Camino

İspanyol yönetmen Javier Fesser’den hayat dolu bir hikaye

CAMINO

2009’da En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Orjinal Senaryo dahil toplam altı dalda GOYA Ödülü sahibi “CAMINO” 17 Eylül 2010’da Medyavizyon tarafından vizyona giriyor..

Gerçek olaylardan esinlenilerek çekilen CAMINO, hayatında bir anda hiç bilmediği iki farklı olguyla, AŞK ve ÖLÜM ile yüzleşmek zorunda kalan 11 yaşındaki sıradışı bir çocuğun duygusal hikayesini anlatıyor. Her şey bir yana CAMINO yoluna çıkan her engele karşın parlaklığından bir şey kaybetmeyen, onun yaşama sevincini, mutluluğunu, sonuna kadar hissetme ve sevme isteğini köreltmeye çalışan her etkene sonuna kadar direnen bir ışık aslında…

Fesser’in yazdığı, yönettiği, yapımcılığını üstlendiği ve kurgusunu yaptığı CAMINO, Fesser’in üçüncü uzun metraj filmi. Filmin aldıği diğer ödüller arasında 2008 Jose Maria Forque En İyi Yapım Ödülü, Gaudi Ödülleri’nde En İyi Avrupa Filmi Ödülü ve Sant Jordi Ödüllerinde En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu Ödülü bulunuyor.

Filmin Künyesi

YAZAN VE YÖNETEN: JAVIER FESSER
YAPIMCILAR: LUIS MANSO / JAVIER ROURES
İDARİ YAPIMCILAR: LUIS MANSO / JAVIER ROURES
SİNEMATOGRAFİ: ALEX CATALAN, A.E.C
SANAT YÖNETİMİ : CESAR MACARRON
YAPIM AMİRİ: MARINA ORTIZ LENOIR-GRAND
MÜZİK: RAFA ARNAU / MARIO GOSALVEZ
KURGU: JAVIER FESSER
GÖRSEL EFEKT AMİRİ: FERRAN PIQUER
KOSTÜM TASARIMI: TATIANA HERNANDEZ
ÖZEL EFEKTLER: RAUL ROMANILLOS (EFE-X)
MAKYAJ: ALMUDENA FONCESA
SAÇ: MARTHA MARIN
SES: JOSE MARIA BLOCH
SES KURGUSU: JAMES MUNOZ

Teknik Bilgiler

YAPIM FİRMALARI : PELICULAS PENDELTON & MEDIAPRO
FORMAT: HD
PROJEKSİYON FORMATI: 35MM 1:2, 35
SES: DOLBY DIGITAL
DİL: İSPANYOLCA, TÜRKÇE ALTYAZILI
SÜRE: 143 DAKİKA
DAĞITIM: MEDYAVİZYON
ULUSLARARASI SATIŞ: WILD BUNCH

Oyuncu Kadrosu

NEREA CAMACHO (CAMINO)
CARME ELIAS (GLORIA)
MARIANO VENANCIO (JOSE)
MANUELA VELLES (NURIA)
ANA GARCIA (INES)
LOLA CASAMAYOR (TIA MARITA)
LUCAS MANZANO (CUCO)
PEPE OCIO (DON MIGUEL ANGEL)
CLAUDIO OTERO (BEGONA)
JORDI DAUDER (DON LUIS)
EMILIO GAVIRA (MR. MEEBLES)
MIRIAM RAYA (ELENA)

CAMINO

Tretman

Pamplona, Haziran 2001

Henüz on bir yaşında küçük bir kız olan Camino, bir hastane odasında hayata veda etmek üzeredir. AKrabaları, arkadaşları, pederler ve alışılmadık derecede kalabalık bir medikal ekip ile çevrili olan çocuk, hayret uyandıracak derecede sakin ve huzurlu bir ölüme teslimiyet yaşıyordur.

Birkaç ay öncesi.

Camino, Madrid’de herkes gibi okula giden ve her şeyini en yakın arkadaşı Begona ile paylaşan hayat dolu bir kız çocuğudur. Annesi ve babasıyla da çok yakın bir ilişkisi olan Camino’nun annesi, onu etrafındaki her etkenden koruyacak şekilde kendi koyu dini inanclarına göre yetiştiriyordur. Ailenin tüm hayatı, annenin önderliğinde dini bir eksende şekilleniyordur.

