The Karate Kid

Karate Kid

Yapım Bilgileri

Columbia Pictures yapımı Karate Kid, 12 yaşındaki Dre Parker’ın (Jaden Smith) öyküsünü anlatıyor. Dre, Detroit’in en popüler çocuğu olabilecekten; annesinin (Taraji P. Henson) kariyeri ikisini de Çin’e götürür.  Dre başlangıçta arkadaş edinme konusunda zorluk çeker ama sınıf arkadaşı Mei Ying’e yakınlık hisseder –ve bu his karşılıklıdır— gel gelelim kültür farkı böyle bir arkadaşlığı olanaksız kılmaktadır. Daha da kötüsü, sınıfın kabadayısı olan Cheng, Dre’ye düşman olur. Dre yalnızca biraz karate bilmektedir; kung fu diyarında, Cheng “karateci çocuğu” kolayca yere yapıştırır.   Yabancı bir ülkede yalnız olduğunu hisseden Dre’nin, tamirci Bay Han (Jackie Chan) dışında konuşacağı kimsesi yoktur. Aslında bir kung fu ustası olan Bay Han ve Dre birlikte çalışmaya başlayarak bir dostluğa adım atar ve kung fu turnuvasında Cheng’le son bir karşılaşmaya doğru ilerlerler.  Han, Dre’ye kung fu’nun yumruk ve savuşturmayla değil, olgunluk ve sükunetle ilgili olduğunu anlatırken, Dre de kabadayılarla yüzleşmenin, hayatının dövüşü olacağını öğrenir.

Columbia Pictures, China Film Group Corporation ortaklığında bir Overbrook Entertainment / Jerry Weintraub Yapımı olan The Karate Kid’i sunar.  Filmin başrollerinde Jaden Smith, Jackie Chan, ve Taraji P. Henson yer alıyor.  Yönetmen Harald Zwart.  Yapımcılar Jerry Weintraub, Will Smith, Jada Pinkett Smith, James Lassiter ve Ken Stovitz.  Senaryo yazarı Christopher Murphey.  Öykü Robert Mark Kamen’a ait.  Yürütücü Yapımcılar Dany Wolf, Susan Ekins ve Han San Ping.  Görüntü Yönetmeni Roger Pratt, BSC.  Prodüksiyon Tasarımcısı François Séguin.  Editör Joel Negron.  Kostüm Tasarımcısı Han Feng.  Ortak Yapımcı Solon So.  Filmin müzikleri James Horner’a ait.  Müzik Süpervizörü Pilar McCurry.

FİLM HAKKINDA

Daha önce dünya çapında başarı kazanan The Pursuit of Happyness/Umudunu Kaybetme’de babasıyla birlikte rol alan ve şimdi The Karate Kid’de başrolde olan Jaden Smith, “Dre Parker, Detroit’teki evini bırakıp Çin’de yaşamaya çalışan Amerikalı, iyi bir çocuk,” diyor. “Kesinlikle zor günler geçiriyor –uyum sağlayamadığını hissediyor. İstemeden bazı kabadayıların ters tarafına denk geliyor. Arkadaşı veya gidecek bir yeri yok; derken, binanın bakım işlerini yapan Bay Han’ın bir kung fu ustası olduğunu öğreniyor. Bay Han ona kung fu öğretiyor ve aralarında özel bir bağ doğuyor.”

Bu, izleyicilerde uzun zamandan beri bir şeyler uyandıran ve Ralph Macchio ile Noriyuki “Pat” Morita’nın başrollerde oynadığı aynı isimli ünlü filmde de işlenen bir tema. Morita’nın ketum öğretmen Bay Miyagi rolünde çizdiği portre, bir Oscar® adaylığı kazanmasını ve bir efsaneye dönüşmesini sağlamıştı.

Bu yeni filmin yanında ilk film serisinin de yapımcılığını üstlenmiş olan yapımcı Jerry Weintraub, öykünün dayanıklılığını, altında yatan hikâyenin evrenselliğine bağlıyor. “Nihayetinde, bu bir baba oğul hikâyesi,” diyor. “Karate ile o kadar ilgili değil. Öyküde dayanıklı olan, çocukların izlediği şey, bir baba ve hoca arayan bir çocuğun hikâyesi.”

