Kung Fu Panda 2

KUNG FU PANDA 2
YAPIM BİLGİSİ

Sizleri daha önce Akademi ödüllü ve Altın Küre adayı “Ejderhanı Nasıl Eğitirsin”, Oscar ödüllü “Şrek” ve Oscar adayları “Şrek 2” ve “Kung Fu Panda” ile buluşturan DreamWorks Animation stüdyosu, bu kez erişte dükkanında çalışırken Kung Fu ustası olan en sıradışı kahramanlardan birinin en yeni maceralarıyla karşınızda…

“Kung Fu Panda 2”de, Po (Altın Küre adayı Jack Black) Ejderha Savaşçısı olma hayalini gerçekleştiriyor. Artık arkadaşları ve diğer Kung Fu ustaları olan Korkuzu Beşli üyeleri Kaplan (Tigress) (Akademi Ödüllü Angelina Jolie), Maymun (Monkey) (dünyaca ünlü yıldız Jackie Chan) Mantis (Emmy ödülü adayı Seth Rogen), Engerek (Viper) (SAG ödüllü Lucy Liu) ve Turna (Crane) (Emmy ödüllü David Cross) ile birlikte Huzur Vadisi’ni koruyor. Ayrıca iki kez Oscar kazanan Dustin Hoffman da Kung Fu gurusu ve Po’nun akıl hocası Şifu Usta olarak geri dönüyor. Kasabanın en popüler erişte dükkanının sahibi olan Po’nun babasını da James Hong seslendiriyor.

Po’nun sürdüğü bu harika yeni hayat, gizli ve durdurulamaz bir silah kullanarak Çin’i ve Kung Fu’yu yok etmek isteyen zorlu ve acımasız  Lord Shen’in (BAFTA/Spirit adayı Gary Oldman) ortaya çıkmasıyla tehlikeye giriyor. Po, geçmişine bakmalı ve gizemli kökenlerinin sırlarını çözmeli. Ancak o zaman başarıya ulaşması için gerekli gücü açığa çıkarabilecek.

Yeni oyuncular arasında, geleceğe dair gördükleri yaşanacak olaylar açısından büyük önem taşıyan, Lord Shen’in hizmetindeki kahin Falcı (Soothsayer)  rolünde BAFTA adayı Michelle Yeoh, Usta Timsah (Master Croc) rolünde aksiyon yıldızı Jean-Cladue Van Damme ve Usta Gürleyen Gergedan (Master Thundering Rhino)  rolünde birçok Emmy/SAG adaylığı bulunan Victor Garber  bulunuyor. Ayrıca Kurt Lider (Wolf Leader)  rolünde Danny Mcbride ve Usta Fırtına Öküz (Master Storming Ox) rolünde ise Dennis Haysbert yer alıyor.

Filmin yönetmeni Jennifer Yuh Nelson. Yapımcılığı ise Melissa Cobb’a ait. Ortak yapımcılar Jonathan Aibel, Glenn Berger ve Suzanne Buirgy. Senaryoyu Jonathan Aibel ve Glenn Berger yazdı. Müzikler Hans Zimmer ve John Powell’e ait. Bu filmin, dövüş sanatları ve şiddet sahneleri için ebevenler eşliğinde izlenmesi gerektiği bildirildi.

Panda’nın altın çağı artık daha parlak

“Kung Fu Panda 2”nin yönetmeni Jennifer Yuh Nelson, ilk filmde üç görevde birden yer aldı: Baş senarist, aksiyon sahneleri danışmanı ve hayali sahneler yönetmenliği… Po, Ejderha Savaşçısı olma yolunda ilerlerken, Nelson da kendi yolunda ilerliyordu. Yapımcı Melissa Cobb şöyle diyor: “Jen en başından beri bu işin içindeydi ve hikayenin şekillenmesine çok yardımcı oldu. Bu filmi, bu karakterleri, bu dünyayı Jen’den daha iyi tanıyan yoktur. “Kung Fu Panda 2”nin yönetmeni olması kaçınılmazdı.”

Jennifer Yuh Nelson, “Hon Kong aksiyon filmleriyle büyüdüm ve bu bilgi dağarcığını “Kung Fu Panda”nın baş senaristliğine taşıdım. Hepimizin aynı zihniyette olması bana şevk veriyordu ve bu şevkimi filme yansıttım. Bence en önemli noktalardan biri hepimizin artık bu hikayede deneyim sahibi olması. “Kung Fu Panda 2” üzerinde çalışırken paylaştığımız bu deneyim, anlattığımız hikayeyi ve onu nasıl anlattığımızı şekillendirdi. Amacımız, “Kung Fu Panda” ve Po’yu bir üst seviyeye taşımaktı,” diyor.

Po, daha iyi bir savaşçı haline gelirken, bu yepyeni macerası onun Kung Fu dünyasına daha da derinden bağlandığını gösteriyor. Per Nelson şöyle diyor: “Bu film, dövüş sanatları filmlerinin geleneğine daha yakın bir film. Yeni bir kahramanın geçmişiyle ilgili sorular ve onun otoritesini sarsmaya çalışanlar var.