Her şeyin her an değiştiği bir yaşta, Camino’nun başına, hayatında ilk kez tecrübe ettiği bir şey gelir: Aşık olur. Bu muhteşem duygusal deneyimin tadını çıkarmaya yeni başlamıştır ki, ciddi bir hastalığın ilk belirtileri Camino’nun sağlığını etkilemeye başlar. Değişik ve agresif bir tümör çeşidi Camino’nun sağlığıyla beraber hayallerini de hızla elinden almaya başlar.

Camino’nun babası, kızı için dünyaları feda edebilecek bir babadır ancak başlarına gelen trajedi karşısında eli kolu bağlanmıştır. Baba Jose’nin aksine anne Gloria, baskın karakteriyle Camino’nun hayatını ve sağlığını etkileyen hemen her kararda etkin rol oynuyordur. O, bağlı olduğu koyu dini inanç gereği kaderci düşünen ve başlarına gelen her şeyin kızlarının iyiliği için olduğuna inanıyordur.

Kısa zamanda hastanede yatalak hale gelen ve gün geçmeden yeni bir ameliyat masasına yatmak zorunda kalan Camino, annesi ona Hazreti İsa’nın sevgisini aşılamaya devam ettikçe, okulda aşık olduğu arkadaşı İsa’yı düşünmektedir. Annesi kızının ölümünü bile onu İsa’ya kavuşturacak hayırlı bir olay, Tanrı’nın bir lütfu olarak görürken, o haldeyken bile her şeye pozitif tarafından bakabilen Camino, bunu sonunda aşkıyla beraber olabileceği şeklinde yorumluyordur.

Camino’nun, henüz 18 yaşındayken kendisini bir Opus Dei manastırına kapatan ablası Nuria bağlı olduğu öğreti gereği ailesinden giderek uzaklaşirken, küçük kızını da hastalık pençesinde kaybetmek üzere olan baba Jose, karısının kaderci ve dominant tavrına karşı yumuşakbaşlılığını sürdürüyor, çareyi Camino’yu hayatta tutan tek şey olan aşk macerasını desteklemekte buluyordur.

Bütün bunlar olurken, okulda Camino’nun da vaktinde rol almak için can attığı tiyatro oyunu Sindrella’nın temsili için çalışmalar son sürat devam ediyordur. Camino’nun aşık olduğu İsa prens rolünde olsa da onun da aklı, aslında Sindrella’sı olmasını istediği Camino’dadır.

Camino’nun sağlığı giderek kötüye gittikçe, annesi onun Tanrı’ya olan inancını körükleyerek hem kendisini hem de çok sevdiği kızını avutmaya çalışır. Bu çabalar, Camino’nun aslında aşka ve sevgiye duyduğu insanüstü inancı körükler. Çocuk aklıyla, Tanrı kavramına bile hakim olmayan yaşam dolu bir çocuk, onu cezalandırdığı ve çok sevdiği İsa’sından beklediği mektubu ona getirmediği için Tanrı’ya kızmaya başlar. Ancak sevgiye olan inancı ve yumuşakbaşlılığı, kızgınlığını bile hemen bastırıyordur.

Artık acıya dayanamadıği bir noktada, Camino babasından onu hastaneden kurtarmasını ve çok istediği kırmızı elbiseyi ona alıp onu sevdigi çocuğa götürmesi için yalvarır. Buna dayanamayan Jose, elbiseyi almak için Madrid’e gider. Hem elbiseyi, hem de Camino’nun hastalığı ağırlaşmadan kısa bir süre önce sık sık gittiği pastaneye de uğrar ve bol bol pasta alır. O sırada pastanede çalışan kadın ve onun küçük oğluyla sohbet etme fırsatı bulur. İsa adındaki bu çocuğun, kızını tanıdığını öğrenince, taşlar Jose’nin kafasında yerine oturur. İsa’nın Camino’ya yazdığı mektubu aldığı gibi, elden teslim etmek üzere hastanenin yolunu tutar. Ancak yolda trafik kazası geçirip, mektubu kızına veremeden hayatını kaybeder.

Ölüm döşeğindeki kızının yanıbaşında, kocasının ölüm haberini alan Gloria yıkılır. Kendisini iyice etrafındaki din adamlarının eline bırakır. Din adamları, Camino’nun durumun sıradışı olduğunu ve ölümünün önüne geçilmemesi gerektiğini savunuyordur.