Klasik filmin bu yeni versiyonunu, yeni nesil için güncellemek yapımcılar Will ve Jada Pinkett Smith, James Lassiter, Ken Stovitz ve yönetmen Harald Zwart’ın elindeydi. “Orijinal Karate Kid’e  büyük başarı kazandıran genç izleyici kitlesi, artık çocuk sahibi birer ebeveyn,” diyor Lassiter.  “Onlara çok sevdikleri –hepimizin çok sevdiği— o filmi anımsatmak ama aynı zamanda çocuklarının da hoşlanacağı modern bir film yapmak istedik.”

Yeni film bir yeniden çekim olamazdı, kendi ayakları üzerinde dururken aynı temaları işlemeliydi. Zwart, “Böyle bir malzemeye dokunmanın püf noktası, orijinale saygınızı gösterirken bir şekilde onu genişletip 2010 yılına getirmekte,” diyor.

Herhalde en büyük zorluk, öğretmen rolünü oynayacak aktörün seçimiydi. Yapımcıların bir ikona ihtiyacı vardı; buldular da: Jackie Chan. “Gerçekten, başka kim bunu yapabilirdi ki?” diyor Stovitz.  “Jackie, tanıma uyan tek kişi. Kendi kendime ‘Bay Miyagi rolünde Jackie Chan’in olduğu bir Karate Kid filmi yapıyoruz,’ dediğimde, dürüst olmak gerekirse, gözümde izlemek istediğim bir film canlanıyor.”

Öyküye özel bir yakınlık duyan Chan, genç Amerikalı karakterle özdeşleşebildiğini söylüyor. “Sudan çıkmış balık hikâyesini anlayabiliyorum,” diyor. “30 yıl önce, ilk kez bir başıma Amerika’ya gittim. Tamamen farklı bir kültürle karşılaştığınızda, çok korkutucu oluyor.”

Chan kadroda yer almaktan heyecan duyduğuna göre, yapımcıların öyküyü açmaları doğaldı. Karateci çocuğun Detroit’ten Pekin, Çin’e taşınması sudan çıkmış balık temasını daha da güçlendiriyordu. Mekân Çin olarak değiştirildiğinden, birkaç şey –hatta dövüş tarzı— farklı olacaktı. Jaden Smith “Yeni bir ülkedeyiz ve ben kung fu öğreniyorum,” diyor.

Stovitz, “Filmin adının Karate Kid olmasının nedeni, filmin başında Dre’nin kabadayılarla bildiği azıcık karateyle savaşabileceğini sanması,” diyor. “Ama Çin’de çocuklar bile kung fu biliyor, üstelik uzmanlar. Yani Dre hayatta kalacaksa, kung fu öğrenmek zorunda.”

Elbette ki filme Karate Kid adını vermek, önceki filmi onurlandırmak anlamına da geliyordu. Zwart “İlk filmde meşhur cilala, parlat sahnesi vardı,” diyor. “Bizim filmimizde, Bay Han Dre’ye milyonlarca kez ceketini çıkarıp giymesini söylüyor. İlk filmi izlemişseniz, bu göndermeyi anlarsanız.”

Rol, Smith’in kung fu öğrenmesini gerektiriyordu elbette. O da en iyiden öğrendi: Jackie Chan Dublör Ekibi’nde dublör koordinatörü olan Wu Gang. Chan filmlerinde dublör gerektiren sahnelerin çoğunda kendi yer aldığı için, dövüş koreografisini kolaylaştırmak adına 1983 yılında kendi Dublör Ekibi’ni kurdu.

Wu, “Jaden’ı ilk gördüğümde onu sevdim ama hiçbir zaman emin olamazsınız. İşi başarıp başaramayacağından emin değildim,” diyor. “Kendini kanıtladı: çok yetenekli ve çok çalıştı Kolay bir iş değildi. Jaden’ı çalıştırmaktan çok hoşlandım.”

