Ceviz Ağacı – Silenced Tree

Ceviz Ağacı – Silenced Tree

Filmin Konusu: Birçok açıdan silik ve pasif bir karaktere sahip edebiyat öğretmeni Hayati, karısı tarafından hor görülüp terkedilir. Bir süre sonra ataerkil özellikteki kasabada kimliği belirlenemeyen bir kadın cesedi bulunur. Hayati cesedin karısına ait olduğunu iddia edip başkasının işlediği cinayeti üstlenir. Peki ama işlemediği bir cinayeti neden üstlenir insan? Film bu sorunun peşinde insanın en saklı, en gölgede kalmış, derin taraflarını aydınlatmaya çalışırken tutunamayış, kadın cinayetleri, şiddetin binbir yüzü, edebiyat, tutkular ve pişmanlıklar gibi uğraklarıyla dünya yüzünde insan için özne olarak var olmanın imkanını sorguluyor.

Film Ekibi:
Oyuncular: Serdar Orçin, Sezin Akbaşoğulları, Kübra Kip, Mert Yavuzcan, Şebnem Dilligil, Rıza Akın
Yazan ve Yöneten: Faysal Soysal
Yapım: Balkon Film, Eshragh Film Ortak Yapım, (Türkiye-İran)
Yapımcı: Faysal Soysal
Ortak Yapımcı: Ali Noori Oskuei

“Ceviz Ağacı – Silenced Tree” yazısını okumaya devam et

Sevgili Komşum

‘Sevgili Komşum’

Ev alma komşu al! Orta halli bir muhitte, orta halli komşuların yaşadığı bir apartman ne kadar şaşırtıcı olabilir?
Şale Apartmanı’nın milyonlarca apartman gibi herkesin sevdiği bir kapıcısı (Erkan Can), mahallenin kedilerinin sevgilisi bir yaşlı teyzesi (Ayşen Gruda) var.
3. kata taşınan çiftin (Sezin Akbaşoğulları – Selim Bayraktar) mutlu evliliklerine de neredeyse komşuların nazarı değecek!
Karşı komşuları (Serap Matyaş) da her fırsatta bu çiftin evini kapı deliğinden gözetliyor.
Günlerden bir gün, önce genç kadın acilen hastaneye kaldırılıyor! Ardından apartmana bir başka genç kadın (Selin Şekerci) geliyor. Sonra sürekli gelip giden bir doktor (Emre Altuğ) hikayeye dahil oluyor.
Kim kimi gözetliyor? Kim kimi takip ediyor? Hangi komşu gerçekten sandığımız kişi? “Sevgili Komşum” yazısını okumaya devam et

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

Kendi deyimiyle, “henüz hiçbir kitabı yayınlanmamış yazar” Arif tam da kadınları ve aşkı anlamaya çalıştığı bir sırada Müzeyyen’e rastlar. Arif kadınların kendisinden hep bir şeyler beklemesinden bıkmıştır, Fakat Müzeyyen çoktan kendi hayatını kurmuştur… Arif’e göre, kadınlar kendilerinden söz etmeyi severler, Fakat Müzeyyen hep Arif’i konuşturur… Müzeyyen saçlarını kendisi keser, iyi bir kadın olmak istemez, konuşurken gözlerini kaçırmaz… Bir yandan kitabını bitirmeye çalışan Arif bir yandan da Müzeyyen’in gizemli ve tutkulu dünyasında dolaşır. Sonunda Müzeyyen Arif’e büyük acılar ve bu acıların içinde de aradığı cevapların bazılarını verecektir. “Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku” yazısını okumaya devam et

Yabancı

Sinopsis: Özgür, devrimci mücadele sonrası, 80 darbesiyle, Fransa’ya iltica etmiş bir anne babanın kızıdır. Paris’te doğup büyümüş ve Türkiye’yi hiç görmemiştir. Annesi o çok küçükken ölmüş; Özgür babasıyla büyümüştür. Özgür hayatla bağları oldukça kopuk, bütün dünyaya, aşka, aileye, kavramlara, aidiyete kısaca her şeye ama en çok da kendine “yabancı” genç bir kadındır.

Hikaye Paris’te Özgür’ün, babası Hüseyin’in ölüm haberini almasıyla başlar. Babasının ölümüne “verilmesi uygun” tepkilerin hiç birini vermez. Ancak onun evinde bulduğu vasiyet niteliğindeki bir mektup Özgür’ü çok etkiler ve genç kadın babasının son arzusunu yerine getirmek üzere onu İstanbul’a gömmeye karar verir. Babasının cenazesini alarak İstanbul’a gelir. Ancak babası Türk vatandaşı değildir.

İstanbul’da, babasını defnedebilmesi için ölü gömme belgesinin, bu belge için de onun T.C. nüfus kağıdının gerektiğini öğrenir. Ancak babasının nüfus cüzdanı yoktur. Böylece Özgür zorlu bir mücadelenin içine girer. “Yabancı” yazısını okumaya devam et

Yabancı, Bir Türkiye öyküsü…

Yönetmen Görüşü

Yabancı, bir İstanbul, bir yol, bir kadın, bir Türkiye öyküsü…

Yabancı, Özgür adında 30’larındaki bir kadının öyküsü. Paris’te mülteci olarak bulunan bir babanın kızı Özgür. Anavatanını hiç görmemiş olan bu kadının yolculuğu, babasının ölümü sonrası, onun vasiyeti üzerine cenazeyi Paris’ten, İstanbul’a getirmesiyle başlıyor.

Karakterimiz yanında geçmişini de bir cenaze olarak taşıyor. Bu geçmiş, aslında sadece ebeveynlerinden ibaret. Aidiyeti ve kökleri yok. Köksüz olmak filmde yabancılığı yaratan bir olgu haline dönüşüyor. Mülteci bir ailenin çocuğu olan Özgür, yalnızca ülkesine değil bütün dünyaya yabancı.

İstanbul’un, bir kent olmanın ötesinde, Türkiye coğrafyasının bütün renklerini taşıdığını düşünüyorum. Ülkesini hiç görmemiş olan Özgür için, İstanbul yolculuğu, bir anlamda Türkiye yolculuğuna eş değer. “Yabancı, Bir Türkiye öyküsü…” yazısını okumaya devam et