Sammy’nin Maceraları – Sammy’s Adventures: The Secret Passage

TMC FİLM YAPIM SUNAR

Sammy’nin Maceraları 15 EKİM 2010’DA SİNEMALARDA…

Öykü
:  California’da bir kumsalda doğduktan kısa bir süre sonra denize ulaşmaya çalışan deniz kaplumbağası Sammy, yumurtadan yeni çıkmış Shelly adlı şirin bir yavru kaplumbağayla karşılaşır. Ancak hayatının aşkını bulmasıyla kaybetmesi bir olur. Tüm kaplumbağaların doğdukları kumsala geri dönmeden önce yaptıkları okyanus geçişleriyle dolu destansı yolculukta, Sammy, Shelly ile tekrar karşılaşma umuduyla her tehlikeyi atlatır. En iyi dostu olan Ray ile, insanların gezegene nasıl zarar verdiklerini yakından görür. Ancak, yine başka insanlar tarafından kurtarılır. Piranalar ile savaşır, bir balık kartalından kaçar ve esrarengiz, gizli bir geçit arar. Ve bir gün, sayısız maceralardan ve kıl payı kurtuluşlardan sonra, Sammy Shelly’i bulur. O da onu hiç unutmamıştır…

Karakterler hakkında

Sammy: Kahramanımız Sammy, küçük, tatlı bir deniz kaplumbağasıdır. Süper bir kahraman olmaktan çok uzak, sadece bazı olağanüstü maceralara giren sıradan bir kaplumbağadır. 1959 yılında bir California kumsalında doğmuş ve o zamanda bu yana, 50 yıldır dünyadaki okyanuslarda seyahat etmiştir. Uzun keşif seyahatinde, Sammy, birçok tehlikeye atılır. Bir hippi topluluğunun maskotu haline gelir, deniz yüzeyine yayılan bir petrol tabakası ile yüz yüze gelir ve Apollo 11’in Pasifik Okyanusuna inişine tanık olur.

Amacı: Doğmuş oldukları kumsalda kaybetmiş olduğu hayatının aşkı Shelly’i bulmak üzere akıntılara, gelgitlere ve yıllara meydan okumak.

Karakteri: Sammy, cesurdur, macerayı sever ve mücadelelere hazırdır. Savaşmaktan korkmaz, sadık bir dosttur, içgüdülerine güvenir ve ileriyi gören bir kaplumbağadır.

BEN STASSEN:
“Doğduğunda, Sammy öylesine minikti ki, kendisini yuvadan dışarıya atamıyordu. Ama, o bir savaşçı. Her ne olursa olsun misyonunu başarmaya kararlıdır ve hiçbir şey onu durduramaz. Ayrıca, tüm dünyayı gezebileceğini de bilmektedir. Sadece bir yüzgeci diğerinin önüne koymanız ve böyle devam etmeniz gerekiyor ve her şey güzel olacak!”

“Tüm dünyayı gezmek harika bir şey olmaz mı”
Sammy

Shelly

Shelly, Sammy’nin gördüğü en güzel deniz kaplumbağasıdır. O, onun göz bebeği, yaşama sebebi ve varlığını sürdürmek için ilhamdır. O da, sınırlamaları olmadan ve yarın hakkında endişelenmeden dünyayı kendi bildiği biçimde keşfetmeyi isteyen, çok azimli bir kaplumbağadır. Yollarının küçük Sammy ile bir kez daha kesiştiği güne kadar hiçbir gönül bağı olmamıştır. Sammy artık kocaman olmuştur ve birbirlerine kanları kaynar.

Amacı:
Deniz altı dünyasının tüm mucizelerini ortaya çıkarmak ve bir gün efsanevi gizli geçidin sırrını çözmek.

Karakteri: Kendine özgü bir düşünüş tarzı olan birisidir, ancak çok hevesli, küçük bir kaplumbağadır. Hiçbir şeyden korkmaz – ya da neredeyse hiçbir şeyden; tez canlıdır, gerçek bir savaşçıdır ve her ne pahasına olursa olsun her zaman oyuna girer. Enerji doludur, kesinlikle maceradan ve derin denizleri keşfetmekten hoşlanır.