Wu Usta’dan aldığı paha biçilmez eğitimin yanında, Smith’in kung fu öğrenmek için kullandığı bir yöntem daha vardı. “Jackie’nin bir sürü filmini izledim ve bazı hareketlerini kopyaladım,” diye gülüyor Smith. Aslında, Bay Han ve Dre’nin sopalarla antrenman yapıp dövüştüğü tüm bir sahne, Chan’ın en eski ve en ünlü dövüşlerinden birine saygı duruşu niteliği taşıyor.

Smith’in Chan’la ilişkisi, filmdeki karakterlerin ilişkilerini yansıtıyor. “Jackie muhteşem. Bana hep bir şeyler öğretiyor,” diyor Smith. “Nasıl esnemeli, bir sahnede nasıl davranmalı, nasıl odaklanmalı. Tüm bunlar boyunca benim yanımda oldu.”

Harald Zwart, genç yıldızın performansıyla yapımcıları büyülediğini söylüyor. “Jaden karizmatik ve etkileyici ama aynı zamanda harika bir oyuncu,” diyor yönetmen. “Rolü her yönüyle sabitlendi. Sadece öğrenmek için çok çalıştığı kung fuy’u değil—bir çocuğun nasıl erkeğe dönüştüğünü anlatan duygusal öyküyü de.”

Yönetmen, Smith’in deneyimli rol arkadaşı için de aynı derecede övgüler düzüyor. “Zwart “Jackie’yle birlikte çalışmak muhteşem bir şey,” diye belirtiyor. “Asla durmuyor ve filmin yapım sürecini çok seviyor, o nedenle her yönüyle yardıma koşuyor. Örneğin, bir figüran dil engeli nedeniyle belli bir mesajı alamamışsa, gidip saygılı bir ifadeyle talimatı fısıldıyordu. Harika ve yardımsever biri.”

Hikâye sadece hoca ile öğrenciyi değil, yalnız ve çocuksuz bir erkekle, babasız bir çocuğun arasında oluşan bağı da anlatıyor. Chan şunları söylüyor: “Bay Chan başlangıçta zorbalıkla karşılaşan bir çocuğa yardım ettiğini sanıyor ama sonunda kendi yaşamı da değişiyor.”

“Dre’nin diğer çocuklardan farkı yok– intikam almak için bir şeyleri tekmelemek istiyorlar,” diyor Chan. “Ama kung fu, insanları incitmekle değil, insanlara yardım etmekle ilgili bir şey.”

Chan, genç rol arkadaşı hakkındaki gözlemlerini anlatıyor: “Jaden kadar zeki bir çocuk görmedim. Öğrettiğim her şeyi öğreniyor. Yani, ona gösterdiğim her şeyi anında kapıyor. İnanılmaz!”

Zwart, çekimler sırasında yaşanan önemli bir anı hatırlıyor: “Çelkimler arasında Jackie ile Jaden’ın küçük bir kumsalda rahatladıklarını gördüm; bilirsiniz, suda taş kaydırıyorlardı.11 yaşında olsam ve Jackie Chan’le takılsam, hayallerim gerçekleşmiş olurdu diye düşündüm.”

Dre’nin annesi olan Sherry’yi, The Curious Case of Benjamin Button/Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi filmindeki baş döndürücü performansıyla Akademi Ödülü® adayı olan Taraji P. Henson canlandırıyor.  Henson, rolün kendisine çekici gelmesinin ardında kendi oğluyla arasındaki ilişkiyi hatırlattığını söylüyor. “Harika bir arkadaşlık ilişkisi içindeyiz çünkü sadece ikimiz varız; senaryoyu okuduğumda bana hitap eden de bu oldu,” diyor.  “Yeni film Sherry’ye daha geniş bir ebeveynlik rolü veriyor. Dre’yi, annesiyle etkileşimini izleyerek tanıyorsunuz,” diye devam ediyor Henson. “Sherry güçlü ve destekleyici bir kadın.”

Henson, Smith ailesinin oğullarıyla inandırıcı bir ilişki kurmalarına izin verme konusunda gösterdikleri açık fikirlilikten etkilenmişti.  “Çin’e gitmeden önce üç hafta prova yaptık. Will de Jada da,Jaden’la benim aramızda bir bağ kurmamız için çok rahat bir ortam yarattı,” diyor.

