Usta

Başrollerini Yetkin Dikinciler, Fadik Sevin Atasoy, Şevket Çoruh ve Hasibe Eren’in paylaştığı, yönetmenliğini Bahadır Karataş’ın üstlendiği Usta vizyona giriyor..
Dünyaca ünlü markaların Türkiye’deki reklam çekimlerini gerçekleştiren ve birçok başarılı projeye imza atan Yönetmen Bahadır Karataş ve Yapımcı Mete Özok’ un merakla beklenen uzun metrajlı filmleri Usta 8 Mayıs’ta vizyona giriyor.
Yönetmen Karataş’a Usta filminde Altın Portakal ödüllü Görüntü Yönetmeni Mirsad Herovic eşlik etti. Usta’nın senaryosunu ise Türk edebiyatının önemli yazarlarından Ayfer Tunç, Bahadır Karataş’la birlikte yazdı.

Geçtiğimiz yaz Eskişehir’de çekilen, sıcak, samimi, eğlenceli, insanın içine dokunan bir aşk ve tutku filmi olan Usta’da başrolleri Yetkin Dikinciler, Fadik Sevin Atasoy, Şevket Çoruh ve Hasibe Eren paylaşıyor.

Usta, uçak yapma tutkusunu hayatının merkezinde gören bir erkekle, kendisini kocasının hayatının merkezinde görmek isteyen bir kadının bitmeyen çekişmesini konu ediyor.

Sanayi mahallesinin en iyi motor ustası Doğan, tutkusunun peşinden giderken, âşık olduğu kadın kadar çevresiyle ve en yakın dostuyla da çatışıyor. Hayatta dengeyi bulmaya, yırtmaya çalışan insanların sıcak, gerçekçi, samimi hikâyesini izliyoruz film boyunca. İkisi de pes etmeyen bir kadın ve erkeğin çekişmesi, dostlukların sınanması, insanlara güvenmek, aşk ve iş, para ve haysiyet ikilemleri Usta filmini sürükleyen ana unsurlar. “Usta” yazısını okumaya devam et

Star Trek

8 Mayıs’ta Sinemalarda
Yapımcılığını Damon Lindelof ile Bryan Burk’un gerçekleştirdiği “Star Trek”in senaryosunu Roberto Orci ile Alex Kurtzman yazdı, yönetmenliğini J. J. Abrams üstlendi. Bu filmle sinemaseverler “Star Trek” serisinin en başına gidecek ve efsanenin ana rahmine düşüşüyle doğumuna tanık olacak.Bu filmde orijinal “Star Trek” serilerinin ana karakterleri temel alınırken bu karakterler yeni bir oyuncu kadrosu tarafından canlandırıldı.
Filmde Kaptan James T. Kirk (Chris Pine) ile Mr. Spock’un (Zachary Quinto) Atılgan uzay gemisinde bir araya gelmeden önceki günleri ve gelecekten gelen bir Romulan olan Nero’nun Gezegenler Birleşik Federasyonu’na yönelik tehdidini önleme çabaları anlatılıyor.
Filmin geliştirme çalışmalarına, Abrams, Orci ve Kurtzman’ın seriyi yeniden ele almak için fikir geliştirdiği 2005 yılında başlandı. Üçünün de ortak amacı, yediden yetmişe tüm sinemaseverlerin  ilgisini çekecek bir film yaratmaktı. “Star Trek” geleneğine bağlı kalırken aynı zamanda zaman yolculuğu öykü çizgisinin modifiye edilmiş sürekliliğini sağlayacak unsurları izleyiciye tanıtmak istiyorlardı. Orijinal dizinin prodüksiyon tasarımlarını modernize ederek işe başladılar.
Filmin çekimleri 2007 Kasım ayı ile 2008 Nisan ayı arasında tam bir gizlilik altında gerçekleştirildi. Gösterim tarihi Paramount tarafından yapılan açıklamayla 8 Mayıs 2009 tarihi olarak duyuruldu. “Star Trek” yazısını okumaya devam et

Milk

Bir Gus Van Sant Filmi
Gey Hakları Savunucusu, Arkadaş, Aşık, Politikacı, İkon, İlham, Kahraman,hayatı tarihi değiştirdi. Cesareti ise birçok kişinin hayatını.

1977’de, Harvey Milk San Francisco Şehir Meclisi’ne seçilerek Amerika’da eşcinselliğini saklamadan bir devlet kadrosunda üst düzey yöneticiliğe seçilen ilk kişi oldu. Zaferi, sadece eşcinsel hakları adına önemli değildi. Politik alanda koalisyonlar peşindeydi. Yaşlı vatandaşlardan sendikalı işçilere kadar herkes için, Harvey Milk bir uğurda savaşmanın anlamını değiştiren, 1978’de ölümüne kadar da tüm Amerikalıların kahramanı haline gelen biri oldu. Oscar ödüllü Sean Penn, yine Oscar adayı Gus van Sant yönetiminde Harvey Milk’i canlandırıyor. Dustin Lance black’in orijinal senaryosundan yola çikarak çekimleri San Fransisko’da gerçekleştirilen filmin yapımcılığını Akademi ödüllü Dan Jinks ve Bruce Cohen yapıyor.