BEN STASSEN: “Sammy, doğumda gözlerini açtığı saniyede Shelly’e sırıl sıklam aşık olmuştu. Birçok olayda ayrıldılar, ancak, o, hiçbir zaman, aşık olduğu kişi ile tekrar bir araya gelme umudunu yitirmedi!”

“Dünyayı her gün keşfetme şansın olmuyor, değil mi?”
Shelly

Ray

Bir başka sevimli deniz kaplumbağası olan Ray, Sammy’nin yaşamının ilk yıllarında sadık yoldaşıdır. Sammy’nin güvenebileceği kişidir. Nazik ve bilgedir ve Sammy’nin akıl hocalığını yaparak, hayata, dişi kaplumbağalara ve bir bütün olarak dünyaya gözlerini açar

Amacı: Su içindeki yaşamı öğrenirken ilk on yılında Sammy’e bakmak.

Karakteri: Coşku ve enerji dolu, gözü pek ve çapkındır. Geceleri arkadaşlarıyla dışarı çıkmayı, eğlenmeyi ve başkalarının da eğlenmesine yardımcı olmayı sever. Herkesle iyi geçinir, hiçbir zaman sıkıcı bir tip değildir ve işleri her zaman kendi bildiği gibi yapar. Sürekli yeni maceralar ve yeni heyecanlar arayışındadır.

“Vardığımız anda dışarı çıkan o iki güzel parçayı gördün mü?
Ray

BEN STASSEN: “Ray, Sammy’nin çocukluğunun bir kısmını geçirdiği arkadaşıdır. Ruh hali her zaman iyidir ve her zaman çok eğlenir. İlişkileri, dostluğun gücüne ışık tutar.”

Fluffy

Fluffy, çok güçlü bir aksana sahip büyük, gri bir erkek kedidir. California güneşinde tembellik eder. Çevreyi önemseyen ve hayvan hakları için savaşan küçük bir hippi topluluğunun sadık yoldaşıdır. Sammy onun alanına sokulmaya başladığında mutlu olmaz. Tırnaklarını gerçekten çıkarmadan, harekete geçmeye karar verir.

Amacı:
küçük kaplumbağanın kendisini evlat edinen hippi ailesinin yanından ayrılması ve mümkün olduğu kadar hızlı biçimde okyanusa geri dönmesi umuduyla Sammy’e sataşmak ve kafasını karıştırmak.

Karakteri: Fluffy, bölgesini ve efendilerinden edinmiş olduğu haklarını korumaya çalışan, başka hayvanlara kuşkuyla bakan, biraz züppe bir kedidir.

Sinsi ve kurnaz ve garip bir mizah duygusuna sahip olup, kendisinden başka hiç kimsenin komik bulmadığı şakalar ve hikayeler anlatır.


BEN STASSEN:
“Fluffy, çok ilginç bir karakterdir. Big Sur’de kumsalda yaşayan bir hippi topluluğunun maskotudur. Sammy geldiğinde, Fluffy, kendisini tehdit altında hisseder ve olabildiğince hızlı biçimde ondan kurtulmak ve ait olduğu okyanus dibine geri göndermek ister!”

“Çok yavaş olmanızdan dolayı, siz kaplumbağalar her zaman acele içindesiniz!”
Fluffy

Ben Stassen’in (yönetmen ve yapımcı) dünyası

RÖPORTAJ:

Bir deniz kaplumbağasının doğumdan yetişkinliğe kadar keşif yolculuğunun öyküsünü anlatma arzusu nereden geldi?