“KARATECİ ÇOCUK” KUNG FU ÖĞRENİYOR

Yapımcılar filmin ölçeğini büyütüp Çin’e gitmeye karar verdiklerinde, yapılması mutlaka gerekli olan bir değişiklik, Dre’nin öğreneceği dövüş stiliydi. Okinawa ve Japonya kökenli olan karate yerine, Çin’e ait bir dövüş stili.

Böylece karateci çocuk, kung fu öğrenecekti. Bir sahnede, Dre’yle alay eden kabadayılar, kung fu diyarında karate yapmaya çalıştığı için ona “karateci çocuk/karate kid” derler. Dre’nin hayatta kalması için, kung fu öğrenmesi gerekmektedir.

Kung fu sözcüğü, farklı anlamlara geliyor ve özellikle dövüş sanatlarına ait bir terim değil. Sözcük, kelimesi kelimesine “iş,” “beceri” veya “zaman ve çaba” olarak çevrilebilir—bir yazar öykü anlatımında iyi bir kung fuya sahip olabilir. Aynı zamanda, bu terim dövüş sanatlarında özel bir anlam taşıyor; Çin’in dışında kung fu, tüm Çin dövüş sanatlarını ve bir dizi tekniği ifade etmek için kullanılıyor.

Dre, Çin’de öğretilen ve uygulanan hareketli ve fiziksel açıdan zorlayıcı bir kung fu sporu olan wushu dövüş sanatlarını öğrenir. Oyuncu, Jackie Chan dublör ekibinde dublör koordinatörlüğü yapan ve Chan’ın yönettiği filmlerde dublör gerektiren sahnelerden sorumlu olan Wu Gang tarafından eğitildi.

Jaden Smith’in onu çağırdığı adıyla Wu Usta, Pekin’deki çekimler başlamadan önce üç ay boyunca Los Angeles’ta küçük oyuncuyu eğitti ve dört aylık prodüksiyon boyunca çalıştırmaya devam etti. Wu, “Jaden’la ilk karşılaştığımda, sadece bir çocuktu,” diyor. “Birkaç ay sonra, beş altı yıldır eğitim gören çocuklarla aynı düzeye gelmişti.   Çok odaklanmıştı, çok yetenekliydi ve asla şikâyet etmedi. Onunla gurur duyuyorum.”

Baştan başlıyorlardı. “Birine, özellikle de bir çocuğa kung fu öğretirken, değindiğim ilk şey, başkalarına saygı göstermektir. Kung fu dövüşmekle değil, insanlara yardım etmekle ilgili bir şey,” diyor Wu.

Wu, bu noktadan itibaren Smith’e wushu eğitimi vermeye başladı. Bir film çekiyor olmaları gerçeğine rağmen Wu, yapımcıların Smith’in yapamadığı bir şeyi yapıyor gibi göstermek için sinema hilelerine bel bağlamadıklarını söylüyor.  “Ne olursa olsun, Jaden’ın hareket etmeyi, dövüşmeyi öğrenmesi, temel eğitim alması gerekiyordu. Gerçek kung fuyu, woshu öğretisini alması gerekiyordu.”

Elbette ki Smith ve diğer tüm kung fucu çocuklara, koreografisi hazırlanmış bir maçla kamera karşısında nasıl dövüşecekleri ve bunu yaparken iyi görünmeleri öğretildi. “Filmdeki çocukların hepsi tam zamanlı wushu öğrencileri,” diye belirtiyor Wu.  “Darbe aldığınızda zamanlamayı, ritmi ve tepkiyi iyi ayarlamak kolay değil. Ayrıca, drama ve dövüş sırasında rol yapmak da aksiyon kadar önemli.– çocukların bedenleri ve yüzleriyle dövüşün dramatik öyküsünü anlatmaları gerekiyordu. Bu çok zorlayıcı bir şey. Ama bu filmdeki en büyük fark, hareketlerin gerçek olması.”

Jaden Smith, filmdeki dövüş sahnelerinin kolay olmadığını söylüyor. “Gerçekten birine vurmanız gerekiyor– bunu yumuşak bir şekilde yapıyorsunuz ama sertmiş gibi göstermelisiniz,” diyor. “Ayrıca gelen darbeyi engellemelisiniz. Engellemezseniz, suratınıza darbe alırsınız.”

