Kutu Cüceleri: Yaratıklar Aramızda – The Boxtrolls
Film Özeti : “Kutu Cüceleri: Yaratıklar Aramızda” (The Boxtrolls) filmi, zenginliğe ve kokuşmuş güzel peynirlere takıntılı, Viktoryen dönemin lüks bir kasabası olan Cheesebridge’de geçen komik bir hikayeyi anlatıyor. Cheesebridge’in sevimli Arnavut kaldırımlı sokaklarının altında geceleri kanalizasyondan çıkarak kasaba halkının en değer verdiği şeyleri yani çocuklarını ve peynirlerini çalan canavarlar, Kutu Cüceleri yaşar. En azından kasaba sakinlerinin inandığı efsane budur. Gerçekte ise Kutu Cüceleri, sırtlarında geri dönüştürülmüş karton kutuları kaplumbağaların kabuklarını taşıdıkları gibi taşıyan, büyük mağaralarda yaşayan garip ve sevimli tiplerden oluşan bir yeraltı toplumudur. Kutu Cüceleri, yetim bir çocuk olan EGGS’i çocukluğundan itibaren kendi çöp karıştırıcıları ve mekanik çöp toplayıcıları olarak yetiştirmişlerdir. “Kutu Cüceleri: Yaratıklar Aramızda – The Boxtrolls” yazısını okumaya devam et

Eşinden ayrılıp kızını tek başına büyütmeye başlayan Eva (Julia Louis-Dreyfus), mesleği olan masörlüğü büyük bir keyifle yapan; ancak kızının koleje gitmek için evden ayrılma tarihinin yaklaşmasına üzülen bir kadındır. Bir gün çok dürüst ve eğlenceli biri olan Albert’la (James Gandolfini) tanışır. Aralarındaki etkileşim hızla artan Eva ve Albert zamanlarının çoğunu birlikte geçirmeye başlarlar. Bu sırada Eva Marianne (Catherine Keener) isimli yeni müşterisiyle iyi arkadaş olmuştur. Marianne çok güzel bir kadın ve şairdir. Eva, Marienne’in tek kusurunun eski eşini sürekli aşağılaması olduğunu düşünmektedir. Eva, Marienne’in eski eşiyle olan ilişkisinin detaylarını öğrendikçe, kendi ilişkisinden şüphe duymaya başlayacaktır. İçe dokunan, zarif ve bir o kadar da gerçek bir film olan “Başka Söze Gerek Yok”, pek çok ilişkinin başlangıcında yaşanan karışıklıkları işlerken, bu yönüyle izleyen herkesi, kendi hayatından bir hikâyeye götürecek.
Bir SACHA GERVASI filmi
KORKU GECESİ