Birkaç yıl önce, altı yaşındaki oğlumla tatile Meksika’ya gittim. Gün batımında, kumsalda bir kalabalık gördük. Otel personeli, kuluçkadan çıkmaktan olan bir grup kaplumbağa yumurtası taşıyordu. Anneleri, onları, 30 yıl önce tam da kendisinin doğmuş olduğu çimenlik alandaki aynı noktaya bırakmıştı. O sırada otel inşa edilmemişti.
Sorun, bu küçücük yeni doğanların, beton bir patika üzerinden kendilerini fırlatarak denize ulaşamamalarıydı- patika, kendileri için fazla yüksekti. Biz bu bebek kaplumbağaların denize doğru ilk adımlarını atmalarını ve sonra da dalgalar ile yıkanarak kumsala geri taşınmalarını seyrederken, otel personeli bize, onların, yaşamlarının ilk on yılında okyanusun yüzeyinde kaldıklarını söyledi. O sırada, akıntılar ile taşınarak olağanüstü mesafeler kat etmekteydiler. O akşam hem çocukların hem de yetişkinlerin tepkilerini görünce, bundan harika bir 3 boyutlu animasyon çıkabileceğini düşündüm.

O zaman kaplumbağaların yaşamları, karşılaştıkları tehlikeler ve predatörleri hakkında çok araştırma yaptınız mı?

Senaryoyu yazarken ve ayrıca yapım öncesi süreç boyunca deniz kaplumbağaları hakkında geniş araştırma yaptık. İnternet, bol miktarda bilgiye erişim sağlıyor, böylelikle, sudaki ve kuru arazi üzerindeki davranışlarını gösteren çok sayıda videoyu izledik.

Ne tür maceraları yönetmek istediniz?

Her 1,000 bebek kaplumbağanın bir tanesinden daha azı, kuluçkadan çıktıktan sonra yetişkinliğe kadar sağ kalmayı başarıyor. Yeni doğanların boyu, 5 cm’yi ancak buluyor ve filmin kahramanı Sammy, daha bile küçük. Dolayısıyla, sağ kalma şansı çok yüksek değildi. Ben onu doğumundan yetişkinliğine kadar izlemek istedim. Maceraları, olgunluğa doğru giden bir yolculuğun öyküsünü anlatıyor. Yol boyunca, çok sayıda diğer karakterler ile karşılaşıyoruz. Bunların birçoğu, filmde yalnızca tek bir sahnede görünmektedir, çünkü Sammy daha sonra tekrar yola devam etmektedir. Ancak, bir avuç karakter yaşamında daha büyük bir rol oynamaktadır ve birçok olayda tekrar sahneye çıkmaktadır. Bunların arasında, diğer iki deniz kaplumbağası olan Ray ile Shelly ve Fluffy adındaki bir kedi vardır.

Karakterlerin nasıl göründükleri açısından başarmak istediğiniz neydi?

nWave Pictures’ın bilgisayar destekli bir animasyon yaptığı her defasında, kendimizi, her zaman, stilistik bir yaklaşım üzerine odaklanmaktan çok, mümkün olduğu kadar gerçekçi bir görüntü yaratmaya doğru ittik. Bu filmle bir kez daha, karakterlere ve içinde yaşadıkları ortamlara çok gerçekçi bir duygu verdik. Ancak, bir belgesel de yapmıyorduk- bu, bir aile eğlence filmi, o yüzden özgür davrandığımız çok nokta da oldu. Örneğin, karakterlerimizin tümü, türlerine benzeyen vücutlara sahip, ancak biz onlara, insani özellikler taşıyan bir yüz verdik.

Bol miktarda bulunan mizah yanında, ne tür duygulara esin vermeyi umuyordunuz?

İzleyicilerin film sırasında gülümseyeceklerini ve zaman zaman da içtenlikle güleceklerini umuyorum, ancak, hepsinden de önemlisi, filmin bir miktar gerçek duyguyu da uyandıracağını gerçekten ümit ediyorum. Kendilerini her nerede bulurlarsa orada devamlı enerjiyle dolup taşan karakterler ile çok komik olsun diye bir film yaratmak istemedim. Aynı zamanda, FANTASIA ve BAMBI gibi harika Disney klasiklerinin kalitesine eşitlemeye de çalışıyordum. 3 boyutlu bir filme girişmenin en olağanüstü yönü, son derece keyif yaratmasıdır. Çok dramatik sahneler bile “keyifli” hale gelebiliyor. Bir diğer deyişle, gerçek bir 3 boyutlu film, size, sadece kahkahanın ötesinde çok keyif verebilir.