Peki, Smith aldığı eğitimden hoşlanmış mıydı? “Filmin çekimleri tamamlandıktan sonra onu eğitmeye devam etmemi istedi,” diyor Wu. “Onur duydum.”

“Evet, formda kalmak istiyorum,” diyor Smith.  “Taylor Lautner bir dublöre ihtiyaç duyarsa, harekete hazırım.”

ÇİN’DE ÇEKİM YAPMAK

Karate Kid ‘i günümüz izleyicisi için uyarlamak adına, yapımcılar Dre’nin yoluna olabildiğince çok sayıda engel çıkarabilecekleri bir yer arayışı içindeydi. Will Smith “Dre’yi başka bir dünyaya bırakmışız gibi olacağımız bir yer bulabilir miyiz diye merak ettik,” diyor. “Jackie Chan’i Dre’nin hocası rolüne seçtiğimizde, kafamıza dank etti– Çin.  Zor olacağını biliyorduk ama sonunda, mekân temayı daha da güçlendirdi ve filmi destansı kıldı. Çin’de başardıklarımızdan daha fazla gurur duyamazdım. Jaden’la Jackie’nin Çin Seddi üzerinde çalıştıkları sahneyi gördüğünüzde, etkileniyorsunuz— bu filmi Los Angeles’ta çekmemizin hiçbir yolu yoktu.”

Tüm prodüksiyonun Çin’e taşınmasına yönelik karar pek de hoş karşılanmadı. Öyküde yer alması istenen mekânların çoğu yasak ve erişimi zor yerler olduğundan, yapımcılar bu mekânlarda yardımcı olmaları için ülkedeki en nüfuzlu devlet sinema kuruluşu olan Çin Sinema Grubu’na başvurdular.

Zwart “Küçücük bir çekimin bile aylarca planlanması gerekiyordu,” diyor. “Örneğin, yirmi yıldan daha uzun bir süreden, Bertolucci’nin The Last Emperor/Son İmparator’undan beri Tiananmen Kapısı ve Yasak Şehir’in içinde çekim yapılmasına izin verilen ilk film bizimki.”

Chan için bu film hem eve dönüşü hem de bir rüyanın gerçekleşmesini simgeliyordu. “Çin’de çekim yaptıkları için prodüksiyon şirketine minnettarım. Beş bin yıllık bir tarihe sahibiz ama hükümetimiz sadece altmış yıllık, genç bir hükümet. Bu film, Çin dövüş sanatlarının yanında Çin kültürü hakkında da bir şeyler öğrenme fırsatı verecek. Ne harika bir tanıtım şekli,” diyor.

Yapımcı Jada Pinkett Smith gerçek tarihi mekânlarda çekim yapmanın, oyuncuların performansını güçlendireceğini düşünüyor. “Böyle bir yerin getireceği enerjiyi hayal bile edemezsiniz. Bunu yeniden yaratamazsınız. Bu, filme özel bir doku sağlayan çok özel bir şey,” diyor.

“Çin inanılmaz derecede eşsiz bir yer; böyle bir yerde çalışmak, aile olarak bizim için gerçekten güçlü bir deneyim oldu,” diye devam ediyor. “Bu, hayatınızda bir kez karşınıza çıkacak, hep hatırlayacağımız bir fırsat. Ve tabii ki bu anıları hatırlayacağımız harika bir filmimiz var.”

Prodüksiyonun merkezi, eski Beiying Film Stüdyolarıydı.  “Set” siheuyan avlulu evlerinden oluşan sıralar arasındaki hutong veya geçitlerle doluydu. Siheyuan, Pekin’e özgü geleneksel ama kaybolmakta olan bir konut stili; her biri, genellikle bir ila altı metre genişliğinde, tek katlı kiremit çatılı evlerle çevrili dörtgen avlular içeriyor.