Kendisi de artık öleceğini hisseden Camino, hasta yatağında aylardır hayallerini kurduğu, tiyatro sahnesinde beraber Sindrella’yı oynadığını düşlediğı İsa o sırada sahnede gerçekten de oyun sergiliyorken, hayata gözlerini yumar. Ancak annesinin de hep söylediği gibi, çok sevdiği İsa’yla sonunda bir araya gelecek olduğu için mutludur. Küçük İsa’nın aşkı ve ona kavuşma isteği, korkunç hastalığı boyunca onu hayata bağlamaya yetmiştir.

CAMINO
Yönetmen Görüşü
Camino bir aşk hikayesi. İnsan kalbinin bir macerasını konu alıyor. İnsanın bedensel sağlığı ile ruhun mutluluğunun kesiştiği bir dörtyolu anlatıyor. Keyif ile korkunun, ışık ile karanlığın bir arada olduğu bir sapak… Camino’nun rüyalarındaki güzel düşler ve kabuslar bile gerçek hayatın bir yansıması olduğu gibi, yukarıdakilerin hepsi de aynı anda tecrübe edilebilir.

Zamanında, Madrid’de azizlik mertebesi verilmesi düşünülen bir genç hakkında bir kitap okumuştum. Kitap, gencin hastalığı hakkında da detaylı bilgiler içeriyordu ama daha çok, bu gencin ve ailesinin bu ölümcül hastalık karşısında gösterdiği insanüstü cesaret üzerinde odaklanıyordu. Bu, her şeyin başlangıcı oldu. Çünkü kitap, benim anlayamadığım bir takım duygu ve hallere yanıt bulma ihtiyacı doğurdu bende. Örneğin, “acı çekmeye gönüllü olmak” ne demekti? İnsan acı ve çaresizliği nasıl Tanrı’nın sevgisinin bir göstergesi olarak yorumlayabilir? Henüz on dört yaşindaki gencecik bir insan nasıl ölümü kabullenmiş olarak hayatını teslim edebilir? Ben aynı durumda olsam ne yapardım?

Bu sorulara yanıt arayışım içerisinde, farklı vakalar hakkında bilgi sahibi oldum: Yine çok genç yaşta rahatsızlanan ve ölüm döşeğinde Opus Dei’ye katılmak isteyen Monste Grases; kendi körlüğüne çare bulmayı reddeden Lourdes falcısı Bernadette Soubirous; günah çıkarırken Meryem Ana’nın sırlarını anlattığı çoban çocukları Lucia, Francisco ve Jacinta; “kendini Tanrı’ya veren” küçük kız Mari Carmen Garcia Valerio; Lisieux’lu Aziz Therese’nin hayatı ve bunlar gibi, kendi acılarında bir tür güzellik gördükleri için kendilerini ayrıcalıklı gören daha birçoğu…

Bütün bunlar, beni ülkemizde çok daha yakından bildiğimiz başka bir fenomeni daha yakından incelemeye götürdü: Opus Dei’yi. Buraya katılan ya da zamanında bünyesinde bulunan insanlarla görüşmelerim sonrasında, hepsinin hikayesinin bir ortak noktası olduğunu gördüm. Hiçbirinin kişisel tecrübelerinden birebir beslenmedim. Ancak hepsinin, aslında hepimizin yaptığı gibi, sadece “mutluluğun peşinde” olduğunu gördüm.

Camino, olabildiğince objektif bir pencereden alnatılmıs bir filmdir. Önyargılardan ve hatta genel anlamda yargılamaktan uzak bir film.

Yaptığım uzun araştırmalar, görüştüğüm birçok insan ve tanık olduğüm birçok hikaye sonrasında anladım ki, bizden çok farklı düşünen bu insanların hikayelerine ortak olmak, onların hatalı olduklarını ispat etmekye çalışmaktansa, kendinizi onların yerine koymaya çalıştığınızda kişıye çok şey katan birer tecrübe haline geliyor. Bunu fark ettikten sonra, inandım ki, bu inançtan çok uzak olan kendim bile bu filmdeki herhangi bir karakterden biri olabilirdim aslında. Herhangi biri!

Filmde getirdiğim tek eleştiri, kendi fikirlerini ve inançlarını başkalarına dayatan insanlara yöneliktir. Bu Aziz Benedict’i yüceltmekten tutun da, yerel bir diyalekti konuşup konuşmamak ya da kendi futbol takımını desteklemek için ısrar etmeye kadar gidebilir.

