Diriliş – The Revenant

    Yaşanmış olaylardan esinlenilen DİRİLİŞ, Amerika sınırında destansı bir hayatta kalma ve dönüşüm hikayesi. Hugh Glass (Leonardo DiCaprio) adındaki efsanevi bir kaşif, boz bir ayı tarafından ölümcül biçimde yaralandıktan sonra, kendi ekibi tarafından terk edilir. Yalnız ve ölmek üzere olmasına rağmen Glass, ölümü reddeder. İradesi ve Amerikan yerlisi karısına duyduğu sevgi sayesinde hayatta kalmaya çalışan Glass, sert bir kışı atlatmalı ve ona ihanet eden adamdan intikamını almalıdır: John Fitzgerald (Tom Hardy). Acımasız bir intikam arayışı, eve dönüş ve kurtuluş yolunda bir kahramanlık destanına dönüşür. DİRİLİŞ’in yönetmenliğini ve yapımcılığını Alejandro G. Iñárritu yapıyor. “Diriliş – The Revenant” yazısını okumaya devam et

Para Avcısı – The Wolf of Wall Street

Bir Martin Scorsese filmi
5 dalda OSCAR adayı olan ve başrol oyuncusu Leanordo DiCaprio’ya ALTIN KÜRE ÖDÜLÜ getiren film PARA AVCISI (THE WOLF OF WALL STREET)
07 Şubat’ta Sinemalarda!
5 DALDA OSCAR ADAYI
En İyi Film
En İyi Yönetmen – Martin Scorsese
En İyi Uyarlama Senaryo – Terence Winter
En İyi Erkek Oyuncu – Leonardo DiCaprio
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu – Jonah Hill
Yönetmen: Martin Scorsese
Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Matthew McConaughey, Margot Robbie, Jonah Hill
Senaryo: Terence Winter  – (*Jordan Belfort’ın kitabından uyarlama)
Görüntü Yönetmeni:  Rodrigo Prieto
Kurgu:  Thelma Schoonmaker
Vizyon Tarihi: 07 Şubat 2014 “Para Avcısı – The Wolf of Wall Street” yazısını okumaya devam et

Muhteşem Gatsby – The Great Gatsby

“THE GREAT GATSBY”
“Yeni bir şey yazmak istiyorum; olağanüstü ve güzel
ve basit ve girift bir şey.”
— F. Scott Fitzgerald

Yazar-yapımcı-yönetmen Baz Luhrmann’ın benzersiz hayal gücüyle F. Scott Fitzgerald romanı The Great Gatsby (Muhteşem Gatsby) beyaz perdede yeniden hayat buluyor. Bu uyarlamada, Luhrmann kendine özgü görsel ve işitsel stilini, eşsiz hikaye anlatımıyla 3 boyutlu olarak birleştirerek, Caz Devri kokteylini hem Fitzgerald’ın metnine sadık kalarak hem de günümüze yakınlaştırarak sunuyor. Başrolde Leonardo DiCaprio yer alıyor.
“The Great Gatsby/Muhteşem Gatsby” 1922 baharında ülkenin Orta-Batı’sından ayrılıp New York şehrine gelen, yazar olmaya hevesli Nick Carraway’ı takip ediyor. Ahlaki değerlerin yozlaştığı, cazın yıldızının parladığı, içki kaçakçılarının kral olduğu ve hisse senetlerinin fırladığı bu dönemde, Nick kendi Amerikan rüyasının peşinden giderken, tesadüfen, partiler veren gizemli milyoner Jay Gatsby’nin yan komşusu olur. “Muhteşem Gatsby – The Great Gatsby” yazısını okumaya devam et

Zincirsiz – Django Unchained

ZİNCİRSİZ
“DJANGO UNCHAINED”

Özet
Amerikan İç Savaşı’nın iki yıl öncesinde Güney’de geçen “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”de Django’yu Oscar® ödüllü Jamie Foxx canlandırıyor. Köle Django’nun eski efendileri ile şiddet dolu geçmişi onu Almanya doğumlu ödül avcısı Dr. King Schultz’la (Oscar® ödüllü Christoph Waltz) karşı karşıya getirir. Schultz katil Brittle kardeşlerin izindedir ve sadece Django onu ödüle götürebilir. Aykırı bir adam olan Schultz, Django’ya Brittle kardeşlerin, ölü ya da diri, yakalanması durumunda onu özgür bırakma sözü verir.
Başarı Schultz’u Django’yu serbest bırakmaya yöneltse de, iki adam yollarını ayırmamayı seçerler. Bunun yerine, Schultz Güney’in en aranan suçlularını Django’yla omuz omuza aramaya başlar. Hayati öneme sahip avlanma becerilerini geliştiren Django tek bir hedefe kilitlenmiştir: Uzun zaman önce köle ticareti yüzünden kaybettiği eşi Broomhilda’yı (Kerry Washington) bulmak ve kurtarmak.
Django ve Schultz’un arayışları sonunda onları, kötü şöhrete sahip bir çiftlik olan “Candyland”in sahibi Calvin Candie’ye (Oscar® adayı Leonardo DiCaprio) götürür.Uydurma bir mazeretle çiftliği inceleyen Django ile Schultz,Candie’nin güvenilir kölesi Stephen’ın (Oscar® adayı Samuel L. Jackson) şüphesini çeker. “Zincirsiz – Django Unchained” yazısını okumaya devam et

J. Edgar

J. Edgar

YAPIM HAKKINDA

İHTİYAR HOOVER
Bir insanın mirasını belirleyen şeyin genellikle gözden uzak kalmış bir şey
olduğunu söylememe gerek yok…

J. Edgar Hoover, Amerika’yı etkileyen, mirası ise adını verdiği FBI binasının koridorlarında hâlâ hissedilen karmaşık ve çekici bir karakterdi. Adli tıbbın bugünkü hale gelmesine önayak oldu ve ülkeyi pek çok yönden değiştiren bir federal kanun sistemi oluşturdu. Korkuyla karışık bir saygı gören Hoover, hem özel hem halk önündeki yaşamıyla söylentileri ve imaları ateşleyen bir çelişkiler yumağıydı; gelgelelim sonsuz ketumluğu sayesinde, aslında nasıl biri olduğu sorusu bugün bile tartışılıyor.
Hoover’ın döneminde büyüyen yönetmen Clint Eastwood, bu tarihi kişiliği sinemada işleme fırsatına hevesle yaklaştı. “Hoover tam bir polisti, o günlerdeki tabirle tam bir ‘Hükümet Ajanı’ydı; ama hakkında fazla bilgim yoktu. Göz önünde biriydi—cemiyet hayatında sinema yıldızlarıyla, ünlü yazarlarla vesaire görülürdü—ama pek çok yönden tam bir bilmeceydi.” “J. Edgar” yazısını okumaya devam et