Sette ayrıca Dre’nin oturduğu apartmanın dışını ve Bay Han ile Dre’nin çalışmaya başladığı çatıyı temsil eden, yedi katlı boş bir bina vardı. Bay Han’ın evi ve garajı da, eski binaların ve set dekorlarının birleşimi ile burada inşa edildi.

Bir Pekin lokasyonu–  Pekin Orman Üniversitesi’ndeki 3 No’lu Personel Lojmanı, Dre ile annesinin maceraya başladıkları Detroit sokağı olarak görev yaptı.

Filmde görsel açıdan çarpıcı bir sahne, itibar sahibi Pekin Shaolin Wushu Okulu’nda çekildi ve geleneksel kırmızı gi kıyafeti içindeki 400 öğrencinin sabah bahçede yaptıkları rutin çalışmayı içeriyordu. 1991 yılında kurulan okul, wushu tarzı bir felsefeyle yapılan bir eğitimi –ilkokuldan liseye— benimsemiş.

Smith, Çinli rol arkadaşlarıyla birlikte çalışmaktan çok hoşlandı. “Onlardan bir sürü kung fu öğrendim, ben de onlara ilk İngilizce sözcükleri öğrettim: ‘Hey. N’aber.”

Yasak Şehir

Tiananmen Kapısı’nda ve Yasak Şehir içinde çekim yapmak, hem oyuncu kadrosu hem de yapım ekibi için heyecan verici ama zorlayıcı bir işti. Çok az prodüksiyon giriş izni almıştı ve 20 yıldan beri burada çekim yapan ilk ekip olacaktık.

Zwart, “Her şeyi aceleye getirmemiz gerekiyordu çünkü bütün sahneyi çekmek için iki saatimiz vardı. Neyse ki çok esnek bir çekim ekibimiz vardı; orada çekim yapma imkânını yakalamak inanılmaz bir şeydi.”

Yasak Şehir, 1420’den Çin’in son İmparatoru’nun tahttan çekildiği 1912 yılına dek Çin İmparatoru’nun evi ve tahtıydı. İsmini, İmparator’un izni olmadan kimsenin saraya girememesinden veya saraydan çıkamamasından alıyordu. Bugün 724 bin metre kareyi ve 960 binayı kapsayan Yasak Şehir, Saray Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor; 1987’de UNESCO tarafından Dünya Mirası kapsamına alındı. Tiananmen Kapısı, genellikle şehrin ön girişi olarak kabul ediliyor.

Ekip ayrıca tüm Yasak Şehir’i yukarıdan gören Altın Buda’da da çekim yaptı. Pekin’in en yüksek noktasında bulunan bu kutsal mabet, tüm şehrin 360 derecelik kesintisiz bir manzarasının görülmesini sağlıyor.

Çin Seddi

Prodüksiyonun bir başka başarısı da, Çin Seddi’nde çekim yapma iznini almak oldu. Pinkett Smith, “Bay Han, Dre’yi eğitmek için Çin Seddi’ne getiriyor,” diye açıklıyor. “Burada hareketlerini öğreniyor ve duvar boyunca koşuyorlar. Bu bir bakıma onun ‘Rocky’ anı gibi.”

Çin Seddi’ne araç girmesine izin verilmediğinden, ekip ağır ekipmanı elle taşımak zorunda kaldı. “Ekip için çok zor oldu. Çin Seddi’ni gördüğünüzde, o kadar dik değil diye düşünüyorsunuz ama pek çok yeri epey dik,” diyor Zwart.

Zwart, Chan’ın prodüksiyon sürecine ne kadar dahil olduğu karşısında büyülenmişti. “Jackie’nin teçhizatı kaldırıp taşımaya yardım ettiğini görüyorsunuz. Filmin ortaya çıkması için yapabileceği tüm yardımı yaptı,” diyor.

Çin Seddi’nin kullanılan kısmı, Pekin’den yaklaşık 45 mil uzaklıktaki Huairou ilçesinde bulunan Mutianyu’daydı. Çin Seddi ilk olarak Kuzey Qi Hanedanı zamanında inşa edildi (550-557). Ming Hanedanı zamanında (1368-1644) iki ünlü vatansever general, stratejik öneme sahip geçişin savunma potansiyelini güçlendirmek için seddi inşa etti. Bu, kuzeyde bir koruma kalkanı oluşturarak başkenti ve nesillere ait imparatorluk mozolelerini koruyordu.

