Yeni Yıl Şarkısı – A Christmas Carol

YENİ YIL ŞARKISI

“Sanki Charles Dickens bu hikayeyi filmi yapılsın diye yazmış o kadar görsel ve o kadar sinemaya özgü. Bugüne kadar yazılmış en güzel zamanda yolculuk hikayesi ve yazarının aslen düşündüğüne inandığım şekilde filmini yapmak istedim.”

~ Robert Zemeckis, Yönetmen/Yapımcı/Senarist

20 Kasım 2009’da Türkiye Sinemalarında gösterilmeye başlanacak olan “DISNEY’İN YENİ YIL ŞARKISI,” Oscar ödüllü yönetmen  Robert Zemeckis tarafından yeniden gündeme getirilen ve pek çok duyunuza hitap edecek olan macera dolu bu eğlence, klasik Dickens öyküsünün fantastik ruhunu son derece müthiş bir 3D (3 Boyutlu) sinema yapıtına dönüştürüyor.
“DISNEY’İN YENİ YIL ŞARKISI”, “Geleceğe Dönüş-Back to the Future”un senaryosuyla Oscar ödülü adaylığı “Forrest Gump”ın yönetmenliğiyle Oscar ödülü kazanan Robert Zemeckis’in yönettiği ve senaryosunu yazdığı en yeni film.
“DISNEY’İN YENİ YIL ŞARKISI”nın kısaca konusu:

Ebenezer Scrooge (JIM CARREY) Noel tatiline son derece alçakça başlıyor, sadık hizmetkarına (GARY OLDMAN) ve neşeli yeğenine (COLIN FIRTH) bağırıyor. Scrooge daha sonra öbür dünyada vurdumduymazlığının bedelini ödeyen ölmüş iş ortağı Joseph Marley’nin hayaletiyle karşılaşır. Marley aynı kaderi paylaşmaması için Scrooge’a yardım etmek ister ve ona üç ruhun onu ziyaret edeceğini söyler. Ancak Geçmiş, Bugün ve Gelecek Noellerinin hayaletleri, onu gözlerinin açılmasını sağlayacak bir yolculuğa çıkardığında, Yaşlı Scrooge görmek istemediği gerçeklerle karşı karşıya kalır ve kalbini açarak, çok geç olmadan kötülük dolu yılları telafi etmek zorunda kalır. “Yeni Yıl Şarkısı – A Christmas Carol” yazısını okumaya devam et

Alacakaranlık Efsanesi: Yeni Ay – The Twilight Saga: New Moon

FİDA FİLM sunar

“ALACAKARANLIK EFSANESİ: YENİ AY”

Bir  TEMPLE  HILL  Yapımı
IMPRINT  /  SUNSWEPT işbirliği ile…

KONU

Stephenie Meyer’ın fenomen haline gelen Alacakaranlık Efsanesi serisinin ikinci kitabından uyarlanan “Alacakaranlık Efsanesi: Yeni Ay”da, ölümlülerle vampirler arasındaki romans yeni bir kademeye taşınıyor ve Bella Swan (Kristen Stewart) vampir Edward Cullen (Robert Pattinson)’ın aşkına karşılık verebilmek için kaderle yüzleşiyor. Bir parçası haline geldiği doğaüstü dünyanın derinliklerine indikçe, kendisini daha da tehlikleye sokacak tarihi bir takım sırları öğrenmeye başlıyor.

Bella’nın 18. Doğumgününün ardından Edward onu korumak adına Bella’dan ayrılmaya karar verir. Bella reşit olduğu günlere yalnız ve kalbi kırılmış şekilde adım atarken farkeder ki başını her belaya sokuşunda Edward’ı kendisine çekebilmektedir. Edward’la beraber olabilme tutkusu kendini giderek büyüyen tehlikelere atmasına yol açar. Buna, motorsikletle hız yarışına çıkmak bile dahildir.