Bu film yoluyla genç kuşaklara ulaşmasını istediğiniz eğitsel mesajlar neydi?

Filmin tüm kahramanlarıyla birlikte okyanusların derinliklerinde 50 yıl geçirilmesi, bize, su altı yaşamının yok olması, iklim değişikliği ve ormanların tahribi gibi bazı önemli çevresel sorunlar ile ilgili bazı soruları ele alma şansını verdi. Ancak, biz, bu sorunlara yanıtlar sunmamaktayız, fakat, insanlarda farkındalık yaratırken, özellikle de genç izleyiciler arasında, belki de, doğru yönde küçük bir adım atma şansına sahip olabiliriz. Bu film yoluyla, sebep sonuç üzerine sorular sormaya çalıştık. Kahramanlarımız deniz yüzeyine yayılan bir petrol tabakası ile karşı karşıya geldiklerinde, insanların tuhaf varlıklar olduğunu fark ederler: Bazıları okyanusları çöplüğe çevirirken, diğerleri de bunları temizlemeye çalışmakla meşgul. Balina avlama sahnelerinde de durum böyle. Balinaları zıpkınlayan insanlar da var, bunları durdurmaya çalışmak için ellerinden gelen her şeyi yapan diğer insanlar da.

FLY ME TO THE MOON’da uzay boşluğunu keşfettikten sonra, ikinci uzun metrajlı filminizde gezegendeki tüm okyanusları inceliyorsunuz. Bu sonsuz alanları seçmeniz neden?

3 boyut, sessiz filmlerden sesliye geçiş sonrasında sinema tarihindeki ikinci devrimdir. Yepyeni bir sinematografik dil olarak görülebilir. Seyirciler 3 boyutlu bir film izlediğinde, yaşadıkları dalış hissi, sıradan bir filme göre on kat daha güçlü. Film alanının tam içine atılıyorlar. Tam bir fiziksel ozmoz duygusu yaşıyorlar. Bana göre, uzay boşluğu ve okyanusların derinlikleri, 3 boyut ile birleştiğinde, fiziksel dalışın limitlerini gerilere itmenize izin veren yerler.

Bu filmi 3 boyutlu olarak yönetmeniz, sizi bazı teknik veya sanatsal meydan okuyuşlara yükselmeye doğru itti mi?

Su gibi organik maddelerin animasyonu, bilgisayar destekli animasyon teknikleri ile yapılması son derece karmaşık ve bu filmde, tümüyle deniz altında yaşanıyor! Dolayısıyla, bunun gibi, uluslararası kapsama, oldukça sınırlı bir bütçeye sahip ve Kuzey Amerika normlarına uygun bir filmin yapılması, teknik açıdan bir kabustu. Bu gibi zorluklara yardımcı olacak bir mucize çözüm yok – tüm ekip, sadece, gerçekten, ama gerçekten çok çalıştı!


Ben Stassen’in (yönetmen ve yapımcı) dünyası

BİYOGRAFİ

Belçika’da doğmuştur
1985:            USC Sinema ve Televizyon Fakültesinden (California) Mezun
Olmuştur
İki yıl süreyle US TV’de çalışmıştır
1990:             Bilgisayar destekli animasyonu keşfetmiş ve Altın Küre
Ödüllerinde En İyi Yabancı Filme aday gösterilen
MY UNCLE’S LEGACY’nin yapımını gerçekleştirmiştir,
1991:            Konulu eğlence parkları ve müzeler için
“geniş format”lı filmlerin (esasen IMAX) yapımcısı
ve yönetmeni olarak çalışmaya başlamıştır
1994:           yapım ve dağıtım şirketi nWave Pictures’in
eş kuruculuğunu yapmıştır.
1998:           IMAX 3 boyutlu ilk film, ENCOUNTER IN THE THIRD
DIMENSION’ı yönetmiştir.
IMAX film ve sinema filmlerinin, diğer uzmanlaşmış
sinematografik teknikler (Showscan, Iwerks, VistaVision)
kullanılarak perdeye yansıtılmasında uzman olmuştur.
2007:            İlk uzun filmi, tümüyle 3 boyutlu olarak yapımı
gerçekleştirilen ilk animasyonlu uzun film FLY ME TO THE
MOON’u yönetmiştir.
2009:            Avrupa Film Ödüllerinde halk Ödülüne aday gösterilmiştir.

