NINE

Federico Fellini hayatının ve eserlerinin ana konusunun “Rüyalar tek gerçekliktir.” Cümlesinden ibaret olduğunu söyledi.

“Hiç kimse gerçek dünyayı algılayamıyor,” dedi. Herkes mahrem ve şahsi fantezilerini “gerçek” olarak adlandırıyor. Aradaki farksa benim bir fantezi dünyasında yaşadığımı biliyor olmam. Bu şekilde yaşamayı tercih ediyorum ve görüşümü kapatan her şeye kızıyorum.

“Filmlerim genelde rüyalarıma dayanır. Uyanınca, rüyalarımı ufak ve komik çizimler halinde kağıda geçiririm.”

“Benim için film yapmak, sevişmekle aynı şeydir. Kendimi en canlı hissettiğim zamanlar film yönettiğim zamanlardır. Yapmaya başlamadan önce olmasından her zaman korktuğum bir şey oldu bana ve korktuğum bu şey gerçek olunca, hayal edebileceğimden çok daha fena bir şekilde meydana geldi. En çok korktuğum şey başıma geldi: Yönetmenin tıkanması.”

“Yönetmenin tıkanması yazarın tıkanması gibi bir şeydir ama şahsi bir olay olmasından çok birçok kişiyi etkilemesi bakımından farklıdır. Filmimin ekibi bana ‘büyücü’ diyordu ama yapacağım film benden uzaklaşmış, benden kaçıp gitmişti. Filmi bırakmayı düşündüm ama benim büyücü olduğuma inanan onca insanı yüzüstü bırakamazdım. Yönetmenin tıkanması dediğimiz şeyi yaşayan bir yönetmen hakkında film yapmam gerektiği geldi aklıma.” “NINE” yazısını okumaya devam et

Veda

ATATÜRK’ÜN HAYATI “VEDA” İLE BEYAZPERDE’DE
Yıl 1881, Selanik. Mustafa’nın doğumuyla Ali Rıza Efendi ve Zübeyde hanım büyük bir mutluluk yaşarlar…

Yıl 1887, Mustafa, Molla Fatma Kadın Mektebi’ne arkadaşı Salih Bozok ile birlikte gider. Daha okulun ilk gününde arkadaşını korumanın bedelini falakaya yatarak öder…

Yıl 1894, Mustafa yıllardır hayalini kurduğu okulda, Askeri Rüştiye’dedir… Aynı yıl evini terkeder…

Yıl 1911, Mustafa ve Salih subay olmuştur. Çöken, can çekişen bir imparatorluğun cephelerinde savaşırlar…

Yıl 1912, Balkanlardan göç başlamış, Selanik düşmüştür…

Yıl 1915, Çanakkale’de ortalık cehennem gibidir. Mustafa Kemal, Nuri Conker ve yanlarındaki subaylar çetin bir savaşın içindedirler.  “Veda” yazısını okumaya devam et

Cennetimden Bakarken – The Lovely Bones

UIP FİLMCİLİK SUNAR
THE LOVELY BONES – CENNETİMDEN BAKARKEN”

Alice Sebold’un çok-satan kitabından uyarlanan ve Oscar ödüllü Peter Jackson’ın yönettiği film, Aralık 1973’te okulundan eve dönerken bir cinayete kurban giden 14 yaşındaki Susie Salmon üzerinde odaklanır. Ölümünden sonra dünyada kalan ailesini izlemeye devam eder. Dikkatini özellikle de katili üzerine yoğunlaştırır. Harika ama bir o kadar da esrarengiz görünümlü öbür dünyada sıkışıp kalan Susie, kendi intikam arzusu ile dünyada bıraktığı sevdiklerini mutlu görme isteği arasında bir tercih yapmak zorundadır.
DreamWorks Pictures’ın sunduğu “The Lovely Bones – Cennetimden Bakarken”in yönetmenliğini Peter Jackson üstlendi. Senaryosunu, Alice Sebold’un aynı adlı romanından Fran Walsh, Philippa Boyens ve Peter Jackson yazdı. Yapımcılığını Carolynne Cunningham, Fran Walsh, Peter Jackson ve Aimee Peyronnet gerçekleştirdi. Prodüksiyon amirliğini Steven Spielberg yaptı. Başrollerinde Mark Wahlberg, Rachel Weisz, Susan Sarandon, Stanley Tucci, Michael Imperioli ve Saoirse Ronan kamera karşısına geçti. “Cennetimden Bakarken – The Lovely Bones” yazısını okumaya devam et

Deli Dumrul Kurtlar Kuşlar Alemi

DELİ DUMRUL
KURTLAR KUŞLAR ALEMİNDE

Taşlama özelliği taşıyan ve delikanlı güldürüsü olarak tasarlanan üçlemenin ilk filmi olan “Deli Dumrul Kurtlar Kuşlar Aleminde”, 12 yıl suçsuz yere hapishanede yatan Durul’un çıktıktan sonra “Deli Dumrul” oluşunun trajikomik hikayesini anlatıyor. “Deli Dumrul Kurtlar Kuşlar Aleminde” 26 Şubat’da vizyona giriyor.

KONU: Durul aslında özü sağlam, geleneksel değerlere sahip, milliyetçi, mert, yiğit, yardımsever, içi dışı aynı olan bir delikanlıdır ama yıllar önce sokak arasında tanımadığı ağır yaralı birine yardım etmek isterken suç üstüne kalır. Cezasını doldurduğunda artık eğitim çağı geçmiş, meslek sahibi olamamış yani “hayatı ıskalamış” biridir artık. İçeride tek öğrendiği şey “Delikanlılık Raconu”dur. Adı da “Katil”e çıkmış ve bunun bedelini de peşinen ödemiştir zaten. O halde bu hayatta var olabilmek için bu sermayeyi kullanmak farz olmuştur. Güçlüler tutmuşsa eğer köşeleri ve oyunun kuralı bu ise köşelerin kesiştiği yerlerdeki her köprünün başında artık Deli Dumrul’a rastlayacaklardır. “Deli Dumrul Kurtlar Kuşlar Alemi” yazısını okumaya devam et

Aşk Dersi – An Education

BBC FILMS & ENDGAME ENTERTAINMENT

BİR FİLM ve TİGLON sunar

3 dalda Oscar adayı olan (En İyi Film,En İyi Senaryo ve En İyi Kadın Oyuncu); Altın Küre En İyi Kadın Oyuncu adaylığı yanısıra Sundance ve birçok festivalden de ödülle dönen “AN EDUCATION/AŞK DERSİ” 19 Şubat’ta sinemalarda.

Genç bir kızın yetişkinliğe geçme sürecini, 1960’ların savaş sonrası İngiltere’sinin mutaassıplıktan özgür ruhlu bir sürece geçtiği zaman dilimine paralel olarak izleyeceğimiz AN EDUCATION/AŞK DERSİ, ödüllü Dan yönetmen Lone Scherfig (Wilbur Wants to Kill Himself, Italian for Beginners/”Yeni Başlayanlar İçin İtalyanca”) tarafından beyazperdeye aktarıldı. Filmin hikayesi gazeteci Lynn Barber’ın kaleme aldığı ve aslı Granta Dergisi’nde çıkmış olan biyografiden uyarlanmıştır. Senaryo ise ABOUT A BOY ve HIGH FIDELITY’nin yazarı NICK HORNBY’ye aittir. “Aşk Dersi – An Education” yazısını okumaya devam et