Resident Evil: Ölümden Sonra – Resident Evil: Afterlife

RESIDENT EVIL 4
AFTERLIFE 3D 2010

Dünya virüsün etkilerinden sarsılıp insanlar zombiye dönüşürken, Alice (Milla Jovovich) sağ kalanları bulup onları
kurtarma macerasına devam ediyor. Umbrella Corporation ile olan savaşı yeni boyutlar kazanır. Fakat Alice
beklenmedik eski bir arkadaşından yardım alır. Arkadaşıyla yeni bir yol bulular; bu yol onları zombilerden uzak Los
Angeles’daki bir sığınağa götürür. Ancak, şehre vardıklarında şehir binlerce zombi onları beklemektedir. Alice ve
arkadaşları ölümcül bir tuzağa doğru adım atmaktadır

Yönetmen: Paul W.S. Anderson, Yapımcı: Paul W.S. Anderson, Jeremy Bolt, Don Carmody, Bernd Eichinger, Samuel Hadida, Görüntü Yönetmeni: Glen MacPherson, Senaryo: Paul W.S. Anderson, Aksiyon, Korku, Gerilim türünde çekilen filmde Milla Jovovich, Wentworth Miller, Ali Larter, Spencer Locke, Shawn Roberts rol aldı. “Resident Evil: Ölümden Sonra – Resident Evil: Afterlife” yazısını okumaya devam et

“Saftirik Greg’in Günlüğü – Diary of a Wimpy Kid”

“Saftirik Greg’in Günlüğü – Diary of a Wimpy Kid”

Jeff Kinney’nin The New York Times – en çok satan kitaplar listesinde  74 hafta boyunca kalmayı başaran, tüm dünyada büyük beğeniyle okunan, Greg isimli bir ortaokul öğrencisinin eğlenceli maceralarını Greg’in dilinden ve illüstrasyonlarla anlatan DIARY OF A WIMPY KID/SAFTİRİK serisinden sinemaya uyarlanan SAFTİRİK GREG’İN GÜNLÜĞÜ kitaplarda da olduğu gibi Greg’in hayatıyla illüstrasyonları birleştirerek hem çocuklara hem de büyük yaştaki izleyicilere hitap ediyor.

Konu:  Greg Heffley için ortaokul dünyadaki en gereksiz fikirdir. Yüzlerce sosyal mayınla döşenmiş, etrafını moronların-yetmezmiş gibi garip kızların,  kabadayı tiplerin, öğlen arası kafeterya sürgünlerinin kapladığı bir yerdir. Bu sonu gelmez ‘işkence’lerden sıyrılmak, farkedilebilmek ve hakettiğini düşündüğü statüyü kazanmak için Greg bir sürü plan düzenler ki bu planların hepside tabii ki de ters gider.  O da çareyi tüm bunları bir parça kağıda, bir günlüğe yazmakta bulur – “bu bir günlük değil, bir anı defteridir!” Greg yazdıklarına daha az kızsal bir isim vermekte ısrarcıdır ve düşüncelerini, ailesiyle yaşadıklarını, sıkıntılarını ve özendiği ‘okul bahçesi başarıları’nı  yazar. “Bir gün ünlü olduğumda,” diye yazar Greg, “bütün gün insanların aptalca sorularını yanıtlamaktan daha iyi işlerim olacak.” Ve Saftirik’in günlüğü işte böyle başlar. ““Saftirik Greg’in Günlüğü – Diary of a Wimpy Kid”” yazısını okumaya devam et

Çılgın Hırsız – Despicable Me

UNIVERSAL PICTURES SUNAR

DESPICABLE ME ÇILGIN HIRSIZ

GÖZ ALICI BİR 3D DENEYİMİ 3 EYLÜL’ DE SİNEMALARDA

BUZ DEVRİ, BUZ DEVRİ 2: ERİME BAŞLIYOR VE HORTON KİMİ DUYUYOR’UN Sorumlu Yapımcısı CHRIS MELEDANDRI’DEN!