Benim için Camino yaşam dolu bir hikaye.

Javier Fesser

CAMINO
Karakterler

CAMINO
Sıradışı, ışık dolu ve benzersiz biri. Henüz 11 yaşında, hayatın ona sunduğu olaşilık ve seçenekler içerisinde Camino “SEVGİ”yi seçiyor. Bunu büyük bir yüce gönüllülükle ve kendi egosundan sıyrılarak yapıyor. Kalbi şeffaf, ama bütün film boyunca ekrana oldugu gibi yansıyor.

GLORIA
Camino’nun annesi. Her ne kadar inançları gereği katı olsa da, aslında ailesini çok seven bir kadın ve katı maskesini sonunda indirdiği an da filmin en dokunakli sahnelerinden biri. Gloria sürekli suçluluk duygusuyla yaşmak zorunda kalan ve geçmişindeki acıları bugününe taşiyan bir kadın.

JOSE
Jose, kapana sıkışmış. Kızının ölüme doğru yol aldığını bir türlü kabullenemeyen, bu nedenle de harekete geçemeyen bir baba. Eli kolu bağlı. Onu bu kadar gerçek yapan, ete kemiğe büründüren de bu.

NURIA
Nuria,film boyunca namevcut. Kırılgan. Kendi varlığıyla bile yüzleşmekten aciz. Camino’nun ablası, ilk gençliğinde onun gibi yaşam dolu biriyken biraz da yaşadıği bir aşk acışının etkisiyle kendi kabuğuna çekilip Opus Dei’ye katılıyor. Ailesinden giderek uzaklaşıyor.

CAMINO
Oyuncu Filmografileri

Nerea Camacho

Fesser yönetiminde ilk oyunculuk denemesini gerçekleştiren Nerea Camacho, doğal yeteneği, göz alıcı güzelliği ve fotojenik fiziğiyle sinemaya kazandırılmış önemli bir keşif olarak kabul edildi.

SİNEMA:
TRES METROS SOBRE EL CIELO
CAMINO

TELEVİZYON:
HEREOS

Carme Elias

SİNEMA:
CAMINO
ROUGH WINDS
CIAN MANERAS DE ACABAR CON EL AMOR
BESTIARY
MANOS DE SEDA
DON’T TELL ANYONE
PESADILLA PARA UN RICO
IN PRAISE OF OLDER WOMEN
MENOS QUE CERO
EL HOMBRE DE ARENA
THE FLOWER OF MY SECRET
THE WORST YEARS OF OUR LIVES
OS DE ENFRENTE
PONT DE VARSOVIA
PUZZLE
STICO
ENTRE PARENTESIS
VITORIA

TELEVİZYON:
MAR DE FONS
THE STIMULATORS
7 DIVAS
MIRAL TRENCAT
ANTIVICIO
DONES D’ AIGUA
TURNO DE OFICIO II
LUCRECIA
ARNAU
EL ASCENSOR
DICEN QUE EL AMOR ES ALGO MARAVILLOSO
HASTA LUEGO COCODRILO
TURNO DE OFICIO
PEPE CARVALHO
FILIPO DE MONTE
CUENTOS IMPOSIBLES
EL JARDIN DE VENUS
ANILLOS DE ORO
LUIS Y VIRGINIA

TİYATRO:
EL REY LEAR
84 CHARGING CROSS ROAD
THE SEAGULL (Yön: Amelia Ochandiano)
ELS GEGANTS DE LA MONTANYA
LAS ULTIMAS LUNAS
ACREEDORES
LA DOBLE INCONSTANCIA
CASI UNA DIOSA
LA QUINTA COLUMNA
EL HOMBRE DEL DESTINO
EL MISANTROP
LORENZACCIO
EL DRET D’ESCOLLIR
MADAME DE SADE
LA GATA SOBRE EL TEJADO DE ZINC
ABSALON
TERRA BAIXA
THE SEAGULL (Yön: Herman Bonnin)
Mariano Venancio

SİNEMA:
CAMINO
MORTADELO Y FILEMON: MISSION SALVAR LA TIERRA
TANGER
LA GRAN AVENTURA DE MORTADELO Y FILEMON
EL CIELO ABIERTO
LA HORA DE LAS VALIENTES
LA TABERNA FANTASTICA

