Aşk Seansları – The Sessions

” GERÇEK BİR KİŞİSEL ZAFERİN İNANILMAZ ÖYKÜSÜ

“THE SESSIONS: AŞK SEANSLARI ” 22 ŞUBAT’TA SİNEMALARDA

Helen Hunt’a “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dalında Oscar adaylığı getiren Aşk Seansları, Ben Hawkes ve William H. Macy’nin harika performanslarının yanı sıra eğlenceli ve duygusal hikayesiyle göz dolduruyor.

Konu: Mark O’Brien (Ben Hawkes), artık orta yaşa yaklaşmakta olan ve çocuk yaşta geçirdiği hastalık yüzünden sedyeye bağlı yaşamak zorunda kalan bir adamdır. Hayatında hiçbir kadınla ilişki yaşamamış olan Mark, üyesi olduğu kilisenin rahibinin (William H. Macy) de desteğini alarak, profesyonel bir seks “vekili” olan Cheryl’e (Helen Hunt) ulaşır. Mark’ın dileğini yerine getirmek üzere birlikte “seanslara” başlayan ikili, Mark’ın travmatik çocukluğu, Cheryl’in ev taksitleri, anne olmanın zorlukları da dahil olmak üzere birçok şeyi paylaştıkları garip ve etkileyici bir ilişki yaşamaya başlar. “Aşk Seansları – The Sessions” yazısını okumaya devam et

Kelebeğin Rüyası

KELEBEĞİN RÜYASI

1941 yılının Türkiye’sini, İkinci Dünya Savaşı dönemi ve mükellefiyet günlerini yansıtan film, iki genç şairin hayatla ama en çok da aşkla olan mücadelesini anlatıyor.

Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin, Mert Fırat, Zeynep Farah Abdullah ve Yılmaz Erdoğan’ın başrollerini paylaştığı Kelebeğin Rüyası’nda, Ahmet Mümtaz Taylan, Taner Birsel, Devrim Yakut, İpek Bilgin, Aksel Bonfil ve Servet Pandur da rol alıyor.

“Aşk En Güzel Bahanesidir Şiirin” !

Yılmaz Erdoğan’ın, “Aşk en güzel bahanesidir şiirin” dediği Kelebeğin Rüyası’nda aşk, şiirin de hayatın da başrolünü üstleniyor. Film, şairlerin altın çağı olan yıllarda, İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde adım adım gelişen bir aşkı anlatıyor . “Kelebeğin Rüyası” yazısını okumaya devam et

İnadına Film Çekmek

İnadına Film Çekmek

Konu: Yönetmen Reis Çelik, Anadolu’da halk ozanlarının doğaçlama hikâye anlatma geleneğinden yola çıkarak bir film çekme denemesi için Çıldır’a gider. Film ekibi sadece iki kişiden oluşmaktadır: Reis Çelik ve Tuncel Kurtiz. Filmin senaryosu da yoktur. Senaryo bir kelimeden ibarettir: İnat. O bölgede yaygın olan âşıklık geleneğinde olduğu gibi bir anahtar sözden yola çıkılarak hikâyeler doğaçlama uydurulacaktır. 2003 yılında çekilen belki de türünün ilk örneği olan İnat Hikâyeleri’nin yapım öyküsünü anlatan bu belgesel, filmin galasının Çıldır Gölü’nün üzerine kardan bir beyazperde yapılıp köylülerle davul zurna eşliğinde seyredilmesiyle son buluyor. “İnadına Film Çekmek” yazısını okumaya devam et

Zor Ölüm: Ölmek İçin Güzel Bir Gün – A Good Day To Die Hard

Konu: Bruce Willis akıllardan silinmeyecek rolü John McClane ile  yeniden karşımızda -yetenekleri ve tavrıyla asla yıkılmayacak gerçek bir kahraman.  John McClane, lâftan anlamayan oğlu Jack’e yardım etmek için Moskova’ya gider fakat farkeder ki Jack, nükleer silâh kaçakçılığını önlemek üzere CIA ajanı olarak görev almaktadır; asla taviz vermeyen polis, bu sefer yanlış zamanda yanlış yerdedir. Peşlerinde Rus yeraltı güçleri, bir yandan da savaşa geri sayımda zamanla savaşırken, McClane’ler farkederler ki ikisinin farklı yöntemleri onları önüne çıkılmaz kahramanlar haline getirecekter. Şimdi baba ve oğul yeraltı güçlerine karşı bir takım olacaktır.

Yönetmen: John Moore
Oyuncular: Bruce Willis, Jai Courtney, Sebastian Koch, Mary Elizabeth Winstead
Gösterim Tarihi: 15 Şubat 2013 “Zor Ölüm: Ölmek İçin Güzel Bir Gün – A Good Day To Die Hard” yazısını okumaya devam et

Acı – Pieta

2012 Venedik Film Festivali Altın Aslan Ödüllü “Acı” 15 Şubat’ta sinemalarda.

“Boş Ev”, “Yay”, “İlkbahar, Sonbahar, Yaz, Kış…” gibi filmlerinden tanıdığımız Güney Koreli usta yönetmen Kim Ki-Duk, Venedik’te Altın Aslan kazanan ve övgülere boğulan son filmiyle “Acı” ile tekrar ülkemizi ziyaret ediyor.

Konu:

Tefeciler adına çalışan zalim bir adam, patronlarının alacaklarını her ne yöntemle olursa olsun toplamaya alışmıştır. Ailesi ya da dert edeceği sevdikleri olmadığı gibi işini sınırsız kötülükle yapabilme yolunda ne korkusu ne de tereddüdü vardır. Bir gün karşısına bir kadın çıkar ve annesi olduğunu iddia ederek yıllar önce onu terkettiği için özür diler. Adam başta kadına inanmaz; herhangi bir anne hatırası yoktur. Ama kadına bağlandıkça onun korkunç bir sır sakladığını anlar “Acı – Pieta” yazısını okumaya devam et