FİLM POP FİLMCİLİK SUNAR
“Pirana” 3D olarak 27 AĞUSTOS 2010 da Türkiye sinemalarında
SİNOPSİS
Her yıl Bahar Tatili’nde Victoria Gölü’nün nüfusu 5,000’den 50,000’e fırlar. Kasaba güneşlenmek, eğlenmek ve bol bol içki içmek isteyen insanların akınına uğrar. Ama bu yıl, bu küçük kasabada, kasaba yerlilerinin sarhoşlarla ilgili şikâyetlerinin yanına bir yenisi daha eklenecek. Yeni bir dehşet dalgası Victoria Gölü’nde açığa çıkmak üzere. Gölde insan yiyen balıkların ortaya çıkmasından sonra bir grup yabancı, bölgenin keskin dişli yeni sakinlerine balık yemi olmamak için bir araya gelecek ve dehşet saçan canavarlara karşı işbirliği yapacaklar.
BALIK YUMURTASINI BIRAKIYOR
Jaws’ın 1975’teki başarısından sonra Steven Spielberg’in yarattığı acımasız köpekbalığının yanında bir et yiyici daha beyaz perdede boy gösterdi. Köpekbalığından farklı olarak yüzlerce pirananın saçtığı dehşet Pirana adıyla 1978 yılında sinemalarda gösterildi. Yönetmen Joe Dante, yapımcı Roger Corman ve ödüllü senaryo yazarı John Sayles sayesinde film, Jaws formülünü başarılı bir şekilde tatlı sulara uyarlamayı başarmıştı.
High Tension (Yüksek Tansiyon) ve The Hills Have Eyes (Tepenin Gözleri) gibi korku sinemasının önde gelen filmleri çekmiş olan Aja, Pirana için, “Bu film bana 80’ler korku sinemasına dönüş için bir fırsat tanıyor. Film, gençken izlemekten zevk aldığım korku filmlerinden biri gibi oldu, içinde bol kan, eğlence ve gerilim var.” diyor.
Pete Goldfinger ve Josh Stolberg tarafından yazılan senaryo Aja’ya gönderildiğinde yönetmenin başka filmlerle ilgili çalışmaları olduğu için projeye dahil olamamış. Fakat proje birkaç yıl sonra önüne tekrar gelmiş. “Bunun tam da yapmak istediğim iş olduğunu söyledim. Bahar Tatilinde saldırıya uğrayan gençler konseptine geri dönmek istiyordum. Korku ve dehşet duygusunu arttırmak, aksiyon sahnelerini fazlalaştırmak ve karakterleri derinleştirmek istiyordum. Bunun gerçekten büyük bir film olmasını istedim. Dimension ve Bob Weinstein istediklerimi yapmama izin verdiler”
“Bence izleyici bu macerayı çok sevecek. Tipik Bahar Tatili filmi piranaların ortaya çıkması ve herkese saldırmasıyla büyük bir felaket filmine dönüşüyor. İzleyici eğleneceğini ve korkacağını bilecek.”
Eğer Aja izleyicinin suya girmeden ikinci kez düşünmesini sağlarsa başarılı olacağını düşünüyor. “Bir korku filmi çekerken izleyiciyi korkutmak için kullandığınız korku öğeleri hakkında düşünmeye başlarsınız. Mirrors (Aynalar) filmini yaparken izleyicinin evlerindeki aynayla bir tür travmatik bir ilişki kurmalarını amaçlamıştım. Jaws filminden sonra yeni jenerasyon için denizde geçen bir travma yaratıp yaratamayacağımı görmek istedim.”
Sorumlu Yapımcı Alix Taylor da böyle düşünüyor. “Korkuyu içinizde hissedebileceğiniz bir deneyim. Harika oyuncuları, eğlenceli bir hikâyeyi ve 3D teknolojisini içinde barındırıyor.“
Yapımcı Mark Canton ise “Eğer Jaws bizim zamanımız için bu tür filmlerin en üst noktasıysa, bu film de içinde bulunduğumuz yıllar için bu statüye oturtulacak, üstelik çok daha eğlenceli.” diyor.
DEHŞETTE YENİ BİR BOYUT
“Gerçek bir korku filmini 3-D olarak izlediğini hayal etsene”
Aja’nın senaryo yazarı ve ortak yapımcısı ortağı Greg Lavasseur’a söylediği ilk şey bu olmuş. O günlerde James Cameron’ın Avatar’ı çok gizli yürütülen bir projeydi ama bu fikir Aja ve Lavasseur’ın aklındaydı.
Aja, “Bir film çekerken izleyicide yaratacağınız duygunun yoğun olması için çaba sarf edersiniz. Sadece sizin değil, milyonların izleyeceği bir film ortaya çıkartmaya çalışırsınız. Korku ve gerilim, izleyici üzerinde bir filmi izlediklerini unutturacak güçlü bir etki bırakır.” diyor.
