Uyarısız Şiddet: ATM – ATM

ATM, 13 Temmuz 2012 vizyonda

Gecenin ilerleyen saatlerinde ofislerindeki yılbaşı kutlamasından çıkan David Hargrove (Brian Geraghty – The Hurt Locker, The Cameleon) ve Emily Brandt (Alice Eve – Man In Black III, The Raven, She Is Out Of My League) hiç akıllarında yokken yavaş yavaş flört etmeye başlarlar.
Dönüş yolunda arabada onlara eşlik eden iş arkadaşları Corey’nin (Josh Peck – Wild About Harry, What Goes Up) para çekmesi gerektiği için bir ATM’de dururlar.
Rutin hayatları içerisinde sürekli yaptıkları bu aktivite,gençler için korkunç ve umutsuz bir yaşam mücadelesine dönüşecektir. Kimliği belirsiz,yüzü dahi görünmeyen garip bir adam ATM’nin kapısında onları beklemekte ve dışarı çıkmalarına izin vermemektedir. Saatler ilerledikçe gece ayazı bastıracak, günün ağarmasını beklemek gittikçe zorlaşacaktır. Gençlerin hayatta kalabilmek için bu esrarengiz adamla kovalamaca oynamaktan başka seçenekleri yoktur.

YAPIM NOTLARI
ATM, 21. Yüzyıl Amerikası’nın gündelik yaşama dair güvenliğe ve emniyete bakış açısı çevresinde  dolaşıyor. Kapalı devre televizyon sistemi,internetin yapısı ve bunların bizleri her türlü aktivitede olma içgüdüsüne itişi ister istemez,ülkenin genelinde birileri tarafından sürekli izleniyor hissiyatı yaratıyor.Aslına bakarsanız Amerikalılar kendilerini hiç bu kadar güvende hissetmemişlerdi. ATM yapılırken yapımcılar,genelin kabul ettiği bu standartları yıkmayı ve karakterleri, bu yolla da seyirciyi hiç beklemedikleri bir savunmasızlığa hapsetmeyi amaçladılar.

Yapımcılar yapım sürecini şöyle anlatıyor;
İnsanlar genelde, ATM tarzındaki filmlerin hızlı yapılabildiğini düşünüyor. Tek mekanda geçiyor olmasının maliyetleri düşürdüğünü, yapım sürecinin kısaldığını düşünüyorlar.
Bunun bir kısmı doğru tabi ki. Fakat biz ATM’i yaparken fark ettik ki; bir olaydan kesit anlatırken, zaman daraldıkça devamlılıkta hata yapmamanızın önemi daha da artıyor.ATM’in tasarımı, yapımı ve uygulaması kendi kendine bu önyargıları ortadan kaldırıyor aslında.

ATM, Kanada’da Vinnipeg’de 20 günde çekildi.Bunun 18 günü ATM’nin içinde gece çekimleriydi.  Anormal  saatlerde ve  sürekli aynı yerde çekim yapmak, zaman kavramının sizin için değişmesine ve garip bir düzensizliğin içinde düzen yakalamanıza sebep oluyor. Çekimler sırasında bizi en çok yoran ATM’yi su bastığı sahne oldu. Bu sahne senaryoda 10 sayfalık bir bölümde yer almasına rağmen bizim 1 haftamızı aldı.  Bu yüzden geri kalan süreçte günde 7 sayfa çekmek zorunda kaldık. Vakit kaybetmek gibi bir lüksümüz yoktu.İlk bakışta ATM’deki ilk tehlike park alanında başıboş dolaşan dengesiz bir katilmiş gibi gözüküyor. Fakat film ilerledikçe, üç karakter aralarındaki ilişkinin bozulmasına sebep olacak tuzaklara düşüyor.
ATM’nin içindeki ve dışındaki tehditlerin karmaşıklığı oyunculara rollerini ve karakterleri üzerine düşünmek için imkan sağlıyor. Bir yerden sonra filmin fiziksel ve mekansal olarak kısıtlılığı oyunculara, “sahne sizin” mesajını veriyor.
Filmde David karakterini canlandıran Brian Geraghty “Her gün sette olmak harika bir fırsattı.Katilin  bizi ATM’ye kıstırıp, oradan çıkmamıza izin vermiyor olması üzerine kurulu bir film olduğu için soğuk ve konforsuz bir ortamda çalışmak zorunda kaldık.Şartların bu kadar zor olmasına rağmen mümkün olan en pratik şekilde çekim yaptığımız için memnunduk.”
Corey karakterini canlandıran Josh Peck “Su basma sahnesinin çekimlerini düşündükçe hala inanamıyorum. Çektiğiniz  sahne gerçeğe ne kadar yakın olursa o kadar başarılı oluyor. Ben bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.” diyor.

Bir yanıt yazın