Fransa Sinemalarındaki hasılatlarda İlk 3:

FLY ME TO THE MOON,
ENCOUNTER IN THE THIRD DIMENSION
ve AFRICAN ADVENTURE: SAFARI IN THE OKAVANGO

SAMMY’S ADVENTURES: THE SECRET PASSAGE, onun 3 boyutlu yapılan 16’ncı filmidir.

Çok platformlu dijital sinemada dünya lideri.
Belçika ve ABD arasında yaşamakta ve çalışmaktadır.

Geliştirilmekte olan uzun metrajli filmler:
THE ENCHANTED HOUSE ve AFRICAN SAFARI 3D

FİLMOGRAFİ:

Uzun Metrajlı Filmler: (yapım yılına göre)
2009:            SAMMY’S ADVENTURES: THE SECRET PASSAGE
(yönetmen – yapımcı)
2007:            FLY ME TO THE MOON
(yönetmen – ortak baş yapımcı)

IMAX filmler: (yapım yılına göre)
2006:            AFRICAN ADVENTURE: SAFARI IN THE OKAVANGO
(yazar – yönetmen – yapımcı)
2004:            WILD SAFARI 3D
(yazar – yönetmen – yapımcı)
2002:            MISADVENTURES IN 3D
(ortak yazar – yönetmen – baş yapımcı)
2001:            SOS PLANET
(yazar – yönetmen – baş yapımcı)
2000:            HAUNTED CASTLE
(yazar – yönetmen – baş yapımcı)
1998:            ALIEN ADVENTURE
(yazar – yönetmen – baş yapımcı –
fotoğraf yönetmeni)
ENCOUNTER IN THE THIRD DIMENSION
(ortak yazar – yönetmen – baş yapımcı)
1996:            THRILL RIDE: THE SCIENCE OF FUN
(yazar – yönetmen – baş yapımcı –
fotoğraf yönetmeni)

KISA FİLMLER:

1990-2009 arası: DEVIL’S MINE RIDE, COSMIC PINBALL, ASTRO
CANYON COASTER, VOLCANO MINE RIDE, SUPERSTITION,
SECRETS OF THE LOST TEMPLE, RGB ADVENTURES, KID COASTER,
OCEAN JUNGLE, GRAND PRIX RACEWAY, VOYAGE THROUGH
THE CENTER OF THE EARTH, MUSEUM OF VIRTUAL HISTORY,
AQUARIDE, HAUNTED MINE RIDE, COSMIC COASTER,
PANDA VISION, HAUNTED HOUSE.

nWave pictures’a bir dalış -3D devriminden 3D evrimine…

Yapım şirketi ve dağıtımcı nWave Pictures 1994 yılında kurulmuştur. Ben Stassen, şirket yöneticisidir ve aynı zamanda, Brüksel’de yerleşik D&D Medya Grubundan Eric Dillens ile birlikte eş kurucudur. Stassen, bağımsız bir 3 boyut sinematografik dilin izleyiciler için olan cazibesini çok hızlı anlamıştır. Ayrıca, şirketi, örneğin THRILL RIDE, MISADVENTURES IN 3D ve ALIEN ADVENTURE gibi, dev ekrana yönelik yapılan filmler dünyasına taşımıştır. Halen, dünyada bu türden 180’in üzerinde ekran bulunmaktadır. 1996 yılında, THRILL RIDE, en iyi 50 film listesinde yeralmış ve üst üste 70 hafta orada kalmıştır. SOS PLANET, tüm dünyadan 50 milyonun üzerinde kişi tarafından görülmüştür.