Aja 3D’nin hikâyeyi bambaşka yerlere taşıyacağına ve özel efektlerle birlikte filmi başka bir boyuta sokacağına inanıyordu. Yönetmenin film sektöründeki yenilikleri sürekli takip eden Dimension’ı bu konuda ikna etmesi çok da zor olmadı. 3D teknolojisi Aja için korku hissi yaratmada kullandığı teknikleri bir yukarı düzeye taşıdı. Yönetmen bu sayede dehşeti izleyiciye yüz yüze yaşatabilecekti. “Suyun altına çekilip size doğru gelen balıklarla birlikte dehşeti sonuna kadar hissedeceksiniz.”
“Küçükken Disneyland’de Captain EO’u izlemiştim. Pirana üç boyutlu bir eğlence parkı gibi. Filmi yapmak eğlence parkının krokilerini çizmek gibiydi. Avatar’ın aksine her şeyin perdeden fırlayarak izleyiciye ulaşmasını istedik. Çünkü hikaye böyle gerektiriyordu. Bahar Tatili’ni kana bulayan piranalar. Ortaya çıkıp çok abarttık dememize gerek yok. Olayı zaten abartmak ve izleyicilere unutamayacakları üç boyutlu bir deneyim yaşatmak istedik.”
BALIK YEMİ
Aja’nın baş karakterde aradığı ilk şey güç olmuş. Asi oğlu ve diğer iki çocuğuyla baş etmeye çalışan Victoria Gölü şerifi Julie Forester, Bahar Tatili’nde artan kasaba nüfusunu kontrol etmeye çalışırken piranaların ortaya çıkmasıyla zor anlar yaşıyor.
Aja her yıl kasabasına gelen 20.000 gençle başa çıkabilecek güçte bir kadın şerif için Hollywood’u taramış. “Hem sert ve güçlü olmalıydı hem de böyle büyük bir felaket kasabayı etkisi altına alınca insanları koruyacak kadar anaç bir tarafı olmalıydı.” diyor Aja.
Yönetmen bütün bu aradıklarını Elisabeth Shue’da bulmuş.
“Rolün fiziksel bir tarafı olması beni çok çekti.” diyor Shue. “Eğer yönetmen koltuğunda başkası oturuyor olsaydı bu rolle pek fazla ilgilenmezdim ama Aja’nın ne kadar yetenekli bir yönetmen olduğunu biliyordum. Bu filmi mısırınızı elinize alıp izleyebileceğiniz bir popüler filmden derinliği olan bir filme dönüştürme potansiyeli olduğunu biliyordum. Filmde daha fazla dram ve gerilim yarattı ve olabildiğince görselliği ön plana çıkarttı. Ve bu beni heyecanlandırıyor.”
Shue her gün oynadığı tenisin yanında rolüne hazırlanmak için çalıştığını da söylüyor. “Film Arizona’da çekildi, suda sahnelerimiz çoktu, dublörlerin bile zorlanabilecekleri sahneler çektik. Aslında filmin kendisi başlı başına bir egzersiz programıydı.”
“En güzel anım ilk aksiyon sahnemin çekimiydi. Benim için fazlasıyla tehlikeli görünüyordu ama yine de yapmak istedim. Alex sahnede dublörün yerine benim oynamama izin verdi. O kadar korkmuştum ki kalbim yerinden fırlayacaktı. Sahne Bahar Tatili’ne gelen gençlere yapılan ilk pirana saldırısından sonra geçiyor. Oğlum beni arayıp diğer çocuklarımla birlikte tekneden mahsur kaldıklarını söylüyor. Aslında evde onlara bakıyor olmalı ama o tekneyle açılmayı tercih etmiş ve tekne hızla su alıyor. Benim teknemde kan kaybından ölmeye yakın on çocuk var ve çocuklarımı kurtarmanın bir yolunu bulmalıyım. Çevreme bakıyorum ve gölde üstüne basabileceğim kereste parçaları olduğunu görüyorum. Kendi teknemden atlayarak onların üstüne basa basa çocuklarımın teknesine ulaşıyorum.”
Aja şerifin oğlu Jake’in rolünü ise efsanevi actor Steve McQueen’in torunu Steven McQueen’e verdi. “Onda genç Matt Dillon olabilecek potansiyel var. Onunla çalışmak benim için ilginç bir deneyim oldu. O da diğer gençler gibi Bahar Tatili’nin tadını çıkartmak istiyor ama tehlike baş gösterince içindeki sertlik ortaya çıkıyor.” diyor Aja.
Shue ve McQueen’e ek olarak, Aja Adam Scott, Jessica Szohr, Ving Rhames, Brooklynn Proulx, Sage Ryan ve Jerry O’Connell’I kadroya kattı ve Christopher Lloyd, Richard Dreyfuss gibi efsanevi oyuncularla seçimini tamamladı.