Çin Seddi, tamamlanmış en büyük inşaatlardan biridir. Kuzey Çin’in dağları boyunca uzanılarak Pekin’in kuzeyine ve kuzeybatısına ulaşır. Set, siperler ve doğal bariyerlerle birlikte 5.500 mil uzanmaktadır.

Pekin’in İçinde ve Civarında

Pekin’deki ve civardaki ilave çekim lokasyonları arasında, Çin’deki en büyük ve en yoğun havaalanı olan Pekin Başkent Uluslararası Havaalanı ve Çin’in önde gelen ulusal taşıma şirketi Air China’nın ana merkezi; Sherry’nin yeni işyeri olan yüksek teknolojili bir kamyon üretim fabrikası olan Foton Otomobil Fabrikası ve Dre ile Mei’nin birlikte yemek yediği, Pekin’de “kızarmış akrep” gibi atıştırmalık yiyecekleriyle ünlü bir bölge olan Wang Fu Jing Snack Street bulunuyor. Zwart gülümseyerek “Bu filmin yapımı sırasında hiçbir Akrep zarar görmedi,” diyor, “filmin dekor departmanı, Jaden’la Wen Wen’in yemeleri için undan yapılma akrepler hazırladı.”

Pekin’e 90 dakika mesafedeki Huariou’da bulunan Çin Sinema Grubu Film Üssü, Fei Teng adlı bir hutong seti olan bir film stüdyosu.  Prodüksiyon ekibi, Sherry ve Dre’nin oturduğu dairenin içini, Mei Ying’in keman resitalini ve zarif bir Dağ Tapınağını burada hazırladı.

Wudang Dağı

Filmdeki en dokunaklı ve etkili sahhnelerden biri, Bay Han’ın, kung funun köklerini öğrenmesi için Dre’yi Wudang Dağları’nda ruhani bir yolculuğa çıkarmasıyla meydana geliyor. Dre, sadece dağın zirvesine ulaştıktan sonra Kung Fu’nun kaynağından yararlanabilecektir.

Ekip güneye, merkez Çin’de bulunan bu mistik dağlara yolculuk ederek dört gün çekim yaptı. Prodüksiyondaki en iddialı çekimler için oyuncu kadrosu, çekim ekibi ve ekipmanın teleferikle taşınması ve ardından dik taş basamakları çıkarak tapınağa ulaşması gerekiyordu.

Zwart, mekânı internette dolaşırken bulmuştu. “Güzel tapınaklar arıyordum ve Altın Zirve’nin fotoğraını görüp ‘Bu, gördüğüm en muhteşem tapınak,” diye düşündüm. Sonra, Wudang Shan’ın ve civarının kung funun kalbi olduğunu öğrendim.  Orada çekim yapmamız gerektiğini biliyordum. Bu tapınakların yarattığı auranın ve enerjinin yerini hiçbir şey alamaz.”

Zwart, çekimin önündeki engellerin aşama aşama ortaya çıktığını söylüyor. “Biraz suçluluk hisediyordum; çünkü ekipten ağır teçhizatı olanaksız yerlere taşımasını istiyordum,” diyor.  “Oraya araç sokmanın imkânı yoktu. Basamaklardan çıkıp ağaçların arasından geçmemiz gerekiyordu. Yapabildiğimiz kadar hafif şeyler kullanmaya çalıştık.”

Will Smith, engellere rağmen, Wudang’ın çekim programına eklenmesini prodüksiyon açısından çok önemli olduğunu söylüyor.  Hayatta yaptığınız her şey deneyim ve karakter gelişimiyle ilgili olmalı. O yüzden Wudang gibi bir yerde çekim yapma fırsatı yakaladıysanız, değerlendirmelisiniz! İşte burada, Çin’in tarihinden bir şeyler öğreniyoruz ve böyle güzel bir yerin verdiği deneyimi yaşıyoruz. Burada çekim yapmak bizim için büyük bir kazançtı,” diyor.