“Kung Fu Panda” vizyona girdiğinden beri cevaplanamayan bir soru var. Açıklık getirilemeyen bu soru şu: Neden Po’nun babası bir kaz? Mantıklı olan, Ejderha Savaşçısı Po’nun sonunda babasının biyolojik babası olmadığını fark edip kökenlerini araştırmasıydı. Po bunu yaparken geçmişinin Lord Shen’le bağlantılı olduğunu öğreniyor. Horoz’un zorluğu rastgele olan bir şey değil, dövüş sanatları filmlerinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan yazgısının bir parçası. Ancak kendinin kim olduğunu öğrenince Shen ve ordusuna karşı koyabiliyor.

Nelson şöyle devam ediyor: “İlk filmde, Po kaderini yaşayıp Ejderha Savaşçısı olurken her şekil ve boyutta kahramanlarla karşılaştı. Bu filmde de yazgımızın bizi kaderimize sürüklediğini, hayatımıza bizi koruyan ve bize kafa tutan insanlar soktuğunu, kapasitemizi görmemizi sağladığını anlıyoruz.”

Po’nun hikayesi, DreamWorks Animation’ın “Kun Fu Panda”sının dünyanın her yerinde vizyona girdiği 2008 yazında başlıyor. Kung Fu ustası olmayı hayal eden bir eriştecinin öyküsü geniş bir izleyici kitlesi tarafından beğenildi ve herkes Po’ya garsonluktan barış savaşçılığına olan yolculuğunda seve seve eşlik etti. Aksiyon dolu bu aile komedisi dünya çapında 633 milyon dolardan fazla hasılat yaptı. En iyi animasyon filmi dalında Oscar’a aday oldu ve on adet Annie ödülü topladı. (Animasyon sektörünün en büyük başarısı)

Yapımcı Cobb şöyle diyor: “İlk filmde, insanların gelecek yıllarda da aileleriyle birlikte izleyip eğlenebilecekleri bir animasyon yapmayı hedefledik. Hem her dönemde severek izlenecek hem de Kung Fu aksiyon türüne sadık bir film yapmak istedik. İlk filmi çektiğimizde derinliği olan bir karakter ve üzerinde oynama yapamadığımız katmanları olan bir hikaye yarattığımızın farkındaydık. Bu ikinci filmde ise bir kahramanın dönüşümü söz konusu ki bu dosdoğru ya da sıradan bir yoldan gerçekleşmiyor. Bu dönüşüm zamanla gerçekleşiyor, biz de Po’ya bu yolculuğunda eşlik ediyoruz. “Kung Fu Panda 2” şekillenmeye başladığında, ilk hikayenin doğal bir uzantısı olarak şekillendi.”

“Kung Fu Panda”nın senaristleri Jonathan Aibel ve Glenn Berger, Po’nun hikayesini devam ettirmek için çok heyecanlanmışlar. Aibel, yaratıcı ekibin duygu ve düşüncelerini şöyle özetliyor: “İlk film üzerinde çalışmak muhteşemdi, devasa bir işbirliği vardı. Bence lk filmde çalışan ekibin en iyi yanı, herkesin ikinci filmin de bir parçası olmayı istemesiydi. Bu, Hollywood’da az rastlanan bir durum. Yani, bu filmin her bir departmanın başındaki insanlar, ilk filmde de aynı görevdeydiler. İnsanlar, bir kez Po için çalışmaya başladıktan sonra bir daha kopamadıklarını söylüyorlar.”

Aibel sözlerini şöle sürdürüyor: “Bence bu ayrıca, ilk filmde mekan ve karakterleri inşa etmek için çok çalıştığımızı, sınırları zorlayarak mümkün olduğunca eğlenecek kadar fazla yaratıcı enerjinin açığa çıktığı ve bunun sonucunda da daha görkemli aksiyon sahneleri, daha derin karakterler, daha geniş bir bakış açısı elde edildiğini gösteriyor.”

Yukarıda belirtilen isimlere ek olarak, “Kung Fu Panda 2”de tekrar görev alan diğer isimler şöyle: Prodüksiyon tasarımcısı Raymond Zibach, karakter animasyonunun başında Dan Wagner, editor Clare Knight, sanat direktörü Tang Heng, bestekarlar John Powell ve Hans Zimmer, danışman animator, dövüş sanatları koreografı ve hikaye çizeri Rodolphe Guenoden.

Güzel ve eski bir dünyayı yeniden ziyaret et

“Kung Fu Panda 2”yi bir önceki filmde keşfedilen Huzur Vadisi’nden daha geniş bir alana oturtmak için çok fazla zaman ve çaba sarf edildi. Daha fazla mekan, daha fazla detay demekti. Departmanların başındakiler Çin’e gidip gerçek mekanlardan ilham aldılar.

