İçinde Yaşadığım Deri – La Piel Que Habito – The Skin I Live In

“THE SKIN I LIVE IN / İÇİNDE YAŞADIĞIM DERİ”
30 Aralık 2011 de  vizyona giriyor.

Altın Küre ödülleri için Yabancı Dilde En İyi Film adayı gösterilen  gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet’in “Tarantula” isimli 2005 tarihli romanından uyarlandı.‘The Skin I Live In’ için Pedro Almodovar, 20 yıl sonra Antonio Banderas’la tekrar bir araya geldi. Filmde Antonio Banderas, bir kazada yanarak ağır yaralanan karısını iyileştirmek için uğraşan bir doktoru canlandırıyor. Komadan çıkan karısı yüzünü görünce intihar ediyor ve bu olayın ardından doktor yeni bir deri üretme konusunda saplantılı bir hale geliyor. Aynı zamanda da kızına tecavüz ettiğini düşündüğü bir adamdan da intikam almaya karar veriyor. “İçinde Yaşadığım Deri – La Piel Que Habito – The Skin I Live In” yazısını okumaya devam et

Şrek 4: Sonsuza Dek Mutlu

ŞREK: SONSUZA DEK MUTLU

PRODÜKSİYON NOTLARI
Kötü bir ejderhayla karşılaşıp, güzel bir prensesi ve akrabalarının krallığını kurtardıktan sonra bir dev daha ne yapabilir? Eğer Şrek’seniz (MIKE MYERS) bir anda evcimen bir koca olabilirsiniz. Şrek, eskiden yaptığı gibi köylüleri korkutmak yerine, artık yerel bir ünlü olarak, isteksiz bir şekilde tırmıkları imzalıyor. Bu devin kükremesine ne oldu böyle? Kendisini gerçek bir dev gibi hissettiği günlerin özlemini çeken Şrek kandırılır ve ağzı iyi laf yapan Rumplestiltskin(WALT DOHRN) ile bir anlaşma yapar. Bunun üzerine birden kendisini Uzaklardaki Krallık’ın acayip, farklı bir hali içinde bulur ve burada devler avlanmaktadır, Rumlestiltskin kraldır ve Şrek ile Fiona (CAMERON DIAZ) hiç tanışmamıştır. Arkadaşlarını kurtarmak, dünyasını düzeltmek ve Gerçek Aşkı’na yeniden kavuşmak amacıyla yaptıklarını tersine çevirmek Şrek’in elindedir.
Eşek (EDDIE MURPHY)  ve Çizmeli Kedi (ANTONIO BANDERAS) de macera için geri dönüyor; tabii yanlarında yeni yüzler (ve devler) ve gizli anlaşmalar yapan kötü adam Rumpelstiltskin (WALT DOHRN) ile birlikte. “Şrek 4: Sonsuza Dek Mutlu” yazısını okumaya devam et

Son Oyun / The Code

“Son Oyun” – The Code : Thick as  thieves
Millennium Film Sunar
Bir Mimi Leder Filmi

Keith Ripley (Morgan Freeman) hırsızların kurallarına uygun yaşayan usta bir soyguncudur: İşini yap, ortağının arkasını kolla, asla teslim olma, polisle işbirliği yapma. Ripley’in önceki ortağı bu kurallara uymamış ve bunu hayatı ile ödemiştir. Jack Gabriel (Antonio Banderas) ise, New York sokaklarında hırsızlığı ustalıkla yapan yakışıklı bir adamdır.  Ripley; kendisinin de peşinde olduğu bir mücevher satıcısının; Jack tarafından soyuluşuna tanık olur.
Ripley planladığı büyük soygun için aradığı ortağı bulmuştur. Silahlı korumalar, kilitli kasalar ve parmak izi ile açılan kapılar ardında korunan bu servet ile Ripley, hem eski ortağının Rus mafyasına borçlarını ödeyecek hem de vaftiz kızı Alex’in hayatını kurtaracaktır. Bu arada Alex ile Jack arasında Ripley’nin tüm karşı çıkışlarına karşın bir yakınlaşma doğacaktır. Büyük soygun günü geldiğinde ise iki hırsız ustalıkla kale gibi korunan binaya girmeyi başarır. Ancak bir sorun vardır. Birisi hırsızların kuralını bozmuştur. “Son Oyun / The Code” yazısını okumaya devam et

Antonio Banderas

José Antonio Domínguez Banderas (d. 10 Ağustos 1960, Málaga), İspanyol erkek sinema oyuncusu.

Biyografi

10 Ağustos 1960 günü dünyaya gelen Banderas’ın çocukluğu, faşist Franco’nun baskıcı rejiminin en yoğun hissedildiği yıllara rastladı. Oldukça cana yakın bir çocuk olan Antonio, gelecekte büyük bir insan olmanın hayallerini kurdu. İlk zamanlar iyi bir futbolcu olmayı planlayan Banderas, ciddi bir sakatlık geçirmesi üzerine bu sevdasından erken yaşta vazgeçmek zorunda kaldı. Oyunculuğa olan yatkınlığını, Milos Forman’ın beğeni toplayan filmi “Hair” ( 1979 ) ile keşfeden aktör, ailesinin bütün itirazlarına rağmen daha 10 yaşındayken sahneye çıkmaya başladı. Arkadaşlarıyla birlikte kurduğu tiyatro topluluğuyla birlikte İspanya’yı dolaşarak sokak gösterileri yaptı. 1981 yılında Madrid’e geçtikten kısa bir süre sonra kendini ispatlama fırsatı yakalayan aktör, İspanya Ulusal Tiyatrosu’na girmeye hak kazandı. “Antonio Banderas” yazısını okumaya devam et