Öyküde Dre’nin gelişimi için önem taşıyan çeşitli sahneler, dağda çekildi. Zwart, “Sopayla antrenman sahnesi, Jackie’nin ilk filmlerinden birinden esinlenildi. Burada bir kuklanın hareketlerini taklit ediyor. Bu, öyküde tekrar yer bulacak.,” diyor. “Bir başka önemli sahne de Dre’nin büyülenmiş bir şekilde, kontrollü hareketlerle kobra oynatan bir kadını izlemesini gösteriyor. Bu inanılmaz bir manzara.”

Bay Han ve Dre’nin Wudang’a yaptığı tren yolculuğunu canlandırmak isteyen ekip, Pekin’deki Sanat Merkezi’nde bulunan bir tren vagonunun iç ve dış bölümlerini çekti.

Romantizm ve Qi Xi Festivali

Bazen Çin’in Sevgililer Günü olarak adlandırılan yıllık Qi Xi Festivali kutlamaları, Çin takviminde yedinci ayın yedinci gününe denk geliyor ve üzücü koşullar nedeniyle ayrılmak zorunda kalan İki ümitsiz aşığın, tanrıça Zhinu ile sevdiği genç Niulang’ın öyküsünü anlatıyor. Efsaneye göre, sevgililer için üzülen kuşlar, yılda bir kez bir köprü oluşturarak bir araya gelmelerini sağlıyor.

Kutlamalar, Çin Sinema Grubu Film Üssü’nün köy olarak kullanılan, her şekil ve boyda güzel fenerlerlerle aydınlatılmış olan Fei Teng setinde gece çekildi. Set ayrıca geleneksel yiyecekler, tütsüler ve fenerler satan dükkânlarla donatıldı. Burada, Dre aşkı Mei Ying’e rastlıyor ve ilk öpücüklerini paylaşıyorlar.

Mei Ying’i canlandıran Wenwen Han,  Öpüşme sahnesi için çok endişeliydim ve bacaklarım titriyordu,” diye hatırlıyor. “Ama Jaden cesurdu ve bana korkmamamı söyledi çünkü o da endişeliydi.”

“Bu benim de perdedeki ilk öpücüğümdü,” diyor Jaden Smith. “Sahneyi çekmeye  başladığımızda ve Wen Wen endişelenmeye başladığında ‘Sakin ol, sakin ol… Ben öpüşme konusunda iyiyim, her şey yolunda gidecek!” Sonunda her şey iyi oldu ve sahneyi çektik.”

Fei Teng setinde ayrıca ümitsiz aşıkların öyküsünün kuklalarla canlandırıldığı gölge tiyatrosu kuruldu.

Turnuva

Bay Han’ın öğrettiği her şey, Dre ile kabadayı Cheng’in arasındaki son karşılaşmanın gerçekleşeceği turnuvaya doğru gidiyor. Pekin’in Feng Tai Spor Arena’nın içi, devasa müsabakanın gerçekleştiği “Halkın Oditoryumu” olarak kullanıldı.

Jaden Smith’le rol arkadaşlarının mümkün olduğunca çok çalışmasına olanak sağlamak için bu sahne, çekim programının sonunda sekiz günlük bir periyoda yayıldı. Jackie Chan Dublör Ekibi, sinematik tekniklerle otantik dövüş sanatlarını birleştirerek finalin koregorafisini hazırladı. “Gördüğünüz her şey, Jackie’nin yorumu,” diyor Wu Gang.

Ek olarak, Dublör Ekibi, anahtar sahnelerde rol alacak yüzlerce çocuğun seçiminden de sorumluydu. Tüm Çin’deki wushu okullarından binlerce çocuk arasında araştırma yapıldı. Wu, “Bu çocukların çoğu, film icabı dövüşme yeteneğine sahip değil. Zamanlama, ritim ve darbe aldıklarında tepki vermeleri için çocukları her gün beş ila sekiz saat çalıştırmam gerekti,” diyor.

Turnuvayı izleyen kalabalığı ve yüksek enerjili atmosferi canlandırmak için her gün 800’den fazla figüran toplandı. Dahası, fotoğrafçı ve kameraman rolündeki figüranlar da hazır bulunuyordu.

Bir yanıt yazın