Çocukluk arkadaşı ve gizemli Quileute kabilesinin üyesi olan arkadaşı Jacob Black (Taylor Lautner)’in de yardımıyla eski bir motorsikleti tamir eder. Bella’nın donmuş olan kalbi Jacob ile kurduğu arkadaşlıkla bir nebze tamir olur.  Jacob’ın da kendine özgü bir sırrı vardır. “Alacakaranlık Efsanesi: Yeni Ay – The Twilight Saga: New Moon” yazısını okumaya devam et

2012

Yapım Bilgileri

Asırlar önce, Mayalar bize takvimlerini bıraktılar. Üstelik bu takvimin bir son günü vardı ve bunun anlamı açıktı. O günden beri, astrologlar onu keşfettiler, nümeroloji uzmanları kehanet için takvimden şifreler çıkardılar, jeologlar dünyanın o zaman vadesinin dolacağını söylediler; hükümet bilimcileri bile dünyayı 2012’de bekleyen devasa çaplı afeti yadsıyamıyorlar. Mayalarla başlayan bir kehanet artık mercek altına alınmış, tartışılmış, didik didik edilmiş ve incelenmiş bulunuyor. 2012 geldiğinde bileceğiz ki uyarıldık.
Columbia Pictures, bir Centropolis yapımı olan Roland Emmerich filmi 2012’yi sunar. Filmin başrollerinde John Cusack, Chiwetel Ejiofor, Amanda Peet, Oliver Platt, Thandie Newton’un yanı sıra Danny Glover ve Woody Harrelson da yer alıyor. Roland Emmerich’in yönettiği filmin yapımcılığını Harald Kloser, Mark Gordon ve Larry Franco; yönetici yapımcılığını Roland Emmerich, Ute Emmerich ve Michael Wimer; ortak yapımcılığını ise Volker Engel ve Marc Weigert üstlendi. Senaryosunu Harald Kloser ile Roland Emmerich’in kaleme aldığı filmin görüntü yönetimi ACS ve ASC’den Dean Semler, yapım tasarımı Barry Chusid, kurgusu Peter S. Elliot ve A.C.E.’den David Brenner, kostüm tasarımı ise Shay Cunliffe’in imzasını taşıyor. “2012” yazısını okumaya devam et

Turnuva – The Tournament

Kısa Sinopsis
Her yıl, gözden uzak ve dikkat çekmeyen bir kasabada, dünyanın en tehlikeli 30 suikastçisi arasında, hayatta sadece tek bir adam kalıncaya dek, kazananın 10 milyon dolarlık büyük ödüle ulaşacağı bir TURNUVA düzenlenir. Yüksek bahis oynamaktan keyif alan bir milyarderler konsorsiyumu tarafından düzenlenen turnuva, katılımcıları tarafından kapalı devre bir yayınla sonuna kadar takip edilir.

Turnuvaya katılan suikastçilerin herbirine birer takip cihazı ve düşmanlarının yerini tespit edebilecekleri birer el bilgisayarı verilir. Ancak suikastçilerden biri takip cihazından kurtulmanın bir yolunu bulur ve alkolik bir rahip olan Macavoy,cihazı yanlışlıkla yutar. Oldukça güzel bir kadın olan Lai Lai de turnuvanın gözde katillerinden biridir ve son hedefini, masum bir hamile kadın olduğunun farkına varmadan, öldürür. Turnuva organizatörlerinden intikam almaya kararlı olan Lai Lai, milyarderlerin bahis oynamaya devam ettiği merkeze ulaşana kadar rahibi koruması altına alır. Suikastçilerin birçoğunu altetmeyi başarırlar fakat uzun yıllardır şampiyonluğu kimseye kaptırmayan Joshua tarafından avlanırlar. Ölen hamile kadın onun karısı Mary’dir ve neden kendisi yerine karısının öldürüldüğünü öğrenmeye çalışmaktadır. Lai Lai ile beraber Mary’nin turnuvanın başından beri hedef olduğunu öğrenirler. Turnuvayı organize eden GÜÇLER, Joshua’nın turnuvaya katılacağından emin olmak istemişlerdir. Joshua çok kanlı bir intikam yolculuğuna çıkar. “Turnuva – The Tournament” yazısını okumaya devam et

Coco Chanel’den Önce – Coco Before Chanel

MODA GEÇER, STİL KALIR…
Coco Chanel

COCO CHANEL’DEN ÖNCE
COCO AVANT CHANEL

6 KASIM 2009’DA SİNEMALARDA
SİNOPSİS

Kız kardeşiyle birlikte Fransa’nın orta kesimlerinde bir yetimhaneye gönderilen ve her Pazar boş yere babasının onu almaya gelmesini bekleyen küçük bir kız…

Pek de iyi olmayan sesiyle sarhoş askerlere şarkı söyleyen bir kabare göstericisi…

Bir taşra terzisinde, kıvrım kenarları diken mütevazi bir dikişçi…

Koruyucusu Etienne Balsan’ın, yozlaşmış kişilerden uzakta bir sığınak sunduğu genç ve sıska bir hayat kadını… “Coco Chanel’den Önce – Coco Before Chanel” yazısını okumaya devam et