OYUNCULAR HAKKINDA
Elisabeth Shue
Elisabeth Shue’nun Leaving Las Vegas’da Nicolas Cage’in karşısında sergilediği oyunculuk ona En İyi Kadın Oyuncu Oscar adaylığını getirdi. Aynı rolle Los Angeles Film Eleştirmenleri, Chicago Film Eleştirmenleri ve Ulusal Film Eleştirmenleri’nden En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı.
Shue Pirana’dan once en son Andrew Fleming’in Hamlet 2 filminde rol aldı. Shue şu sıralar bağımsız bir yapım olan Janie Jones filminde Abigail Breslin’le kamera önüne geçti. Son zamanlarda rol aldığı filmler arasında Don McKay, Hide & Seek Mysterious Skin Dreamer bulunmaktadır.
Shue’nun diğer filmleri arasında The Karate Kid, Adventures In Babysitting, Cocktail, Soapdish, Radio Inside, The Underneath, The Saint, Palmetto, Cousin Bette, Deconstructing Harry, Molly ve Hollow Man bulunmaktadır. Shue aynı zamanda Broadway’de Richard Nelson’ın Some Americans Abroad oyununda da yer almıştır.
Adam Scott
Adam Scott son olarak NBC’nin komedi dizisi “Parks and Recreation”a katıldı Scott bu diziden önce “Party Down” dizisinde oynadı ve dizinin sorumlu yapımcılığını da üstlendi.
Scott Pirana’dan önce The Vicious Kind filminde Brittany Snow’la rol aldı ve Sundance Film Festivali’nde gösterilen film büyük ilgiyle karşılandı. Scott bu filmdeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında Independent Spirit Awards’a aday oldu.”
Scott’ın gelecek projeleri arasında Operation Endgam ve Passenger Side bulunmaktadır.
Scott önceki yıllarda Leap Year, Step Brothers, August, Lovely, Still, Tell Me You Love Me, The Aviator, Knocked Up, The Great Buck Howard, Art School Confidential filmlerinde rol aldı.
Jerry O’Connell
Pirana 3D’de yönetmen olmak isteyen Derrick Jones’u canlandıran O’Connell bundan sonra CBS’in dizisi “The Defenders”da Jim Belushi’yle rol alacak.
O’Connell’ın bundan önce rol aldığı filmler arasında Screen Gems gerilimi Obsessed, Baby on Board, Yours, Mine and Ours, Man About Town, Room 6 yer alıyor.
O’Connell 2004 yılında First Daughter isimli senaryosunu New Regency’e sattı ve Katie Holmes’un rol aldığı, Forrest Whitaker’ın yönettiği filmde sorumlu yapımcı olarak yer aldı.
O’Connell televizyonda Lifetime kanalı için çekilen “Nora Roberts’ Midnight Bayou” filminde, “Crossing Jordan” ve “Las Vegas” dizilerinde rol aldı.
11 yaşında Rob Reiner’ın Stand By Me filmiyle kamera önüne geçen O’Connell Jerry Maguire, Kangaroo Jack, Tomcats, Scream 2, Can’t Hardly Wait ve Mission to Mars filmlerinde rol aldı.
Kelly Brook
29 yaşındaki Brook İngiltere’nin en tanınmış model ve oyuncularından biridir.
Şu ana kadar Reebok, Pepsi, Lynx, T-Mobile ve Triumph kampanyalarında boy gösteren Brook, GQ, FHM ve Loaded gibi dergilere kapak oldu ve FHM tarafından En Seksi 100 Kadın arasında gösterildi.
Modelliğin yanında İngiltere’de televizyon dizilerinde yer alan Brook, ‘Big Breakfast”, “Love Island”, “Dirty Dancing: The Time Of Our Lives”, “Miss Marple”, “Moving Wallpaper” dizilerinde rol aldı.
Sahne çalışmalarıyla da adından söz ettiren Brook 200 yılında “Eye Contact” isimli oyundan sonra 2008 yılında Neil LaBute’un “Fat Pig” isimli oyununda rol aldı.
Beyazperdede ise “Sorted”, “The Italian Job”, “School of Seduction”, “House of 9 “, “Three”, “Deuce Bigalow: European Gigolo” filmlerinde rol aldı.
Ving Rhames
Harlem, New York’ta doğan Rhames ilk olarak Broadway’de “The Winter Boys” oyununda rol aldı. Daha sonra ise “Go Tell It On the Mountain” ve “Miami Vice” dizilerinde rol aldı. İlk filmleri ise “Jacob’s Ladder” ve “Homicide” oldu.