Milk, Harvey Milk’in yaşamından sekiz yılı anlatıyor. New York’ta yaşarken 40 yaşına giren Milk ve sevgilisi Scott Smith (James Franco), hayatlarına daha fazla anlam katmak için San Fransisko’ya taşınır ve burada, Castro Kamera adında küçük bir dükkan açarlar. Dükkanın olduğu işçi sınıfı mahallesi, kısa zamanda ülkenin dört yanından akın eden geyler için nefes alabilecekleri bir yer haline gelecektir. Çok sevdiği Castor mahallesinin ve ona güç veren küzel San fransisko şehrinin etkisiyle, Milk çok geçmeden hem Scott kadar kendisini de şasırtacak şekilde, değişim için kolları sıvar. Herkes için eşit hak ve özgürlüğün savunucusudur. Ve geylere karşı önyargı ve şiddet uygulanmasının normal karşılandığı bir dönemde, Milk San Fransisko ve San Fransiskolulara’a duydugu büyük sevgi sayesinde, gencinden yaşlısına, eşcinselinden heteroseksüeline kadar herkesin desteğini arkasına alır. “Milk” yazısını okumaya devam et

Igor

Çılgın bilim adamlarının ve onların şeytani icatlarının el üstünde tutuldukları bir ülke düşünün. Burada doğan bir kamburun kaderi sizce nedir? Cevabı biz verelim; Igor olmak!
IGOR klasik canavar filmlerine farklı bir bakış getiren, son derece eğlenceli bir komedi. Film sürekli aşağılanan bir laboratuvar asistanı olmaktan bıkmış Igor’un hikâyesini anlatıyor. Kendisiyle aynı kaderi paylaşan adaşlarından farklı olarak, bu Igorun gerçekleştirmek istediği hayalleri var; mesela bir bilim adamı olmak gibi. Başarısız efendisi bir deney sırasında beklenmedik şekilde ölünce, Igor da yıllardır beklediği şansı yakalamış oluyor.
Ülkede her yıl düzenlenen “Şeytani İcatlar Fuarı”na katılmaya karar veren Igor, bizzat yarattığı iki arkadaşından da destek alıyor. Fakat arkadaşları Igor’a yardım ettikleri kadar ayak bağı da oluyorlar. Örneğin Beyin ismiyle tezat oluşturacak derecede zeka yoksunu. Scamper ise zeki olmasına zeki ama karamsarlığıyla ekibe pek destek olduğu söylenemez. Ölümsüz olmasına rağmen en büyük emeli başarıyla sonuçlanacak bir intihar girişimi olan Scamper, sürekli konuşarak yaratıcısı Igor’u çileden çıkartmaktan geri durmuyor.
Yeterince tehlikeli ve zor bir işe soyunmuş olan Igor, gizlice bilim fuarına hazırlanırken yaşadıkları ülkeyle ilgili bir sırrı keşfediyor. Bu sefer kahraman olmak sırası hep hor görülenlerde. “Igor” yazısını okumaya devam et

Nokta

Bir zamanlar işlediği bir suç yüzünden azap çeken ve çektiği azaptan
kurtulmaya çalışan bir adamın hikayesinin anlatıldığı Nokta 8 Mayıs’ta izleyicisiyle buluşuyor.

Yapımcılığını Baran Seyhan’ın ve Derviş Zaim’in paylaştığı yönetmenliğini ise yine Dervis Zaim üstlendiği;film de Mehmet Ali Nuroğlu, Settar Tanrıöğen, Serhat Kılıç, Şener Kökkaya, Mustafa Uzunyılmaz, Nadi Güler, Numan Acar, Bayazıt Gülercan, Begüm Birgören, Cem Aksakal ve Hikmet Karagöz olağan üstü performanslarıyla göz dolduruyor.

Tuz gölünde tek planda çekimleri tamamlanan Nokta; içeriğinde suç ve ceza, görev ve sorumluluk, kötülük sorunu, gelenekten yararlanma konularının üzerinde tartışma açarken seyir zevki vermeyi de ihmal etmemeye çalışıyor.

Gösterildiği Montreal Film Festivali,Saraybosna Film Festivali,Montpellier Film Festivali, Kahire Film Festivali ile  birçok yerli festivalin de bir çok dalda yarışan film en iyi yönetmen, en iyi film en iyi müzik dallarında toplamda onüç ödül kazandı. “Nokta” yazısını okumaya devam et