Çalgı Çengi
Konu: Salih ve Gürkan, düğün, kına gecesi gibi organizasyonlarda müzisyenlik yaparak hayatını kazanan Ankaralı iki teyzeoğludur. Gürkan (daha solist ve jön fakat aynı zamanda klarnet icra eden) ve Salih (sesi ve fiziğiyle değil, her parçayı çalabilen piyano – orguyla müzisyenlik peşinde) bir ikili olarak, sıra altı bir organizatörün kendilerine pasladığı virane işlerle ekmek doğrultmaya çalışmaktadırlar. Teyzeoğulları, alışık oldukları üzere yine Bağcılar – Güneşli hattında bir yerlerde ve muhtemelen yer altındaki bir düğün salonuna doğru yola çıkarlar. Gittikleri yerde kendilerini karşılayan düğün sahibinin, hazırlanmaları için kendilerini evin kömürlüğüne bırakması, o güne kadar itilip kakılmaya alışmış kardeşler için bile ciddi hayal kırıklığıdır, fakat bu sefer ‘kulis’te davetsiz misafirleri olacaktır. Aynı saatlerde, iki maföz tip, yakaladıkları banka güvenlik görevlisini gözden uzak bir yerde sorgulamak üzere bu izbe mahalle köşesinde bulabildikleri en kuytu mekân olan kömürlüğe tıkmışlardır. Güvenlik görevlisinin dengesiz mafya elemanına diklenmesi sonucu öldürülmesi, kardeşlerin müzisyenlik hayatını kaydırır. Artık cesedi sahiplenmekle, kendi cesetlerini teslim etmek arasında bir seçim yapmak durumundadırlar. Maföz tipler vurdukları adamın cesedini sabaha dek ortadan kaybetmelerini isteyince, teyzeoğulları en akıllıca fikir olarak ancak cesedi sırtlayıp eve götürmeyi bulurlar. Evlerinde bir cesetle ikâmete başlayan teyzeoğullarının bu misafirperverliği, cesedin kapalı kaldığı yerde fena halde sıkılması ile kısa sürecektir. “Çalgı Çengi” yazısını okumaya devam et
Yazar: Nilgün Özcan
Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak
SINYORA ENRICA İLE İTALYAN OLMAK, 18 Şubat 2011 DE SİNEMALARDA
KONU: Yıllar önce, oğlunu da arkasında bırakarak kendisini terk eden kocasından sonra hiçbir erkeği kapısından bile içeri sokmayan Sinyora Enrica (Claudia Cardinale – Fahriye Evcen), bu özelliğiyle ün salmıştır. Enrica, evindeki boş odaları kız öğrencilere kiralamakta, ek iş olarak da terzilik yapmakta ve bir pazarda çalışmaktadır.
Yıllarca bozmadığı bu kuralı, yağmurlu bir gecede, bir yanlış anlama sonucunda evine gelen Türk öğrenci Ekin (İsmail Hacıoğlu) için bozacaktır. Önceleri evinin kapılarını bu yabancıya açmak istemeyen Sinyora Enrica, daha sonra sadece evini açmakla kalmayıp, yıllarca kilitli tuttuğu kalbini de bu Türk gencine açacaktır. Filmin oyuncularından Giovanni rolündeki Teoman Kumbaracıbaşı da Sinyora Enrica’nın tek oğlu ve babası henüz çok küçük yaşlarda terk ettiği için sorunları olan bir kişiliktir. Giovanni’nin annesine karşı haksız davranışları Ekin’de Sinyora Enrica’ya karşı bir koruma duygusuna dönüşecek ve böylece aralarında bir gönül bağı oluşacaktır. Bir dil okulu için İtalya’ya giden Ekin için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve hayatı tümden bir değişime uğrayacaktır. “Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak” yazısını okumaya devam et
Şampiyon – Secretariat
“Secretariat-Şampiyon” 11 Şubat 2011 de Türkiye Sinemaları’nda Gösterilmeye Başlanıyor
“Hikaye
kalple ilgili. Secretariat’ın ve onun sahibi olan kadının kalbiyle.
İkisi de kimsenin hayal edemeyeceği kadar harikaydı”.
— Randall Wallace, Yönetmen
Herkesin
bir kahramana ihtiyacı vardı. Onların iki tane oldu. Biri,arkadaşları ve ailesi tarafından Big Red olarak adlandırılan ama ileride herkesin onu Secretariat olarak tanıyacağı muazzam, kestane rengi bir at. Diğeri ise kendi tanımıyla daha az tanınan ama atı kadar cesur ve karizmatik Denver’lı bir ev hanımı. O kadının adı Penny Chenery Tweedy ve bu ata duyduğu güven ulusu coşturacak, at yarışı dünyasında devrim yapacak ve
sonunda da onun hayatının gidişatını tamamen değiştirecek.