Günümüzde, nWave Pictures, esasen IMAX sinemaları ve konulu eğlence parkları için 3 boyutlu gösterişli filmlerin dünya lideri yapımcısıdır. IMAX sinema salonlarından gelen küresel gişe hasılatı, 200 milyon US$’ı aşmıştır.

Ben STASSEN tarafından yönetilen FLY ME TO THE MOON, 2008 yılında tüm dünyada vizyona girmiştir. nWave Pictures tarafından yapımı gerçekleştirilen ilk uzun metrajlı animasyon ve tümüyle 3 boyutlu olarak yapılan ilk animasyon olmuştur. Diğer filmlerden farklı olarak, hiçbir görüntü, geleneksel 2 boyuttan 3 boyutlu kabartmaya dönüştürülmemiştir. Bu süreçten yararlanacak olan uzun metrajlı bir senaryo arayışı, iki yılı almıştır.

SAMMY’S ADVENTURES, THE SECRET PASSAGE’in yönetmeni ve yapımcısı Ben Stassen ile nWave Pictures’ın 3 boyut devrimi ve evrimi bakımından
rolü ve amaçlarına geri dönersek…

3 BOYUTA GİRİŞ:

“nWave Pictures’ı her zaman, bilgisayar destekli görüntüler kullanarak bir mini stüdyoya dönüştürmek istiyordum. Kendi içeriğimizi yaratabilmeyi ve bunu tüm dünyaya kendimizin dağıtabilmesini istiyordum.

“1990lı yılların başlarında, ayaklarımızı sağlam biçimde yere basmayı ve sinemaya yönelik film yapımıyla ilgilenmemeyi istedik. Bunun yerine, IMAX’ta ve 3 boyutlu/4 boyutlu konulu eğlence parklarında dijital simülasyon filmleri gibi birkaç uzmanlaşmış alan üzerine yoğunlaştık. Bunları finanse etmeye, geliştirmeye ve yapmaya geçtik ve daha sonra da bunları tüm dünyada dağıtmaya başladık.

“Hızla, dünyanın öncü ve bağımsız uzman filmler tedarikçisi haline geldik. Bu ilk filmler, esasen 2 boyutluydu, ancak 1997 yılında, yalnızca 3 boyutlu filmler yapmaya karar verdik.”

nWave pictures’a bir dalış –3D devriminden 3D evrimine…

3D DEVRİMİ:

“Geçmişte, 3 boyutlu sinema, hiçbir zaman bir geçici hevesin ötesine gitmemişti. Bu, bu Hollywood’da filmlerin 1950li yıllardaki ve daha sonra da 1970li yıllardaki vasat teknik kalitesi ve “aygıt” özelliği ile açıklanmaktadır. Ancak, 3 boyutun neden hiçbir zaman yükselişe geçmediğinin esas nedeni,  yönetmen ve gösterimcilerin, üçüncü boyutu, filmlerin yapıldığı şekilde gerçek bir devrim yapma konusundaki suskunluğudur. 3 boyut, basit bir evrim, siyah beyazdan renkliye ya da 1.33 formatından sinemaskopa geçişe benzer bir yenilik olarak görülmekteydi. Eğlenceliydi, ancak bir filmi izleme keyfinde vazgeçilmez değildi.

“3 boyutlu sinemanın gerçek doğasını ve gerçek cazibesini daha iyi anlamak için, 20 yıl geriye, konulu eğlence parklarına ve IMAX sinemalarına geri gidilmesi gerekir. Florida’da EPCOT merkezinde en büyük cazibe olan, Michael Jackson’ın başrolünde oynadığı ve George Lucas’ın yönetmenliğini yaptığı Francis Ford Coppola filmi “Captain EO”nun 1986 yılında vizyona girmesinden ve Vancouver’daki 1986 Dünya Fuarındaki ilk IMAX 3D film olan “Transition”ın açılış töreninden beri milyonlarca insan 3 boyutlu filmler izlemiştir.

“Her gün, tüm dünyada onbinlerce insan, filmlerimizden birini görmektedir. 3 boyutlu sinemanın çekimi, ekrandan seyircilerin yüzlerine gelen şeylerin yapay etkilerinden çok, toplam dalış deneyimi ile ilgilidir.”