Glenn Berger, “Raymond (prodüksiyon tasarımcısı) her şeyi nasıl yaratıyor bilmiyorum ama iyi ki de bunu yapıyor. Senaryoyu o dünyanın içinden yazabildiğimiz için çok şanslıyız. Departmanlarla birlikte Çin’e gittiğimizde, herkes sürekli eskiz defterlerini çıkarıyor, fotoğraf çekiyordu. İkinci filmde, manzara ve şehir görüntülerinde o geziden sahneler görüyoruz. Bu adamların yaptıkları iş bizde hayranlık uyandırıyor,” diyor.

Yapımcı Cobb şöyle diyor: “Raymond, görsel sınırları zorlamakta çok cesur. Aklına bir fikir geliyor ve bunun filmde yer alması için ne gerekiyorsa yapıyor. O ve Jen harika bir ekipler. Birlikte çalışıyorlar. İlk filmde işbirliği yaptılar ve bu filmde de çok yakın çalışıyorlar. Filmin nasıl olabileceği konusunda ortak bir görüşe sahipler. Raymond, projeye kalitesini yükseltecek sanatsal bir boyut kazandırıyor. Işıklar, efektler, karakterlerin görünüşü, mekanın zenginliği, görüntü detayları… İkisi de çok zeki sanatçılar ve birlikteyken daha da başarılı oluyorlar.

Aibel şöyle diyor: “Yakınlarda Çin gezimizde çektiğim fotoğraflara baktım. Çin Seddi, tapınaklar ve anıtların önünde fotoğraf çektirmişiz. Raymond ve Tang’in  (sanat yönetmeni) çektiği fotoğraflara bağtığımda ise tuğlalar, küf, eski ahşap ve kumaş parçaları gördüm. Bütün bu parçaları gerçekten filmde gösterdiler. Bu filmdeki her şey, dış görünüş, detaylar, bütün kumaşlar yaratıcılık gerektiriyordu. Şimdi bakınca, onlar sayesinde orası bana gerçek bir mekanmış gibi geliyor.

Berger ise şöyle diyor: “Evet, Çin’de bizim onlardan daha iyi vakit geçirdiğimizi fark ediyoruz. Onlar gerçekten çalışıyordu. Biz sırf komik olduğunu düşündüğümüz için horozun ipek sabahlığının kenarını çiğneyen kahin keçiyle ilgili bir satır replik yazarken onlar ipek bir sabahlık, keçi dişi, bu kumaşın çiğnenirken ve salyadan ıslanmışken nasıl göründüğünü tasarlamak zorundaydılar. Hayretler içerisinde kalıyorum. Neyse ki bunu yapan biz değiliz!”

İlk filmde referans malzemelerinden, yani Çin sanat ve mimarisi, sembolizmi, kostümleri, mutfağı, coğrafyasıyla ilgili cilt cilt kitaplar, internet araştırmaları ve Çin kültürü uzmanlarıyla yapılan görüşmelerden esinlenilirken ikinci filmde yapımcılar ülkenin tüm özelliklerini kendi gözleriyle keşfettiler. Zibach şöyle diyor: “İlk filmdeki uzun çalışmaların sonunda Çin’de ilgi uyandırdık. “Siz Amerikalısınız, bunu nasıl başardınız?” diye sordular. Bu, bana yapılabilecek en büyük iltifattır. O kültüre bayılıyorum. İşe, o kültürün derinlerine işleyen sanattan esinlenerek başlamak, senaryo ve hikayenin her anına etki etti. Bu yüzden film Çinliler’e bile oldukça otantik geldi.”

Nelson, “Çin’de olmak harikaydı çünkü bir yerle ilgili kitaplardan öğrenmeyeceğiniz şeyler vardır. Orada olup o havayı solumak, bir bina ya da fayansa vuran ışığı görmek… Bu filmi kaliteli yapan şey işte bu küçük detaylar.”

Yaratıcı ekip, görsel anlamda ilham almak için antik duvarlı Pingyao şehrini, Shaolin Manastırını ve Beijing’i ziyaret etti fakat ziyaretin büyük kısmı güneybatıda Sichuan bölgesindeki Chengdu’da geçti. Bir panda korunağında, Budist ve Taoist tapınak ve türbelerde kalındı. Birçoğu o yörenin, Zibach’ın deyimiyle, “puslu ve mistik dağlarında” kaldı. “Bence bu filmin içeriğini en çok etkileyen de budur,” diyor Zibach.

Sichuan bölgesi, pandaların doğal yaşam alanları. Ülkedeki panda nüfusunun yüzde 80’i Panda Üreme ve Araştırma Merkezi sayesinde burada, Chengdu’nun merkezinde birkaç kilometre uzakta yaşıyor. Jonathan Aibel şöyle diyor: “Pandalar gerçekten sanıldığı gibi nazik, eğlenceli, neşeliler.”

Glenn Berger, “Korunaktaki birkaç pandayla tanışıp, onları sevip öpmek durumunda kaldık. Bir sepette beş tane yavru panda vardı. Onlardan birini cebime atabilsem atardım. Ama tüm şirinliklerine rağmen, onların Jack kadar komik olmadıklarını fark ettim,” diyor.

Bir yanıt yazın