, işini ve karısı Erzsébet ile evliliğini yeniden inşa etmek için Amerika’ya gelir. Yeni ve yabancı bir ülkede tek başına kalan László, Pennsylvania’ya yerleşir. Zengin ve önde gelen sanayici Harrison Lee Van Buren, inşaat konusundaki yeteneğinin farkındadır. Ancak güç ve mirasın ağır bir bedeli vardır…

2024’te Venedik Film Festivali’nde En İyi Yönetmen dalında Gümüş Aslan ödülünü kazanan yazar-yönetmen Brady Corbet’in (Vox Lux, The Childhood of a Leader) Holokost’tan sağ kurtulduktan sonra yeni bir hayata başlamak için Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden ve savaşın ardından yeğeniyle birlikte Doğu Avrupa’da mahsur kalan karısı Erzsébet’in gelişini bekleyen Macar Yahudisi mimar László Tóth’un hikâyesi.

László’nun Batı’ya vardığında bulduğu şey, beklediğinden çok farklı bir Amerika’dır. Budapeşte’de başarılı bir mimar olarak sahip olduğu itibar ve şöhret, Pennsylvania’daki mavi kanlı çevresi için geçerli olmadığından, Amerikan Rüyası’nın vaatlerinin aldatıcı olduğu ortaya çıkar.

The Brutalist, Laszlo Toth ve eşi Erzsebet’in Amerika’ya göçme hikayesini konu ediniyor. 1947 yılında çift Amerika’ya göç eder ve Laszlo Toth, mimari eserini ortaya çıkarabilmek için 30 yıl boyunca çalışmalarını sürdürür. Toth ve eşi, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’dan kaçan göçmenler arasındadır ve Avrupa mimarisi Amerika’ya taşır, modern Amerika’nın inşa edilmesine yardımcı olurlar. Çiftin yaşamları, tanıştıkları zengin bir müşteri sayesinde tamamen değişir.

“THE BRUTALIST” yazısını okumaya devam et