3 BOYUT EVRİMİ:

“3 boyutlu devrimin başarılı olmaya devam edebilmesi için, yönetmenlerin, bir filmi tasarladıkları yolu değiştirmeleri gerekmektedir. Bir filmin, 2 boyutta olduğu kadar 3 boyutta da iyi olabileceğinin hayal edilmesi, 3 boyutu, olmadan da yapabileceğimiz becerilere indirgemeye döner.

“Geçen yaz, beş büyük başarının herbiri, ABD gişelerine 200 milyon dolar getirmiştir. Hepsi de 2 boyutluydu. Bizim amacımız, 2 boyutluya sırtımızı çevirmek değil, fakat, paralel olarak, uygulanabilir bir 3 boyutlu eğlence platformu yaratmaktır. Bizler bir geçiş aşamasındayız. Stüdyolar, yalnızca 3 boyut piyasasına yönelik olan filmler yapamaz, çünkü, henüz bunları göstermek için donanımlı yeterli sayıda sinema salonu yoktur. 3 boyutlu olarak gösterim yapan sinema salonlarının çoğunluğu ise, uygun değil. Ekranlar çok küçük ve seyircilerin büyük bir yüzdesinin, ekrana bakmak için yukarıya bakması ya da eğilmesi gerekmektedir. Geniş çekim efektleri iyi işlemektedir, ancak 3 boyut efekti mevcut değildir. Salonların, yerden tavana ya da duvardan duvara giden ve ön sıraya mümkün olduğu kadar yakın olan dev ekranlar ile donatılmaları gerekmektedir. Koltukların tümünün ekrana bakması ve dik yatırılmış olmaları gerekmektedir.

“3 boyutu optimize etmek üzere, film alanını fiziksel alana yaymamız gerekmektedir. Bununla, demek istediğim, seyircilerin görüş alanını görüntüyle doldurmak ve onlara çevrelerini unutturmaktır. Bu, IMAX’ın yıllardır sunmakta olduğu şeydir.

“Şu anda 3 boyuta yönelik yoğun bir ilgi var. Ne yazık ki, bu yalnızca bir geçiş aşaması olabilir. Rahat bölgelerinden ayrılıp bir sinema salonuna gitmek için, insanlar iki şeyi beklerler: Fiziksel ya da duygusal olarak öykünün içine girmek ve sosyal deneyimin tadını çıkarmak. 3 boyutlu sinema buna izin veriyor. Bununla, bir kişi, ailesi ya da arkadaşlarıyla birlikte filmin aksiyonunun bir parçası olabilir. ”

Seslendirenler

Sammy     Ozan Güven
Ray     Serhan Aslan
Shelly     Aysun Topar
Fluffy    Boğaçhan Süzmen

Yapım ekibi

Yönetmen    Ben STASSEN
Senaryo    Domonic PARIS
Hikayeden uyarlama    Ben STASSEN
Domonic PARIS
Yapımcılar    Ben STASSEN
Caroline VAN ISEGHEM
Domonic PARIS
Mimi MAYNARD
Gina GALLO
Yürütücü Yapımcı     Eric DILLENS
Artistik yönetmen     Jérémie DEGRUSON
Dijital efektlerin yapımcısı     Caroline VAN ISEGHEM
Görsel senaryo     Ghislain CLOUTIER
Jean-Claude SOHIER
Karakter yapımı     Thierry MESNAGE
Matthias DE CLERCQ
Benjamin MOUSQUET
Lionel HAUTIER
Adrien NOTERDAEM
Animasyon süpervisorü    Dirk DE LOOSE
Özel efektler süpervisorü     Jérôme ESCOBAR
François COULON
Işık süpervisorü    Eric PAQUET
Curtis NZ EDWARDS
Orijinal müzik     Ramin DJAWADI
Ses efektler kurgu    Yves RENARD
Ses kayıt miksaj    Luc THOMAS

DAĞITIM: UIP FİLMCİLİK

Resimler:

Bir yanıt yazın