Dikkat çekici gerçek bir hikayeye dayanan “Secretariat”, 1973 Triple Crown yarışı birincisinin muhteşem yolculuğunu anlatıyor. Ev hanımı ve bir anne olan Penny Chenery (Diane Lane), at yarışı konusunda fazla bilgisi olmamasına rağmen, hasta babasına ait Virginia’daki Meadow Ahırları’nın yönetimini devralmaya karar veriyor. Chenery tüm olumsuzluklara karşın, deneyimli eğitmen Lucien Laurin’in (John Malkovich) yardımıyla erkek egemen bir işe yön vermeyi başarıp, son 25 yılın ilk Triple Crown şampiyonunu ve belki de tüm zamanların en harika yarış atını yetiştiriyor. “Şampiyon – Secretariat” yazısını okumaya devam et
Dövüşçü – The Fighter
THE FIGHTER
DÖVÜŞÇÜ 11 ŞUBAT 2011
Yönetmen: David O. Russell, Yapımcı: Dorothy Aufiero, David Hoberman, Todd Lieberman, Paul Tamasy Görüntü Yönetmeni: Hoyte Van Hoytema Senaryo: Paul Attanasio & Lewis Colick
Türü: Dram Oyuncular: Christian Bale, Mark Wahlberg, Amy Adams, Melissa Leo
Dicky Ecklund (Christian Bale) zamanın efsane boksörlerindendir. Ancak yeteneğini boşa harcamış ve gözden düşmüştür. Micky Ward (Mark Wahlberg) Dicky’nin daha yolun başında olan üvey kardeşidir. Tüm hayatını abisinin gölgesinde geçirmiştir.
Bir zamanlar “Lowell’in Gururu” olan Dicky, Sugar Ray Leonard ile olan maçı kaybettikten sonra zor zamanlar yaşamış ve teselliyi uyuşturucuda aramıştır. Bu arada küçük kardeşi Micky ailenin boksörü olmuştur. Ancak ne kadar çalışırsa çalışsın ardı ardına dövüşler kaybetmektedir. Annesi Micky’nin kariyerini yönetirken üvey abisi de onun boks eğitimiyle ilgilenmeye çalışmaktadır. Son dövüşünde neredeyse canından olacak olan Mickey, yeni kız arkadaşının tavsiyesine uyar ve ailesiyle bağlarını koparır. Böylece uyuşturucu bağımlısı üvey abisi olmadan kendi çalışmaya başlar. Dünya Şampiyonası’nda bir şans yakaladığında sorunlu ailesi yeniden hayatına girer. Ancak bu sefer gerçek anlamda bir aile olabilmeyi başarmaları gerekmektedir. “Dövüşçü – The Fighter” yazısını okumaya devam et
Ayin – The Rite
AYİN “The Rite”
“Aziz Başmelek Mikail’in ana görevi olan, Şeytan’a karşı sürdürülen savaş, bugün hâlâ devam ediyor; çünkü Şeytan hâlâ sağ ve dünyada faaliyetlerine devam ediyor.”
~Papa II. John Paul
“The Rite/Ayin” Şeytan’ın Dünya üzerindeki en kutsal yerlere bile ulaşabildiğini ortaya çıkaran doğaüstü bir gerilim.
Gerçek olaylardan esinlenen film, çok tartışılan şeytan çıkarma uygulaması ve kendi inancı hakkında şüphe duymasına rağmen şeytan çıkarma ayinlerini incelemesi için Vatikan’a gönderilen ilahiyat fakültesi öğrencisi Michael Kovak’ın (Colin O’Donoghue) öyküsünü anlatıyor. Şüpheciliğini bir zırh gibi kuşanan Michael, ele geçirilme vakalarının ardında iblisleri değil, psikiyatrik öğeleri aramaları konusunda üstlerine meydan okur.
Ancak alışılmışın dışında yöntemler uygulaması ve yaptığı binlerce şeytan çıkarma ayini ile tanınan Peder Lucas’ın (Anthony Hopkins) yanına gönderildiğinde, Michael’ın zırhı çatlamaya başlar. Peder Lucas’ın bile becerilerinin yetersiz kaldığı bir vakayla karıştığında, açıklayamadığı veya denetleyemediği bir olaya ve inandığı her şeyi sorgulamasına neden olacak kadar şiddetli ve korkutucu bir kötülüğe tanık olur. “Ayin – The Rite” yazısını okumaya devam et
