Sadık Ahmet

Sadık Ahmet

Senaristliğini Mert Dikmen’in üstlendiği, yönetmenliğini Hakan Yonat’ın yaptığı Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerinin hak ve özgürlük mücadelesinin lideri olan Doktor Sadık Ahmet’in hayat hikayesini konu ediniyor. 1947 yılında Gümülcine’de doğan Sadık Ahmet, tıp eğitimini tamamlayarak doktor olur. Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türklerinin birçok hakkının devlet tarafından hiçe sayılması üzerine Dr. Sadık Ahmet, siyasi bir mücadeleye girişir.

Konu: Batı Trakya’daki Türk azınlığı Yunanistan Devletince Türk olarak tanınmamakta; Türk halkı kendi dili ve dinini özgürce yaşamamakta; kasabalarına, köylerine en basit hizmet bile almakta zorlanmakta; sosyal ve ekonomik olarak geri bırakılmaktadırlar.

Dr. Sadık Ahmet eğitim hayatının başladığı gün halkının sesini duyurmak için mücadeleye başlar. Albaylar cuntası ve ardından gelen Yunanistan hükümetleriyle tüm baskı ve engellere rağmen mücadele eder. Ama tüm bu mücadeleye rağmen Yunan hükümeti geri adım atmamakta, Türk azınlık üzerindeki baskıyı her geçen gün arttırmaktadır. Sadık Ahmet mücadelesinin sınırlarını genişlettikçe hakkında davalar açılır. Ama Türk azınlık artık sesini daha gür çıkarmaktadır.

“Sadık Ahmet” yazısını okumaya devam et

Emanet

Film, “Emanet’ini kaybedersen kıyametin yakındır” cümlesiyle hem adaletin hem de emanetin peşinde olan bir güvenlik görevlisinin hikâyesini anlatıyor…

Bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalışan Mirza (Tayanç Ayaydın), sitede işlenen bir cinayetin ve tek görgü tanığı küçük kızın kaçırılmasının ardından mafya ile amansız bir mücadeleye girişir. İlk başta polisin ve mafyanın ciddiye almadığı Mirza hızla mafyayı çökertirken olaylar gittikçe derinleşir ve düğüm çözüldükçe aslında herkesin göründüğünden farklı olduğu ve ilişkilerin çarpıklığı ortaya çıkar. “Emanet” yazısını okumaya devam et

Muna

Gazzeli küçük Muna’nın savaş dramı!

İkinciyeni Film’in yapımcılığını, Serdar Gözelekli’nin yönetmenliğini yaptığı Muna 24 Haziran’da sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Gazze’de yıllardır yaşanan insanlık dramını sekiz yaşında bir çocuğun gözünden anlatan Muna aynı zamanda 2009’da yaşanan gerçek hikayelerden ilham alıyor. Film nerede yaşanırsa yaşansın savaşların en büyük acısını çocukların çektiğini, evsiz, annesiz babasız ve tek başına kaldıklarını ve savaşın ortasında büyük yıkım yaşadıklarını anlatmaya çalışıyor. Bu trajediyi Muna isimli küçük kızın yaşadıklarıyla anlatmaya çalışan film, Filistin sorununa el atan ilk yerli film olma özelliği de taşıyor. “Muna” yazısını okumaya devam et

Üç Yol

‘Üç Yol’  25 Ekim’de izleyiciyi büyüleyici bir yolculuğa çıkaracak…
“Kayıp bir rüyanın izinden nereye kadar gidebilirsin?”

Balkon Film yapımcılığında, yönetmenliğini Faysal Soysal’ın üstlendiği başrollerinde Kristina Krepela, Nik Xhelilaj, Turgay Aydın, Alma Terzic, Faketa Salihbegovic, Rıza Akın’ın yer aldığı ‘ Üç Yol ’ 25 Ekim’de vizyona giriyor. Filmin Türkiye prömiyeri, 4-11 Ekim’de yapılacak 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yönetmen ve oyuncuların katılacağı özel bir gösterimle gerçekleşti.
‘Üç Yol’ filminin çekimleri Malabadi, Batman, Hasankeyf ve Midyat’ta başlayıp Saraybosna, Visokov, Mostar ve Poçitel’de tamamlandı. Oyuncular Türkiye, Bosna, Hırvatistan ve Arnavutluk’tan seçildi. Filmin müzikleri İran’ın önemli müzisyenlerinden Kayhan Kalhor’un eserlerinden seçildi. “Üç Yol” yazısını okumaya devam et

Eylül

Eylül

Sinopsis

Yusuf’un karısı Aslı (25) akciğer hastalığı yüzünden hastaneye yatırılmıştır. Bu içine kapanık kadın, kanser şüphesiyle ağır bir kötümserlik yaşıyordur. Aslı’nın ölüm korkusu ve yalnızlık duygusu öyle derindir ki kocası Yusuf’u kendi derdine ortak etmeyerek onu da başka bir yalnızlığa iter. Genç karı-koca, hastalık süreciyle birlikte birbirinden yavaş yavaş kopmaya başlar. Aralarındaki derin bağa rağmen birbirlerine ulaşamıyor gibidirler.

Tam bu noktada Aslı’nın hastane odasını paylaştığı Elena (22) çıkar karşımıza. Elena ülkesinden uzakta yaşam mücadelesi veren, acımasız insanların eline düşmüş, talihsiz bir kadındır. Zaten hastaneye yatış sebebi, birlikte olduğu adam tarafından şiddet gördüğü içindir. Aslı ile hastanede geçirdiği iki günden sonra, kendi yoluna devam eden Elena, bir iki günden sonra Yusuf’un tekrar karşısına çıkar. Çok güç durumda kalmıştır ve Yusuf’tan başka arayacak kimsesi yoktur. Yusuf Elena’ya yardımcı olur. Elena ise yaşadığı onca acı olaydan sonra Yusuf gibi sakin, nazik ve duyarlı birisine tutunmakta bulur çareyi. Elena’nın Yusuf’a yönelişi bir noktadan sonra tam anlamıyla bir zorunluluktur artık. “Eylül” yazısını okumaya devam et