TELEVİZYON:
HOSPITAL CENTRAL
AMAR EN TIEMPOS REVUELTOS
GENESIS, EN LA MENTE DEL ASESINO
AQUI NO HAY QUIEN VIVA
CUENTAME
MANERAS DE SOBREVIVIR
LOS 80
EL INQUILINO
EL COMISARIO
RAQUEL BUSCA SU SITIO
HERMANAS
MEDICO DE FAMILIA
ESTE MI BARRIO
FARMACIA DE GUARDIA
EVA Y ADAN, AGENCIA MATRIMONIAL
COSAS DE DOS

Manuela Velles

SİNEMA:
RETORNOS
EL ORDEN DE LAS COSAS
WE WERE TWENTY
SECUESTRADOS
LO SIENTO, TE QUIERO
CAMINO
CAOTICA ANA

TELEVİZYON:
HISPANIA
LA PIEL AZUL
LA SENORA
LA CHICA DE AYER
LOVE IN DIFFICULT TIMES

CAMINO
Yönetmen Filmografisi

Javier Fesser, 1964’te Madrid’de doğdu. Madrid’deki Complutense Üniversitesi’nde Görsel Bilimler eğitimi aldı.

Süper 8 mm filmler çekerek sinemaya merak saldı. 1986’da LİNEA FİLMS adlı reklam filmi prodüksiyon şirketini kurdu. 1992’de Luis Manso ile beraber, asıl tutkusu olan sinema projeleri gerçekleştirmek üzere PELİCULAS PENDELTON adlı şirketi kurdu.

Kendi yazıp yönettiğı ilk iki işi AQUEL RITMILLO (1995) ve EL SECDLETO DE LA TLOMPETA (1996) İspanya’da en çok ödül alan iki kısa film olarak kayitlara geçti. Fesser’in ilk uzun metraj filmi EL MILAGRO DE P. TINTO, 1998 Noel’inde vizyona girdi, 1.300.000 izleyiciye ulaştı ve En İyi Görsel Efekt dalında Goya Ödülü alırken, En İyi Yeni Yönetmen dalında da aynı ödüle aday oldu. Şubat 2003’te ikinci uzun metraj filmi LA GRAN AVENTURA DE MORTADELO Y FILEMON da 2004 GOYA Ödülleri’nden dört ödülle döndü ve 5.500.000 izleyiciye ulaştı.

Fesser, Aralık 200’de gösterime sunulan ve iki milyonun üzerinde kullanıci tarafından indirilen 14 bölümlük internet projesi JAVI Y LUCY’nin de aralarında bulunduğu sayısız projenin yaratıcıılığını üstlendi.

2005’te, yine Fesser’in yazıp yönettiğı Senegal’de UNICEF işbirliğiyle çekilen BINTA Y LA GRAN IDEA adlı kısa film, uluslararasi festivallerde 88 ödül aldı ve 2007 Oscar ödüllerine aday oldu. Film, kız çocuklarının eğitimini konu alıyor ve EN EL MUNDO A CADA RATO adlı uzun metraj filmin de bir kısmını oluşturuyor.

Fesser yedinci senesine giren internet kısa film festivali NOTODOFILMFEST’in de kurucuları arasında bulunuyor.

2006’da, Fesser TRES DIAS EN EL VALLE (VADİDE ÜÇ GÜN) adlı kısa romanı yayınladı ve kardeşi Guillermo Fesser’in ilk filmi olan CANDIDA’nın yapımcılığını üstlendi ve filmin senaryosuna da kardeşi ile beraber imza attı.

Fesser’in yazdığı, yönettiği, yapımcılığını üstlendiği ve kurgusunu yaptığı CAMINO, Fesser’in üçüncü uzun metraj filmi. Film 2009’da En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Orjinal Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Çıkış Yapan Kadın Oyuncu dallarında toplam altı dalda GOYA Ödülü kazandı. Filmin aldığı diğer ödüller arasında 2008 Jose Maria Forque En İyi Yapım Ödülü, Gaudi Ödülleri’nde En İyi Avrupa Filmi Ödülü ve Sant Jordi Ödüllerinde En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu Ödülu bulunuyor.

Resimler:

http://www.dailymotion.com/video/xenzoh_camino-fragman-17-eylul-de-sinemala_shortfilms

Bir yanıt yazın