Yolculuk

Yolculuk 22 Nisan’da Sinemalarda
“İnsanlık bombalardan güçlüdür”

Her gün bombaların patladığı ve insanların bomba olup patladığı dünyamız büyük bir umutsuzluk ve korku gezegenine dönüştürüldü. İnsanlık direnmeye devam ediyor. Sokakta, işyerinde, müzikte, edebiyatta ya da sinemada… İnsanlığın topyekün direnişi olmadan bu dünya yaşanır bir dünya haline gelmeyecek.  Yolculuk filmi de bu direnişin bir parçası olma iddiasıyla 22 Nisan’da tüm Türiye’de seyircisiyle buluşuyor.

“Yolculuk” sade hikayesiyle “insan”ı arıyor ve o insanı bu direnişin bir parçası olarak görmek/göstermek istiyor. Ve bu hikayede insanlığın gücünü ve önemini vurguluyor. İnsanı arayan Yolculuk’un mottosu da hikayesi kadar sade: İnsanlık bombalardan güçlüdür!

Dünyanın dört bir yanında savaşların hüküm sürdüğü, dinsel, mezhepsel ve ırkçı kışkırtmaların tüm evrensel değerlere meydan okuyan meyveler verdiği, milyonlarca insanın doğup büyüdüğü topraklardan kaçmak zorunda bırakıldığı, büyük kentlerin en işlek noktalarında patlayan bombaların sıradanlaştığı günlerden geçiyoruz.
Bu karanlığa karşı Bağımsız Sinema Merkezi (BSM), insanlığını arayan bir genci merkezine alan, yaşamın ve umudun tarafını tutan “Yolculuk” filmiyle izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Senaryosu iki yıl önce tamamlanan ve bir yılı aşkın süredir çekimleri devam eden Yolculuk, 22 Nisan’da Türkiye’de izleyiciyle buluşacak.

Filmin konusu

Yolculuk filmi merkezine muhafazakâr bir ailenin en küçük çocuğu olan Mehmet’i alıyor. Gerici ve baskıcı bir ailede yaşayan Mehmet’in hayatı bağlı olduğu şeriatçı bir çevrenin faaliyetleri çerçevesinde şekilleniyor.
Mehmet’in bu çevrenin samimiyetsiz ve dayatmacı değerleriyle yaşamaya başladığı çelişkilere komşu eczanede çalışan Firdevs’e yönelik hisleri de ekleniyor ve çatışma daha farklı boyutlara taşınıyor. Bundan sonrası inandığı değerler doğrultusunda hayatına bir yön çizemeyen ve çelişkilerini farklı arayışlarla çözmeye çalışan Mehmet’in “insanlık” mücadelesini önümüze koyuyor.
Mehmet’in hikâyesi, bugün dünya çapında “cihatçı terör” olarak karşımıza çıkan ağın, yanı başımızda nasıl örgütlendiğini gözler önüne seriyor. Bu terör makinasının nasıl bir gerici ağdan    beslendiğini ve bu ağın “insanlık”la olan uzlaşmaz çelişkisini anlatmaya soyunuyor.