Universal Pictures ve Illumination Entertainment, size ve ailenizi 3 boyutlu bilgisayar animasyonu “Çılgın Hırsız”a davet ediyor. Karşınızda, yapımcı CHRIS MELEDANDRI’den (Buz Devri, Buz Devri 2: Erime Başlıyor ve Horton Kimi Duyuyor) dünyanın en büyük kötü adamının hayatına üç çocuk girince karşılaştığı zorlukların hikâyesi.
Beyaz çitler ve güllerle çevrili mutlu bir banliyö mahallesinde, bahçesi kupkuru siyah bir ev vardır. Komşular, bu evin altında gizli bir saklanma yeri olduğunu bilmemektedir. Etrafı minyonların oluşturduğu küçük bir orduyla çevirili olan Gru (Orjinal seslendirme: “Akıllı Ol”, “Horton Hears a Who! ve televizyon dizisi “The Office”ten Steve Carell) dünya tarihindeki en büyük soygunu planlamaktadır. Ay’ı çalacaktır. (Evet, Ay’ı!)
Gru, kötü olan her şeyi sevmektedir. Küçültme ışınları, dondurma ışınları, karada ve havada savaşa hazır araçlardan oluşan cephaneliğiyle yoluna çıkan herkesi yok eder. Ta ki üç küçük yetim kız ona bakıp, başka kimsenin onda görmediğini görene kadar: Potansiyel bir baba. “Çılgın Hırsız – Despicable Me” yazısını okumaya devam et

Son Kahraman – John Rabe

“SON KAHRAMAN JOHN RABE”

Oscarlı yönetmen Florian Gallenberger’ın çok satan romanlar listesinde yer alan  “The Good Man Of Nanking’den uyarladığı, Alman Film Ödülleri’nden En İyi Film ödülü başta olmak üzere birçok ödülle dönen filmi “SON KAHRAMAN JOHN RABE”; Alman bir işadamının Nanking Katliamı’nda(1937-38) 200,000 kadar Çinliyi kurtarışının gerçek hikayesini anlatıyor. Başrollerde Altın Küre adayı başarılı oyuncu Steve Buscemi yanısıra Daniel Brühl, Ulrich Tukur, Anne Consigny gibi yetenekli oyuncular “Son Kahraman John Rabe” filminde buluşuyor.

Konu:

Japonların, Çin Halk Cumhuriyeti’nin eski başkenti olan Nanking şehrini ele geçirmesi esnasında geçen 6 haftalık sürede Çin’in başkentinde acımasız,taruz ve saldırılar sonucu sayısı bilinmeyen erkek,kadın ve çocuk katledilir.Bütün dünya bu olayı şok ile karşılarken, süregelen bu şiddet kısa sürede tüm insanları sarar. Bir çoğu sessiz kalmayı  tercih ederken, bazıları ise ezilenler için bir şeyler yapmayı tercih eder. Bunlardan birsi de “Son Kahraman” Alman mühendis ve Nazi parti üyesi John Rabe dir. Kahramanlıklarıyla “Çin’in Schindler’i ünvanını kazanan Rabe, bu insanlar için güvenli alanlar yaratıp oralara güven içinde ulaşmalarını sağlamıştır. “Son Kahraman – John Rabe” yazısını okumaya devam et

Seni Uzaktan Sevmek – Going The Distance

SENİ UZAKTAN SEVMEK
3 Eylül 2010’da sinemalarda.

Erin’ın (Drew Barrymore) kıvrak zekası ve süzgeçten geçmemiş dürüstlüğü, bekarlığa yeni adım atmış olan Garrett’ı (Justin Long) bira, bar sohbeti ve ertesi gün edilen kahvaltı sırasında etkisi altına alır. Aralarındaki elektrik dört dörtlük bir yaz aşkının ateşini yakar, ama her ikisi de bu ilişkinin Erin’ın San Fransisco’daki evine dönmesi ve Garrett’ın işi için New York’ta kalmasıyla biteceğini düşünmektedir. Ne var ki, altı hafta boyunca beraberce şehrin altını üstüne getirmeleri beklenmedik bir anlam kazanınca, ikisi de ilişkiyi bitirme konusunda kararsız kalırlar. Arkadaşları Box (Jason Sudeikis) ve Dan (Charlie Day), Garrett’ın uçuş öncesi yemeden içmeden kesilmesi ve cep telefonuyla tam zamanlı bir ilişki yaşamasını espri konusu yapsalar da, en iyi içki arkadaşlarını, yeniden, zorlu bir ilişki yüzünden kaybetmekten hoşlanmazlar. Öte yandan, Erin’ın sinirli ve aşırı korumacı evli ablası Corinne (Christina Applegate) de, Erin’ı çok bilindik bir yolda tepetaklak düşmekten alıkoymak istemektedir.

Fakat iki zıt kıyılarda yaşamalarına, arkadaşların ve ailelerin olumsuz yaklaşımlarına, ve birkaç beklenmedik akıl çeldiriciye rağmen, çiftimiz aşk gibi bir şey bulmuş olabilirler; ve bol bol yazışmanın, müstehcen mesajların ve gece yarısı telefonlarının yardımıyla uzak mesafeli bir ilişkiyi hakikaten yürütebilirler. “Seni Uzaktan Sevmek – Going The Distance” yazısını okumaya devam et