Rhames son yıllarda “Pulp Fiction”, “Mission Impossible”, “Rosewood”, “Con Air”, “Don King: Only in America”, “Out of Sight”, “Entrapment”, “Bringing Out the Dead”, “Mission Impossible II”, “Baby Boy”, “Undisputed”, “Dark Blue”, “Dawn of the Dead”, “Mission Impossble III” filmlerinde rol aldı.
Rhames’ın yapımcı olarak imza attığı filmler arasında TV dizisi “Kojack” ve “Back in the Day”, “Animal”, “Shooting Gallery” filmleri bulunmaktadır.
Rhames son olarak “I Now Pronounce You Chuck and Larry”, “Surrogates”, “The Goods: The Don Ready Story” filmlerinde rol aldı. Onu yakında vizyona girecek “Rogues Gallery” filminde izleyebileceğiz.
Jessica Szohr
Jessica Szohr sektöre 16 yaşında model olarak girdi. Büyük kitleler tarafından tanınmasını ise “Gossip Girl” dizisi sağladı.
Oynadığı diğer diziler arasında ise “Joan of Arcadia”, “CSI Miami”, “What About Brian” bulunmaktadır.
Steven McQueen
CW dizisi “The Vampire Diaries” ile ünlenen McQueen, “Everwood”, “Minutemen”, “CSI: Miami”, “Without a Trace”, “Numbers” ve “Threshold” dizilerinde rol aldı.
İlk sinema filmi deneyimini ise “Club Soda” isimli filmle yaşadı.
Christopher Lloyd
Kariyerine tiyatroda başlayan Christopher Lloyd In 1975 Lloyd began his film career in One Flew Over The Cuckoo’s Nest, Back To The Future üçlemesi, Things To Do In Denver When You’re Dead, Eight Men Out, Addams Family, Addams Family Values, Dead Ahead: Exxon Valdez Disaster, The Pagemaster, Dennis The Menace, Adventures Of Buckaroo Banzai, Track 29, Clue, The Dream Team, Angels In The Outfield, Star Trek Iii, Goin’ South, Who Framed Roger Rabbit, My Favorite Martian, Tales Of Despereaux, Snowmen, Wit gibi unutulmaz filmlerde rol aldı.
Richard Dreyfuss
55 yıldır sinema ve televizyon yapımlarında yer alan Dreyfuss Jaws, The Goodbye Girl, Tin Men, Once Around, Mr. Holland’s Opus gibi unutulmaz filmlerde rol aldı. HBO’nun, “Prisoner of Honor” filminin yapımcılığını üstlendi.
YAPIM EKİBİ
Alexandre Aja
1978 yılında Paris’te doğan Alexandre Aja setlerde büyüdü ve ortağı Grégory Levasseur’la birlikte başarılı işlere imza attı.
18 yaşında çektiği kısa filmi Over The Rainbow’la kamera arkasına geçen Aja senaryosunu yazığı ve yönetti ilk uzun metrajlı filmi Furia, ile dikkatleri üzerine çekti.
Ama 2003 yılında gösterilen Haute Tension (High Tension) filmiyle büyük patlamasını yaptı ve korku sinemasının yeni kuşak temsilcileri arasında yerini aldı. Film Amsterdam Fantastik Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü aldı.
İkinci filmi içinse efsanevi korku filmi yönetmeni Wes Craven’la çalışan Aja, Craven’ın 1977 yapımı filmi The Hills Have Eyes’ın yeniden çevrimini gerçekleştirdi.
Aja daha sonra yazıp yönettiği Mirrors, filminde Kiefer Sutherland’le çalıştı.
Daha sonra ise Summit için P2 filmini yönetti.
Aja kanlı korku filmleri yapan Rob Zombie, Zack Snyder ve Eli Roth’un kurduğu “Splat Pack”in bir üyesi.
Mark Canton – Yapımcı
Mark Canton bu güne kadar 300’den fazla filmin beyaz perdeye taşınmasına yardımcı olmuş başarılı bir yapımcıdır.
Canton 2010 yılında Pirana 3D’yle birlikte Letters to Juliet filminin de yapımcılığını üstlnedi. Gelecek filmleri arasında 300 filminin devamı olan War of Gods, ve Silver Cord bulunmaktadır.
Şu an yapımına başlanacak Den of Thieves ve Vincenzo Natali’den Tunnels filmleriyle uğraşan Cotton yakın zamanda 300 ve The Spiderwick Chronicles filmlerinin yapımcılığını üstlendi.
Warner Bros. şirketinde Yapımlardan Sorumlu Başkan görevini sürdürürken Batman, Lethal Weapon ve National Lampoon’s Vacation filmlerinin ortaya çıkmasına yardımcı olan Cotton, Columbia TriStar Motion Picture Company’nin başkanıyken As Good As It Gets, Jerry Maguire ve Men in Black filmlerinin yapımcılığını üstlendi.